VELİ ALTINKAYA

Tarih: 21.11.2013 10:17

BEKİR YILDIZ ÇOCUKKEN ÖLMÜŞ

Facebook Twitter Linked-in

Sizler bu satırları okurken Türkiye Gazeteciler Federasyonu 43. Başkanlar Konseyi toplantısına katılmak üzere Batman-Mardin yolunda olacağım. İnşallah pazara döneriz...

Kocasinan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın hayatını anlatan, Emir Kalkan ve İrfan Birol’un kaleme aldığı “Bekir Abi” adlı kitabın özetini pazartesi “Çile Yüklü Bir Hayat” başlıklı yazı ile ve kendi lisanımızla özetlemeye çalışmıştım.

Bugünden başlayarak üç gün süreyle, daha çok kitaba bağlı kalmak kaydı ile, yer yer küçük katkı ve yorumlar yaparak, benim okurken gerçekten etkilendiğim; sizlerinde etkileneceğinize inanıyorum...

Kitaptan  peyderpey bazı satırları aktaralım.:

“...Bozatlıpaşa Mahallesi, Leblebici Sokak 1 numaralı ev. 1951 yılının sonlarıydı. Soğuk, sokakların karla dolu olduğu bir kış günüydü.

Babaları işe gittiği için evde kimse yoktu. Annesi Hikmet hanım birden rahatsızlandı. Doğum sancıları tutmuştu. Komşu kadınlar ilkokula henüz başlamış olan ağabeyi Ömer’i hemen iki sokak ötedeki mahalle ebesine koşturdular. Yerde yarım metre kar vardı. Ebe kadın karları yara yara yetişti.

Ve iki saat sonra müjdeyi verdi.

“Gözünüz aydın, bir oğlunuz oldu.”

Küçük Bekir, Sofuların Mustafa Efendi’nin üçüncü erkek çocuğu olarak burada dünyaya geldi.

Mustafa’dan olma, Hikmet’ ten doğma diye geçti nüfus kağıdına.

Tombul, apalak, bembeyaz, sevimli bir çocuktu.

Eş, dost, hısım, akraba gözaydına geldiler.

Günlerce doldu, taştı ev.

Kulağına ezanlar okunda adına ”Bekir” dendi.

Anne, onu hazırladığı zıbınlara sardı, beledi, kuşattı.

Ahmet’ten kalma eski beşiğe yatırdı, salladı, ninni söyledi, uyuttu, yatırdı.

Baba üçüncü oğluyla daha bir gururlandı.

Ömer kucağında, Ahmet sırtında taşıdı onu.

Eve yeni bir yüz, yeni bir şenlik, yeni bir sevinç geldi.

Günler mutluluk içinde, geceyi gündüze, baharı yaza devrederek akıp gidiyordu.

Ama bu sevinç, bu mutluluk fazla sürmedi...”

 Birkaç sayfa atlayıp kitaptan devam edelim.:

“Bir yaz günü, babanın ölümünden birkaç gün sonra küçük Bekir aniden rahatsızlandı; ateşler içinde yanıyordu. Zaten babanın ölümüyle yasa gark olan aile Bekir’e doğru dürüst bakamamış, hatta acılar içindeki anne onu emzirememişti bile. Bu yüzden zayıf düşmüş, üst üste defalarca zatüreye yakalanmıştı. Sürekli iğne ilaç veriliyor, ev ilaç şişelerinden geçilmiyordu. O gece hastalığı daha da ağırlaştı.Yeniden doktor, ilaç, iğne, yeniden koşuşturmalar da kar etmedi. Çocuk göz göre göre eriyip gidiyordu.

Gecenin geç saatlerinde birden nefesi kesildi Bekir’in. Boynu bir yana düştü, annesinin kucağında kaskatı kesilip öldü.

Ev çığlıklarla feryatlarla doldu. Tüm kardeşler annenin dizi dibine oturup sabaha kadar ağlaştılar. Hısım, akraba, konu, komşu herkes koşup ölünün başına toplandılar.

Sabah kefenlendi küçük mevta. Kayseri’de mezarları yoktu, bu yüzden de baba-dede yurduna Yazır Köyü’ne götürüp gömmek zorundaydılar. Sabah, amcanın sürdüğü tahta tekerlekli bir at arabasına bindiler. Anne, kucağında küçük mevta,yanında akrabalardan birkaç hatun...

Mahalleli kadınlar ağlayarak yola vurdu onları.

Erkilet’in hemen ötesindeki Yazır köyünün yolu tutuldu.

Toprak, eski, taşlı bir yola düştüler. Hem ağlaşıyor, hem de takırdayıp, sarsılıp duran tekerleklerin üzerinde köye doğru gidiyorlardı.

Aradan iki saate yakın zaman geçmiş, Yazır’a yaklaşmışlardı ki, anne birden irkildi;

 Kucağındaki mevta hareket ediyordu.

Korktu!.

“Bu kıpırdıyor” diye bağırdı.

Emmi birden atların dizginlerini çekip arabayı durdurdu, çocuğu annenin kucağından alıp kefeni açtı, eğildi, nefesine baktı.

 “Bu yaşıyor! Bu yaşıyor!” diye sevinçle haykırdı.

Hep birlikte bir şenlik yaşandı tepenin başında.

Gömmek için mezara götürdükleri çocuk gerçekten de yaşıyordu.

Şaşkınlık, hayret ve sevinç içinde geri döndüler.

Bu olay küçük Bekir’in  ikinci doğumu, dünyaya ikinci gelişi oldu adeta...

Gerçekten de bir mucizeydi bu.

Eğer Kayseri’de mezarları olmuş olsaydı...

Yazır köyüne gitmek için iki saat yol tepilmeseydi....

Küçük Bekir çoktan gömülmüş olacaktı...”


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —