Programda konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Erciyes ile konuşurum, diğer dağlara konuşurum. Erciyes’in manen bana seslendiğini hissederim. Geride kalan Anadolu’yu merak etmeyin. Biz Erciyes Dağı olarak ve eteğimdeki kahraman insanlar olarak bu vatanı bekleyecektir der. Seyyid Burhaneddin Veli, bizim de manen hocamız olan, bütün Konyalının manevi hocası olan bir velidir. Bugün Kayserili dostlarımın, Kayserili Davut olarak akdedilmeyi isterim. Ortadoğu coğrafyasına bir şehir kültürü olarak yayılması sağlayan Mimar Sinan mimarimizin kahramanıdır. Erciyes Dağı nasıl bu toprakları beklerse, Abdullah Gül de Çankaya’da olduğu süreçte milli iradeyi zirveye taşımıştır. Türkiye’de ilk defa Cumhurbaşkanlığı makamı daha önce olmadığı bir şekilde devredilmiştir. Bu yeni Türkiye’nin başlangıcıdır. Onun için bu rahatsızlıklar yaşanıyor. İlk defa böyle bir görev teslim töreni yapıldı. Bu erdemi yaşadıkları için iki cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum. Gerek 11. cumhurbaşkanımıza Kayseri’den bir kez daha selam ediyorum. Kutlu görev değişimi adına bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Hepimizin yoğunlaşması gereken husus Türkiye’nin geleceği adına inşa edilmesi gereken husustur. Bugün hicri yılbaşı. Kayserililer her alanda büyük devrimler yaptı. Ulaştırmada 2013 yılında Kayseri’de komşu vilayetlerle bağlantıları duble yol oldu. 380 bin olan hava yolu kullanan sayısı şimdi 1 buçuk milyonu aştı. Tarımda dünyada 7. büyük ülkeyiz. Hangi alana bakarsanız bakın, sağlanan bu başarının arkasında en önemli devrim özgüven devrimidir. Yeter ki bu güveni hissedelim. Saldırıda görüldüğü gibi, gezi olaylarında görüldüğü gibi birleri bu özgüvenden rahatsız oldu. Milleti tehdit gibi görmeyen devlet anlayışından korkuyorlar. Geçen sene `Gezi` olaylarında o ay içinde yeni Türkiye’nin önünü kesmeye çalıştılar. 17-25 Aralık’ta tekrar darbe vurmak istediler. Başka oyunlar içine girmeye çalıştılar. Türbülans olur mu diye düşündüler. Hükümetimiz kuruldu. Bu yapılanmadan sonra AK Parti yoluna devam etti. Biz 3 gün içinde dahil 9 yıllık bir hükümet kitabı çıkartırız ve basarız” dedi.

“BİZ ZULME UĞRAYANLARIN ETNİK KİMLİĞİNE BAKMADIK”
Zulme uğrayanların etnik kimliklerine bakmadıklarını söyleyen Davutoğlu, “Biz zulme uğrayan kardeşimizin etnik kimliğine bakmadık. Biz Kürt müsün, Sünni misin, Arap mısın diye bakmadık. Kim geldiyse bizim ecdadımızdan gelen diye baktık. Birleşmiş Milletlerin ülkeleri şimdi Kobani hesabı soruyorlar. Benimle ilgili 4-5 kez soru önergesi verdiler. Niye zalimin karşısında duruyoruz diye. Eğer bir ülkede yüzde 12’lik azınlık çoğunluğu tutmaya çalışırsa bu şekilde olmaz diye söyledik. Bugün 1 Hicri yılbaşı. Bizler Allah şahit ki kapımıza gelenlere kim olursa olsun kapımızı açarız. Hicri yılbaşının da amacı budur. Ama onlar ‘kapınızı kapatın’ dedi. Kılıçdaroğlu ‘kapınızı kapatın’ dedi. İşte Muharrem ayı yaklaşıyor. Kerbela olayı yaklaşıyor. Bizler; ne hicretin ne de Muharrem`in ve Kerbela`nın insanların zorda olanını terk etmeyiz. Eğer bir ülkede ortak vicdan yok edilmişse o ülkenin ayağa kalkmasının imkanı olmaz” ifadelerini kullandı.

“TSK KOBANİ`YE GİRSİN DİYE ÖNERİ SUNDULAR”
Konuşmasına devam eden Davutoğlu, şunları kaydetti: “Türk Silahlı Kuvvetleri sadece Kobani`ye girsin diye bir takım öneri sundular. Türkiye’yi bir ateş çemberi içerisine sokmaya çalışan planların içine sokulmaya çalıştığımızın farkındayız. Hepimizi ilgilendiren şey biz ortak kaderi yaşıyoruz. Türkiye’nin etrafında en az 7-8 ülke idare edilemez durumdalar. Azerbaycan – Ermenistan sınırında çıkan çatışmalarda yüreğimiz ürperiyor. Ortadoğu neredeyse tam bir kan yumağına çevrildi. Hz. Hüseyin nasıl yolundan dönmemişse bizler de yolumuzdan ve adalet davamızdan geri dönmeyiz. Biz çözüm sürecinden anladığımız herkesin asırlarca süren birlikte yaşama geleneğini sürdürerek kalıcı olarak bütünleştirmek. Bizim bu ülkeyle ilgili hayallerimiz, rüyalarımız var. Hayalleri olmayan utansın. Türkiye’nin her yerinde siyaseti iddialı bir şekilde sürdürebiliyoruz. Suriye’de yönetim yok, üretim kabiliyeti yok ülke parçalanıyor.”

“TÜRKİYE`NİN ATEŞ ÇEMBERİNE DÖNMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Türkiye’nin ateş çemberine dönmesine izin vermeyeceklerini ifade eden Başbakan Davutoğlu, “Türkiye’nin bir vizyonu var. Biz bu ülkede kaosa izin vermeyeceğiz. Kamu düzeninin sarsılmasına izin vermeyeceğiz. Bizler Türkiye’nin ateş çemberine dönmesine izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin elinde çok geniş enerji kaynakları yok. Türkiye’ye kimse krizler olduğunda 5 milyar, 10 milyar gibi para verirler. Ama komşu ülkelere olduğu gibi kimse bize 250-300 milyar dolar para vermez. Şimdi Türkiye olmaya başladığı için rahatsızlık var. Elimizde çalışkan insanımız var. İyi eğitimli insan gücümüz ve coğrafyamız var. Bu coğrafya elimizdeki en büyük hazinedir. Bu hazine içerisindeki en büyük hazine açık söyleyeyim