Tarih: 08.10.2012 08:41

KIZLIK SOYADINI KULLANMAK İSTEYENLERE KÖTÜ HABER

Facebook Twitter Linked-in

 Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesi, kadınların evlendikten sonra sadece kızlık soyadlarını kullanmalarına izin vermiyor.

 

 Ankara’da yaşayan Tutku Yurdakul, evlendikten sonra sadece kızlık soyadını kullanmak için Ankara 11. Aile Mahkemesi’ne dava açtı. Yerel mahkeme de Tutku Yurdakul’un sadece kendi kızlık soyadını kullanmasına karar verdi. Kararın temyiz incelemesi Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından yapıldı.

 

 Daire, yerel mahkemenin kararını bozarken “Kocasının soyadında bir değişiklik olmadıkça evlenen kadın kocasının soyadını taşımak zorundadır. Yasal düzenleme böyledir. Evlilik boşanma veya iptal kararıyla sona ermedikçe evli kadının yalnız evlenmeden önceki soyadını kullanması, yasal olarak mümkün değil” denildi.

 

 Kararda, Medeni Kanun’un 187. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava açıldığı, ancak yüksek mahkemenin bu talebi reddettiği hatırlatıldı. Kararda, “Yasal hüküm yürürlükte bulundukça mahkemenin yasal düzenlemeye aykırı karar tesis etme olanağı yoktur” denildi.

 

 AİHM’nin kızlık soyadını kullanmak isteyen kadına olumlu  cevap  verilmemesi üzerine Türkiye’yi mahkûm ettiği de hatırlatılan kararda şu ifadeler yer aldı:

 

“AİHM, Tekeli- Türkiye kararında kişinin soyadını özel hayatın kapsamında kabul etmiştir. Evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunu özel hayata müdahale olarak kabul etmiştir. Burada ihlale yol açan ulusal mahkemelerin uygulaması veya yasa hükmünün yorum tarzı değil, yasal düzenlemenin kendisidir. Bu düzenleme değiştirilmedikçe mahkemeler yasaya uygun karar vermekle yükümlüdür.”

 

 Kararda, yerel mahkemenin dava açan kadına kızlık soyadını kullanma hakkı verirken, anayasanın 90. maddesini uygulamasının doğru olmadığı da savunuldu: “Yerel mahkemenin olayda uygulanma olanağı bulunmayan anayasanın 90/son maddesinden hareketle ulaştığı sonuç doğru olmadığı gibi Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılık etkisini de bertaraf edici niteliktedir. Böyle bir yaklaşım ‘yürürlükte olan yasa hükmüne aykırı kararlar verilmesi’ sonucunu hasıl eder. Bu ise Türk Medeni Kanunu’nun benimsediği aile birliğinin kocanın soyadı üzerinde devamına ilişkin prensibi ve kamu düzenini bozar.”

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —