Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Şensoy, baş ağrısı ve migren arasındaki farklara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Şensoy, her baş ağrısının migren olmadığını ancak migrenin genellikle hafife alındığını vurgulayarak, doğru tanı ve zamanında tedavinin yaşam kalitesini ciddi şekilde artırdığını kaydetti.

Baş ağrısının stres, uykusuzluk, açlık ve yoğun çalışma gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabileceğini anlatan Şensoy, migrenin ise nörolojik bir hastalık olduğunu ve baş ağrısından çok daha fazlasını kapsadığını ifade etti.

Şensoy, migrenin sıklıkla başın tek tarafında zonklayıcı şekilde hissedildiğini, bulantı, kusma, ışığa ve sese karşı hassasiyet gibi belirtilerle seyrettiğini aktardı.

Migren doğru tanı ve tedaviyle yönetilebilir

Hastalardan, "Baş ağrım migren mi?" şeklinde sorular geldiğine işaret eden Şensoy, migren şüphesi taşıyanlara yönelik ayırıcı belirtilere ilişkin şu bilgileri verdi:

"Ağrı tek taraflı ve zonklayıcı mı? Atağa bulantı ya da ışığa duyarlılık eşlik ediyor mu? Ağrı, günlük yaşamı kesintiye uğratıyor mu? Bu sorulara 'evet' yanıtı veren hastaların mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurması gerekiyor. Migren doğru tanı ve tedaviyle yönetilebilir."

Migren tedavisinde standart bir reçeteden söz edilemeyeceğinin altını çizen Şensoy, "Bazı hastalar atak sırasında kullanılan ilaçlarla rahat ederken, bazıları için koruyucu tedavi şarttır. Aynı zamanda stres yönetimi, sağlıklı beslenme ve düzenli uyku gibi yaşam tarzı değişiklikleri de tedavinin önemli bir parçasıdır." ifadelerini kullandı.

Şensoy, "Doğru tanı ve düzenli tedaviyle migren ataklarını en aza indirmek mümkün. Hastalarımızın şikayetlerini ciddiye alarak en uygun çözümü birlikte belirliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.