VELİ ALTINKAYA


ZAMAN VE MUHASEBE ( 29.08.2014-Tekrar)

ZAMAN VE MUHASEBE ( 29.08.2014-Tekrar)


Allah Resulü kızıl tüylü bir devenin üzerinde 100 bin sahabeye hitap ediyorlar Veda Hutbesi’nde...

      Müthiş bir konuşma...

      Her biri kitaplık çapta sözler dökülüyor mukaddes dudaklarından...

   İşte o müthiş sözlerden biri:

   -Zaman, devrini yapa yapa başlangıç noktasına gelecektir.

    Ecdadımız, “zaman her şeyin ilacıdır” der.

    Veya çoğu kez itilaflı olduğumuz konuların hükmünü “zamana bırakmayı” yeğleriz.

    Topyekun Bütün Zaman ve Mekanın Efendisi’nin buyurduğu gibi; doğan her canlı birgün başlangıç noktasına, yaratılış gayesine uygun aslına dönecek.

   Ve gün gelip “sur üflendiğinde” her şey “kün ve yekun” yerle bir olduğunda da “zamanın başlangıç noktasına” geldiğini görecek inkarcılar.

    Ve bugün...

    Yıllar ne çabuk geçiyor...

   Bu fakir Kayseri’ye geleli 40 yıl olmuş.

    Abdullah Gül’ün 11. cumhurbaşkanlığına başladığı 7 yıl öncesinin dünkü gününü, daha dün gibi hatırlıyorum.

   12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün görevine başladı.... Bakın bugün itibariyle bir gün geride kaldı. Bir de bakmışsınız ki 2019 yılının bahar aylarında Türkiye’nin 13. cumhurbaşkanının kim olacağı sorusuna cevap arıyor olacağız.

    Tabi Allah’ın ömür verdikleri için geçerli bu tespit...

    Ecdadımız “sayılı gün çabuk geçer” dememiş mi?.. Hangi makamda ve halde olursanız olun, sayılı gün ve insan ömrüne bağlı zaman, göz açıp kapama mesafesindeki bir lahza dilimi gibi çabucak geçiveriyor.

     Önemli olan, bu zaman devresinin her diliminde ve nihayet sonunda  bir dava adamının ifadesiyle; “Ben neyim, bu hal neyin nesi?”  sorusunu sürekli kendi nefsimize sorabilmektir.

   “Başınızı gövdenizden ayırıp ve iki diz kapağınız arasına alıp” yukarıdaki soruyu sorabilmek... Ve o soruya yüreklice cevap verebilmek...

     Bunu yapabiliyorsanız, bu dünyada da, gerçek alemde de yolunuz açık demektir.

   Gerisi, yine aynı dava adamının ifadesiyle “çelik-çomak oynamak” veya “angarya” ile uğraşmaktır...

    Bu tespit ve duygularla, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ e, 12, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve 62. Hükümet Başkanı Ahmet Davutoğlu’na başarılar diliyorum.

   “Yol O’nun, varlık O’nun, gerisi hep angarya....”

   Bu üç devlet adamı da “inanmış” insanlar. Üçü de fiilen veya fikren o dava adamının, (Üstadın) rahle-i tedrisinde bulunmuş kişiler. Dilerim bu nefs muhasebesini,  Gaye İnsan ve Ufuk Peygamber’in o müthiş kelamını unutmadan her an yapsınlar...

 

ÇEKİRDEK, ÜZÜM, ELMA, CEVİZLİ SUCUK

    Dün Tomarza’da kabak çekirdeği tesisinin açılışı yapıldı. Nasıl bir tesis görmedim. Bir dostum aradı açılışa davet etti; ama, katılamadım. İncesu Üzüm Festivali dolayısıyla  Kay TV ve Erciyes TV ekranlarında yaptığımız Gündem Programında söyledim; festival vs yapmak çok önemli değil İncesu üzümünü, Kocasinan kedi bacağı ve fasulyesini, Melikgazi gilaboruyu, Tomarza-Develi kabak çekirdeğini, Yahyalı elmasını üreticinin en çok kazanacağı bir statü ve standarta getirme noktasında hareket edecek. Bu işin öncülüğünü yapacak olanlar belediyeler. İlçe belediye başkanları yılda bir festivalde boy göstereceklerine üretimi ve pazarlamayı teşvik edecek sistemi kurmalı.

 

Mış… Miş… Muş…

00-11. Cumhurbaşkanı Gül yarın 11.00’da havaalanın da karşılanacakmış.

00- Önceki Cumhurbaşkanı Gül’ün Kayseri programına bazı vekiller de katılacakmış.

00-  Tomarza’da kabak çekirdeği tesisi açılmış.

00- AK Parti’de ilçe kongreleri 12 Ekimden itibaren başlıyormuş.

00-MHP’de seçim öncesi kongre takviminin başlatılması halinde  pusuda yatanlar harekete geçecekmiş.

00-  Ukrayna, Irak, Suriye, Libya gibi ülkelerde yaşanan iç karışıklık Kayseri’deki bazı ünlü firmaları ticareten zor duruma sokmuş.