VELİ ALTINKAYA

Tarih: 03.11.2016 00:00

BAZILARI HALA ANLAMAMIŞ...

Facebook Twitter Linked-in

Kayseri´deki FETÖ yargılamalarında, başta Hacı Boydak olmak üzere bazı isimlerin mahkeme heyeti karşısındaki savunmalarına baktım. Boydak ve FETÖ?zanlıları ile o cenahta yer alan isimler bazı şeyleri hala anlamamış.
Hacı Boydak, dahil bazı isimler hala FETÖ?ile bağlantılı kurum ve kuruluşlarda yaptıkları mali ve manevi desteği, ?Biz hayırseveriz, zekat, burs, kurban parası verdik ? diyor.
?PDY´yi Ciddiye Almazsanız? başlıklı, 31 Mayıs 2016 tarihli, yazımda, devletin bazı isimlerin ?cemaat? diye baktığı yapıya nasıl yaklaştığını uzun uzun anlattım.
O yazının bir bölümünü bu değerlendirmemin ardından tekrar yayınlayacağım ki bazı hususlar iyi anlaşılsın.
Devlet adına bu süreci yürüten kamu görevlileri eğer Ocak 2014´ten geriye giderek insanların bu yapıya verdiği maddi manevi desteği sorguluyorsa yanlış yapar. O zaman başta o dönemin?Başbakanı Sayın Erdoğan olmak üzere, bu yapıya ?yardım ve yataklık? eden ne kadar isim varsa cümlesini sigaya çekmek gerek.
Kaldı ki bu tarihten öncesi için?Sayın?Cumhurbaşkanı, ?Allah ve milletim affetsin!? demiştir. Bu ihanet şebekesinin bir terör örgütü olduğu, MGSB dahil edildiği tarihle birlikte, devletin bakışı değişmiştir. O saatten sonra her vatandaşta devlet gibi bakmak zorunda. Aksi takdirde bunun hesabını verir.
Adı ve görevi ne olursa olsun, herhangi bir kişi bu tarihten (Ocak 2014, hele hele Mart 2014´ten itibaren) o yapıya mensup şirket, vakıf veya derneğe yardım etmişse, kesinlikle ?terör örgütüne yardım yapmış? demektir. Ama, bu noktada yukardaki tarihleri karıştırmamak gerek. Boydak bunu karıştırıyor.
Memduh Boydak, mahkeme Başkanına mealen, ?Benim bir milyar lira şahsi servetim varken, neden şundan-bundan 50-100 bin lira isteteyim? demiş.
Memduh Bey´e; ?Beyefendi, siz Ocak 2014´ten itibaren, o gün için ?yasal gibi´ gözüken bu yapıya mensup kuruluşlara destek amacıyla hiçbir kapıyı çalmadınız mı? Bunca şahit ve belge yalan mı söylüyor? Siz buraya hiç destek vermediniz mi? Bu tarihten sonra dershaneler, Bank Asya vs ile ilgili sosyal medya hesabınızdan paylaştığınız açıklamaları nasıl yorumlamalıyız?? diye sormak lazım. Mahkeme de bunu sorar...
Bu davanın karşı tarafı, olaya devletin baktığı pencereden bakmıyor. İllaki kendi pencerelerinden süreci yorumluyorlar.
31 Mayıs 2016 tarihli ?PDY´yi Ciddiye Almazsanız? başlıklı yazımın bir bölümünü lütfen bu çerçevede bir daha okuyun.:
?Devletin, ?ihanet şebekesi?nin ötesinde bir ?örgüt?, hem de ?terör örgütü? olarak gördüğü bir yapıyı siz görmezden gelirseniz veya ?Bana ne kardeşim, devlet öyle düşünebilir. Burası benim için bir örgüt değil, bilakis hayırlı işler yapan bir müessese? diye düşünürseniz kesinlikle yanlış yaptığınızı bir gün anlarsınız...
O günün de çok uzun olmadığını söyleyeyim.
Artık Fetullah Gülen yapılanmasını bir cemaat, hayır işi, öğrenci, yurt vs işi yapan bir organizasyon gibi göremezsiniz. Görüyorsanız dahi, bunu yüksek sesle dillendirirseniz, PKK için aynı şeyi yapan hangi muameleye tabi ise bu yapı içinde benzeri süreç size reva görülür.
17-25 Aralık sonrasında Abdullah Gül´ün Cumhurbaşkanlığı, Recep?Tayyip Erdoğan´ın başbakanlığı döneminde ?İhanet Şebekesi?, Milli Güvenlik?Siyaset?Belgesi denilen ?Kırmızı Kitap?a ?Legal Görünümlü İllegal Örgütler? olarak girmişti. 2014´ün ilk çeyreğinde alınan bu karardan kısa süre sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın hazırladığı bir iddianamede Savcı´nın kısaca ?FETÖ??dediği ?Fetullahçı?Terör?Örgütü? nitelendirmesini ağır ceza mahkemesi kabul etti.
Geçen iki yıllık sürede, bu ihanet şebekesinin şu veya bu oranda içinde yer alan bazı isimlerin gözaltı ve tutuklanmalarında sıkıntı yaşandığını gören DEVLET, son MGK´da bu kez yeni bir kararla malum örgütü ?tıpkı Savcı gibi FETÖ? olarak nitelendirmiştir.
Bütün bu olanları kamu görevlileri veya kamu kurumu niteliğindeki kuruluşların yöneticileri görmezden gelemez. Tabi ki öncelikle kolluk kuvvetleri ve yargı mensupları bu kararı görmezden gelemezler...
Fetullah Gülen´in hepimizin yıllardır sandığı gibi bir ?Hoca Efendi? olmadığı aşikardır. Bu ülkenin başbakanını, genel kurmay başkanını, bakanlarını, MİT?Müsteşarını hemen her üst düzey yöneticisini dinleyen, MİT´in tırlarını durdurarak bu ülkeyi ?Terör örgütlerine yardım eden bir devlet? olarak göstermeye çalışan, himmet adı altında topladığı paraları hangi ülkelere ve nerelere gönderdiği sonradan anlaşılan, yıllardır kendilerine yakın isimleri bir plan ve görev dahilinde kamu kuruluşlarına, üniversitelere yerleştiren, bu ülkenin genel kurmay başkanından, nice ünlü isme kadar kurduğu kumpaslarla tutuklanmalarını sağlayan, zaman zaman PKK denen terör örgütüyle işbirliği yapacak kadar alçalan bir yapının hala ?cemaat? olarak görülmesi mümkün müdür?
?Ben öyle görüyorum? derseniz, bir başka isim de çıkar, PKK için ?Ben de bu örgütü, Kürt halkının bağımsızlık mücadelesini veren bir yapı olarak görüyorum? diyebilir.
Devlete rağmen böyle düşünemezsiniz.
ABD´de veya Avrupa ülkelerinde bir kişi çıkıp da ?Canım El Kaide de, DEAŞ de terör örgütü değil. Bunlar İslam için can veren kahramanlardır? diyebilir mi? Derse hangi muameleye maruz kalırlar?
Hala şehrimizde bazı isimler bunu anlamamış gözüküyor...
Bu örgüte bir kuruş yardım yapan kesinlikle en az beş yıl hapis cezası ile cezalandırılır. Sizin iyi niyetli olmanız veya bu yapıyı örgüt vs olarak görmemeniz, suçsuz olduğunuz anlamına gelmez...
Onun için gelin başımızı iki elimiz arasına alıp, attığımız her adımı, söylediğimiz her sözü süzgeçten geçirelim. Yoksa ?Eyvah? demek için iş işten geçer.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —