ASIM CENGİZ GÜR


ZİLHİCCE AYI - 1

ZİLHİCCE AYI - 1


Kıymetli Okuyucularımız. Pazar günü girdiğimiz Zilhicce ayının on günü içindeyiz. Bu Zilhicce ayının on günü hakkında Kur`an-ı Kerim`de ayetler var. (Vel-fecri ve leyâlin aşrin)`deki on gece, Zilhiccenin on gecesidir diye, müfessirler İbn-i Abbas`tan ve diğer sahabeden ve alimlerden rivayet ediliyor.

 Kur`an-ı Kerim`de yine Mûsâ aleyhisselam anlatılırken:

“Biz Mûsâ ile otuz gün için sözleştik; sonra bu otuz günü, on gün daha ekleyerek kırk güne tamamladık." buyruluyor. Buradaki aşr, alimlere göre Zilhiccenin ilk on günüdür. Yâni şu içinde bulunduğumuz günlerdir.

Mûsâ aleyhisselam Tur Dağı`nda Yüce Allah’a münâcaata, huzuruna varmağa hazır hale gelmesi için, işte bir otuz gün oruç tutarak, on gün daha eklenerek, ondan sonra Rabbinin huzuruna varmış da;

"Yâ Rabbi, sesini duyuyorum, cemâlini de göster; kendini göster de göreyim!" dediği o buluşmaya böyle hazırlanmış, bugünlerde hazırlanmış.

Bu günlerde çok muazzam bir ibadet var, hac ibadeti var hacca gidenler için. Amma hacca gidemeyenler için, bu on gün on gece; Arafe gecesi, bayram gecesi, bayramın birinci günü dahil... Hattâ bayramın ikinci gününü ve sâir günleri sayarsak on günü de ileriye doğru geçiyor. Bu günlerde ibadetleri Ramazandaki gibi arttırmak, çoğaltmak lâzım! Allah`a en güzel ibadetlerden birisi olan nafile namazları çok kılmak lâzım ve nafile oruçları çok tutmamız lâzım!.. Çünkü, Peygamber Efendimiz`in hanımları annelerimizden rivayet edildiğine göre:

"Peygamber Efendimiz Zilhicce`nin dokuz gün orucunu tutardı." Yâni hacca kadarki günler. "Aşure orucunu”, yâni Muharremin onuncu gün orucunu tutardı. “ve her Arabî aydan üç gün oruç tutardı."

Hadis-i şeriflerde bildiridiğine göre bu günlerde yapılan ibadetler Allah-u Teàlâ Hazretleri`ne çok sevimli ve sevgili geliyor ve Allah-u Teàlâ Hazretleri bu kullarını çok sevip razı oluyor. Yine Kur`an-ı Kerim`de haccı bildiren ayet-i kerimede, Hac Sûresi`nin 28. ayetinde:

"Kendilerini dünyevî, uhrevî faydalara, yararlara, mükâfâtlara, ecirlere, güzel sonuçlara nâil olmaları için, hacca gelen hacıların bu günleri Allah`ın zikr ü tesbihiyle geçirmeleri için, ma`lûm günlerde Allah`ın ismin çok zikretmeleri için..." diye ayet-i kerimede bugünlerin işaret edildiğini yine alimler bildiriyor.  Demek ki Kur`an-ı Kerim`deki nice ayet-i kerimeler bu günlerin fazl u kemâline işaret buyurmuşlar. Bu günlerde Cenâb-ı Mevlâ`ya ibadet ve taat etmenin sevaplı olduğunu, çok çeşitli ibadetlerin bu günlerde toplandığını; hacıların da, hacca gidemeyenlerin de bunları yapmalarını alimlerimiz tavsiye buyuruyorlar.

Onun için bu günlerde tevbe etmeli, Cenâb-ı Hakk`ın yoluna dönmeli, ibadet ve tâate girişmeli!..

Ahmed ib-i Hanbel`in rivayetine göre, hadis-i şerifin sonunda Peygamber SAS Efendimiz:

"Bu Zilhicce’nin on gününde ‘Lâ ilâhe illallah’ demeyi, `Allàhu ekber, allàhu ekber...` diye tekbir getirmeyi; tahmîdi, yâni hamd ü senâ etmeyi çok yapın!" buyurmuş.

Zâten haccı anlatan birçok ayet-i kerimede Allah`ı çok zikretmek işaret ediliyor. Sahabe-i kiram da bu günlerde zikirlerini arttırırlardı. Bu on gün girdiği zaman da, çok kuvvetli, başkalarının tâkat getiremeyeceği kadar şiddetli bir şekilde ibadet ve tâata düşerlerdi.

Abdullah ibn-i Ömer, bu günlerde Mina`da yüksek sesle tekbir getirirmiş. Evinde, namazların arkasında, yatarken, bahçesindeyken, arkadaşlarıyla toplantı halindeyken, yolda yürürken böyle çok "Allàhu ekber... Allàhu ekber..." diye tekbir getirir, zikredermiş ve hattâ bunu âşikâre yaparmış. Âşikâre olması da müstehabdır diye bildiriliyor. Onun için bu günleri böyle zikirlerle dervişâne bir şekilde, ibadetle, tâatle, aşk ile, şevk ile, namazla, oruçla değerlendirmeye gayretli olmamız lâzım!

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurmuş ki:

"Bir mü’min tatavvu (Allah`a yaklaşma vesilesi) olarak, ibadet ve tâat etmiş olayım diye, insan Ramazanın dışında bir gün oruç tutarsa; hesap gününden evvel yeryüzü dolusu altın tasadduk etse, sadaka verse, hayır yapsa, hasenat yapsa, bu orucu sevabı kadar sevap kazanamaz.”

Demek ki, orucun çok büyük sevabı var. Nefsi terbiye edici bir ibadet olduğu için, insanın da nefsi terbiye olunca, kâmil insan olduğundan; nefsi terbiye etmediği zaman, çok ham ve kusurlu kaldığından, orucun mükâfâtı böyle büyük oluyor. Zâten hadis-i kudsîde Allah-u Teàlâ Hazretleri:

 "Oruç bana ait bir ibadettir, onun mükâfâtını ben vereceğim! Nasıl verirsem, kendi izzet ve celâlime uygun olarak veririm." diye buyuruyor; duymuşsunuzdur. Oruca ait mükâfâtın çok verileceği işaret edilmiş.

Şimdi tabii bu günlerde... Çok mübarek günler, Kur`an-ı Kerim ayetlerinde zikredilmiş günler... Sahabe-i kirâm da, Peygamber Efendimiz de bu günlerde ibadetlerini aşk ile, şevk ile arttırmış. Onun için biz de, unutulmuş olan bu ibadetleri canlandıralım. Sünnet-i seniyyeye dönüş, asr-ı saadete dönüş böylece gün gün, fiil fiil, eylem eylem tahakkuk etmiş olsun.

Oruçla ilgili yine Sevgili Peygamber Efendimiz`in bir hadis-i şeriflerini daha nakledelim:

"Oruç tutanın susması tesbihe geçer.” Yâni susuyor, sükût ediyor; tesbih ediyormuş gibi sevap kazanır.

“Uyuması ibadete geçer.” Yâni mecbur oldu uyudu; çok çalıştı, yoruldu, gece uykusuz kaldı, gündüz uyudu; o da ibadete geçer. Uykusu bile ibadete sayılır.

“Duası kabul olunur”. Hacıların duası müstecâb olduğu gibi, bakın hacca gelemeyenlere de müjde bu; memlekette oruç tutanların da duası müstecâbdır.

“İşlediği amellerin mükâfaatı da kat kat fazladır.” Oruç tuttuğu için, sevapları da kat kat fazla veriliyor.

Bu sebeple, bizler de bu günlerde vakit namazlarının yanısıra nafile ve veya kaza namazlarına ve oruç ibadetine yönelmemiz, bolca Yüce Allah’ı zikretmemiz, teşbih etmemiz, kelime-i tevhid ve kelime-i şahadet okumamız, bolca hamd ve senalarda bulunmamız, hayır ve hasenatlarımızı arttırmamız bu mübarek günlerin feyz ve bereketinden istifade etmemize vesile olacaktır.

Yüce Allah (c.c.), sevdiği ve razı olduğu davranışları gösterme şuur ve iradesini hepimize nasib ve müyesser eylesin.