Ergün Bey halen partinin çeşitli kademelerinde görev yapan kişilerin geçmişte yaptığı eylem ve söylemleri isim vermeden, ancak kendi arşivinde gerekli kanıtlar bulunduğunu söyleyerek gerekçe göstermiş. Özcan bakın neler demiş.:
Yazınızda bana isnat edilen suçlama 'parti yöneticilerine hakaret' olarak vasıflandırılmıştır.
Yazımda belirttiğim bütünlüğü sizlere aşağıdaki gibi açıklayayım,
-Ben Atatürkçü değilim ve onun hiç bekçisi değilim diyen, bekçiler çok önceleri geceleri elinde bir düdükle gezerlerdi diyen, (demeçler arşivimde mevcuttur)
-PKK cesetlerinin ön saflarında yer alan ve cesetlerin başında basın açıklaması yapanlar (görüntüleri arşivimde mevcuttur)
-Sözde PKK’nın sözde sivil örgütlenmesi KCK davalarına destek amaçlı giden yöneticiler (kayıtları arşivimde mevcuttur)
-KCK operasyonları derhal durdurulmalıdır diyen il başkanı ( kayıtları arşivimde mevcuttur)
-Ülkemizin ve partimizin kurucusu Atatürk’e soykırımcı, cani diyenler, ‘bu CHP’yi kendi kanlarında boğmaya geldim, dersim katliamının hesabı sorulacak, dersim katliamı bir soykırımdır ve sorumlusu CHP ile devlettir. Bu soykırımdan Atatürk de haberdardır’ diyenler (devletin kayıtlarına göre dersim katliam değil bastırılmış bir isyandır)
-İnsanlar okuyarak doçent veya profesör olabiliyorlar ancak asla CHP’li olamıyorlar, 'Türklükte neymiş canım anayasada yer almasa da olur diyenler'
-TV programın da şarlatan bir gazetecinin ‘haydi bakalım şu CHP'nin açılımını yap’ diye sorulan bir soruya, Cesur Hırsızların Partisidir yanıtını verenler (görüntüleri mevcuttur)
-Biz CHP’yi sandıkta bırakmak için büyük şehirlerde bağımsız aday oluyoruz diyerek Atatürk’ün CHP’sini yerden yere vuranlar,
-Parti yöneticilerine hakaret ettiğim gerekçesiyle suçlama belgesi olarak gönderdiğiniz yazımda belirtiğim gibi,
"CHP’li delegeler midemi bulandırıyor" açıklaması yapan parti yöneticisinin açıklaması, inançla emek verdiğim CHP’nin bir üyesi olarak beni derinden yaralamıştır.
Yukarıda bahsettiğim konularla alakalı belgeler şahsi arşivimde mevcuttur. Bahsi geçen sözlerin sahibi şahısların şahsıma dava açmaları ve şikayette bulunmalarını arzulamaktayım. Bu şekilde bu şahısların arşivimde bulunan ve yukarıda bahsettiğim sözlerini yargı makamları önünde kamuoyu ile paylaşma fırsatım olacaktır. Bu şekilde soruşturmanıza konu sözlerin bu şahıslara ait olduğu da tespit edilmiş olunacaktır.
Bahsi geçen konuşmaların sahipleri halen bu sözleri ile ilgili herhangi bir pişmanlık göstermemişlerdir. Bu durumda disiplin kurullarında yargılanması gereken şahıslar bu sözlerin sahipleri mi yoksa benim gibi bunlara itiraz eden ve düşünenler midir?
Kayseri İl Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın, dilerdim ki kendilerini ve Genel Merkez yönetimini seçen delegelere yapılan hakaret karşısında; Delegeleri ve CHP'yi sahiplenmek adına tepki göstersin ve bu konuda bizlerin tepki göstermesine ihtiyaç kalmasın.
Bu sebeple yaptığım açıklama sadece partimizin onurlu delegelerine yapılan hakarete cevaptır ve tamamen bir CHP’li olarak CHP'yi kurumsal olarak koruma amaçlıdır.
CHP'yi korumak adına yapılan bir tepkinin "Parti yöneticisine hakaret " olarak değerlendirilmesini sizlerin takdirine bırakıyorum.
Anayasanın değişmez maddelerine sözler sarf edip ülkemizin ve partimizin kurucusu Atatürk’e söz söyleme eleştirme yapılıyor, bunlar ortada iken, benim ömrüm bu ihanetçiler ile mücadele etmekle geçmiştir. Benim bu suçlamalar ile disipline sevk edilmem beni ve benim gibi düşünen yurttaşlarımızı derinden yaralamıştır
Ben şahsım adına bu eleştirileri Atatürk CHP’sinin bana mirası olan tüzükten aldığım yetkiye dayanarak yaptığımı da hatırlatırım, tüzüğümüzün belirttiği gibi emperyalizme ve emperyalist sermayeye ve onun işbirlikçilerine karsı durmak biz CHP’lilerin asli görevlerindendir.
Tekrar söylemem gerekirse yukarıda saydığım gerekçeli açıklamalarımdan dolayı Yüksek Disiplin Kuruluna gitmesi gerekenler ortada iken, benim bunları yazıp eleştirmem ile birlikte disiplin kuruluna sevkim beni ve benim gibi düşünen yurttaşlarımızı derinden yaralamıştır.
İnançla bağlı olduğum CHP'ye ve sizlerin CHP'ye bağlılığınıza güvenerek bu suçlamanın reddedilmesini saygılarımla arz ederim.15.10.2012
Ergün ÖZCAN
Mış… Miş… Muş…
00- TBMM Başkanvekili Sadık Yakut’a taziye için 20 kadar vekil Kayseri’ye gelmiş.
00- BİK Genel Müdürü Mehmet Atalay Kayseri’nin daha vasıflı gazetelere layık olduğunu söylemiş.
00- Kaleye yapılacak kültür merkezi ile ilgili yılbaşında düğmeye basılıyormuş.
00- Erciyes’te suni kar makinaları çalıştırılmış.
00- Gençlik ve Spor Bakanı ay sonunda Kayseri’ye geliyormuş.
00- Valilikteki bir yetkili hakkında “Yargıyı etkilemekten soruşturma açıldığı” söyleniyormuş.
00- Bu günlerde personel sayısı hergün artan KTO Meclisinde üstü kapalı göndermeler yapılıp, mesajlar verilmiş.
MEHMET ATALAY’IN
KAYSERİ ZİYARETİ
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay önceki gün kurmayları ile birlikte Kayseri’ deydi. Atalay, dürüst, inançlı,demokrat ve çalışkan bir bürokrat. BİK O göreve geldikten sonra önemli işlere imza attı. Bundan sonra atacağa da benziyor. Bir süredir Kayseri’ deki gazetelere yönelik çalışma yürütülüyor. BİK aracılığı ile halen 18 gazetemiz ayda ortalama 10-12 bin lira gibi kamu kaynağı kullanıyor. Atalay, bu gazetelerin Kayseri’ye yakışan vasıfta olmasını istiyor. Kayseri gibi bir çok sahada örnek olmuş bir şehrin gazeteleri ile de muadili illerden geri olmaması gerektiğinin altını çiziyor. Sayın Genel Müdür’ün söylediklerine katılmamak mümkün değil... Daha çok okunan, daha iyi teknolojiyle hazırlanmış, daha fazla özel reklam alabilen, her kesimin kendinden birşey bulabildiği gazeteler olmalı Kayseri’de.. İnşallah olur. Olmalı...
