Yabancı kökenli bir kelime olan “mobbing” türkçede  “bıktırma,bezdirme” manasına geliyor.  İş yerlerinde patronların ya da aynı kıdemdeki çalışanların işçilere uygulamış olduğu psikolojik baskıya mobbing deniyor. Örnek vermek gerekirse; bir patronun herkesin içinde bir işçiyi aşağılaması, rencide etmesi ve bunu sürekli hale getirmesi durumuna mobbing deniyor.

Mobbingle Mücadele Derneği Kayseri Temsilcisi Prof. Dr. İsmail Hakkı Nur;” Mobbing insanın yaşamış olduğu psikolojik tacizin adıdır. Buna Amerikan ve Avrupa hukukunda psikolojik terör de deniyor. Dolayısıyla, insan yaşamış olduğu bu psikolojik baskı altında kendisinden vazgeçebildiği gibi, intihara kadar sürüklenebiliyor ve bu konuda bilinçlenilmesi ve farkındalık yaratılmasına ihtiyaç duyuluyor.”ifadelerini kullanarak giriş yaptığı mobig konusunda  bakın sözlerini nasıl sürdürdü...

Mobbing olabilmesi için kişinin yaşamış olduğu psikolojik süreçte devamlık ve süreklik esastır ifadelerini kullanan Nur, mobbingle verdiği mücadeleyi  dile getirdiği kendi hayatından bir anektotta bakın nelere dikkat çekti. ” 1 ay yaklaşık olarak 21-22 iş günü eder. Ben 4 aylık zaman dilimi içerisinde 12 soruşturma geçirdim. Her 8 günde bir soruşturma geçirdim. 4 ay sonra bana 9 soruşturma daha açıldı. 8 ayda toplam 21 soruşturma geçirdim. Bu süre içinde yaklaşık 9 günde bir soruşturma geçirmiş oldum. Bu normal olabilir mi ? Bunun adı psikolojik taciz mobbingdir. Ben bu kanıya kendi kendime varabilirim ancak bunu belgelendirmem gerekir. Kişi yaşamış olduğu travmayı İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi  Adli Tıp Ana Bilim Dalı ve Psikiyatr Ana Bilim Dalına resmen müracaat eder. Elindeki tüm bilgi ve belgeleri oraya sunar ve oranın raporu hiçbir zaman iptal edilmeyecek bir rapor olur. Kişinin psikolojisi mobbingden dolayı bozulmuştur raporu verilir.“

“Bana yapılanlar hukukun dışındadır, mobbing yapılmıştır der ve kişiyi mahkemeye verirseniz, mahkemedeki hakime sayın hakimim bana yapılanlar hukukun dışındadır bunların belgelendirilmesini istiyorum derseniz, hakim dosyayı alır ve bir idare hukukçusuna, iş hukukçusuna , medeni hukukçuya gönderir, hukuk fakültelerinden de bu konuda resmi bir belge alır.” İfadelerini kullanan Pr. Dr. Nur sözlerini şöyle sürdrdü...    “TBMM Komisyon raporlarının konuyla ilgili;” Raporun 19. Sayfasında ‘psikolojik tacizin birey üzerindeki duygusal ve fiziksel etkilerini; uykusuzluk, sinir bozukluğu,, melankoli hali, konsantrasyon bozukluğu, sosyal izolasyon, kendini küçümseme ve aşağılama, sosyal uyumsuzluk, çeşitli psikosomatik rahatsızlıklar, depresyon, umutsuzluk ve çaresizlik hissi, sinirlilik, öfke, huzursuzluk ve derin keder hali” raporun 78. Sayfasında ise, “psikolojik tacizden kaynaklandığı ya da tetiklendiği  tıbbi raporla belgelenmelidir.”

Mobbinge uğrayan kişilere de seslenen Nur;” Mobbinge uğrayan dostlarımız, arkadaşlarımız, kardeşlerimiz asla korkmasınlar. Kendilerinden daha güçlü bir şey olmadığını bilsinler ve bununla mücadele etsinler,” diyerek onları yüreklendirmeye çalıştı...

Mobbing konusunda bilgi edinmek için ikinci durağımız ise Uzman Psikolog Efser Selamet Çelik’ti. Konunun psikolojik boyutunu anlatarak komuoyunun mobbing konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Çelik;”  İnsanların kompleksleriyle alakalı bir konu aslında mobbing. Maddi veya manevi çıkar gözeterek kendi statüsündeki veya alt statüdeki insanlara karşı uygulanan psikolojik tacizdir. Mümkün olduğunca insanlar haklarını korumak zorundalar. Aksi taktirde suistimal edilirler. Çoğunluk dışarıya yansıtmıyor. Olayı gizliyorlar. Bunalıma girip, intihara bile tetikleyen bir süreç olabiliyor. Ne kadar çok sessiz kalırlarsa o kadar ezilirler. Mümkün olduğunca açık ortam içerisinde karşı tarafın üstünlüğünü ya da bu mobbing durumunu ifade etsinler. Haklarını savunsunlar, şahit tutsunlar. Gerekirse psikolojik destek alsınlar, kendilerini bırakmasınlar. Ezilirlerse devam eden süreçte daha da ezilmeye ortam yaratmış olurlar.” değerlendirmesinde bulundu...