VELİ ALTINKAYA


YAŞASIN CUMHURİYET

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA


Türkiye Cumhuriyeti 97 yaşında. Cumhuriyetin ilanının üzerinden tam 97 yıl geçmiş...

Bin yıldır Selçuklu, beylikler ve nihayet Osmanlı yönetiminde bu topraklarda hüküm süren ecdadımız, batı merkezli Haçlı saldırıları karşısında yenilmiş ve nihayet Anadolu topraklarında son Türk Cumhuriyeti’ni ağır bedel ödeyerek kurmuştu.

Sivas ve Erzurum Kongreleri’nde saltanat ve hilafetin kaldırılacağına dair bazı işaretler verilmesine rağmen, TBMM’nin açılmasından sonra, Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının yeni ülkenin yönetimi konusunda kafası karışıktı. Sonuçta bazı telkinler ve kongrelerde alınan kararlar ışığında önce saltanat kaldırıldı; sonra Cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyetin ilanından sonra da halifelik lağvedildi.

Bu toprakların bağımsızlığı için ecdadımız çok bedel ödedi.

Bu topraklardaki bin yıllık hükümranlığımızı sonlandırmak isteyenlere karşı, Birinci Cihan Harbi ve Kurtuluş Savaşı merkezli 500 binden fazla şehit vererek “Kan dökerek, can vererek aldığımız bu toprakları kolay kolay elimizden geri alamazsınız” dedik.

Sadece Milli Mücadele’de 500 bin şehit verdiğimiz gerçeği aslında daha da fazla. Bugün Anadolu’da o iki büyük savaşta şehit vermemiş tek bir hane yoktur. Mesela bu fakirin annesinin üç amcası ve babaannesinin babası ile iki amcası 1. Cihan Harbi ile Milli Mücadele’de şehit düşmüştür.

Anadolu’da her hane böyle...

Özetle, bu topraklarda ezanın okunması, al yıldızlı bayrağın dalgalanması çok ağır bir bedelle mümkün olabilmiştir.

Bugün geldiğimiz noktada, son 250-300 yılın hakim güçleri Osmanlı’ya yaptıkları operasyonu tamamlamak istiyor.

Türkiye’nin yanı başında ve içinde cereyan eden olaylar kesinlikle bilin ki malum çevrelerin Sevr-Mondros özleminden başka bir şey değildir.

Kurtuluş Savaşı’ndan çıktığı zaman, bir iğne ve ipliği dahi üretecek ekonomik gücü bulunmayan bu ülkenin, sadece ilk ve orta dereceli okullarında 18 milyon evladı okuyor. O gün nüfusu 13 milyon olan Anadolu toprakları bugün o nüfusun iki katı 0-20 yaş arası bir nesle sahip. Bugün 83 milyon nüfusuyla, dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye’nin daha çok çalışması, daha çok üretmesi lazım.

Ve hepsinden de önemli, dün bu Cumhuriyeti kurarken Türk-Kürt, Çerkes vs ayrım yapmadan nasıl kenetlenmişse, bugün de aynı aşk ve vecdle birlik ve beraberlik içerisinde daha çok üretmesi ve düşman bildiklerimize karşı daha çok dikkatli olması gerekir.

Cumhuriyetin kazanımlarına ve değerlerine sahip çıkmak hepimizin borcudur. Büyük dedesini Milli Mücadele’de şehit vermiş biri olarak ifade etmek isterim ki, şahsi ve siyasi hesaplarımızla ecdadımızın bize bıraktığı bu ülkenin birlik ve beraberliğine verilecek her türlü zararın karşısında dimdik durmak, hepimizin omzunda ki görevdir.

Cumhuriyetin, 25 yıl kadar sonra demokrasi ile taçlanması ve gerçek manada milli iradenin yansıdığı bir yönetim şekli olması, maalesef çeşitli müdahalelerle ınkıtaya uğramıştır. Bu müdahalelerin en şen’isine ise 15 Temmuz 2016’da şahit olduk. Bu millet, siyasi görüşünü, nesep ve mezhebini bir kenara bırakarak, o 500 bin şehidin ve milyonlarca gazinin evlatları olduğunu ve onların emaneti olarak kendilerine bıraktığı Cumhuriyeti koruyacaklarını bütün dünyaya 15 Temmuz’ da bir daha göstermiştir.

Bugün hepimiz, Cumhuriyete sahip çıkarak, başta Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, tüm şehitlerimizi minnet ve şükranla anıp, onlardan aldığımız bayrağı zirveye taşımalıyız.

Bunun için, hepimizin işini iyi yapması gerekir.

Bunun için, daha çok çalışmak, daha çok üretmek, daha mütevazi bir hayat yaşamak zorundayız.

Bunun için, hepimizin ‘helal-haram’ ölçüsünü beynimize ve ruhumuza nakşeden bir hayat sürmemiz gerekir.

Bunun için, değerlerine sahip olacak kadar gelenekçi, bilime, değişime açık yenilikçi, birbirinin hak ve hukukunu gözetecek kadar özgürlükçü olmak zorundayız.

Bunun için, siyasi, içtimai, dini ve kültürel bağnazlıklarımızdan kurtulup, mesele Türkiye ise tıpkı Çanakkale’de, Milli Mücadele’de ve 15 Temmuz’da olduğu gibi, ‘kim var’ diye önümüze, arkamıza ve yanımıza bakmadan birlikte koşmalıyız.

Bunları yapabilirsek, bize bu Cumhuriyeti emanet eden atalarımıza layık birer evlat oluruz.

Bunları yapabilirsek, 100 yıl önce olduğu gibi, maalesef bugün de kanımızla, canımızla aldığımız ve kurduğumuz topraklarımıza-vatanımıza göz dikenlerin hevesleri kursaklarında kalır.

Gelin bugün 83 milyon olarak hep birlikte ‘Yaşasın Cumhuriyet’ diye haykıralım.

 

 

 

KULİS BULVARI

O DAMAT, O TEYZEYİ ARAMIŞ

Cumhurbaşkanımızın Kayseri ziyaretinde bir teyze kürsüye çıkarak kendi elleri ile ördüğü çorap ve havluyu Reis’e hediye etmişti ya... Bir kere o teyzenin kürsüye çıkacağı günler öncesinden biliniyordu ve il başkanlığının projelerinden biriydi. Bence de doğru bir proje, kim düşünmüşse tebrik ederim. Safiye Teyze’nin soyadını duyunca İl Başkan Yardımcısı Nuh Kurtsoy’un annesi olduğunu anladım. Nuh Bey de kürsüye çıkarken zaten annesinin koluna girmişti. Safiye Teyze Cumhurbaşkanı’na mealen, “Senin bir damadın vardı, Bayraktar mıydı adı. O’na benim için bir sarıl” demişti ya... İşte o damat Selçuk Bayraktar aynı gün saat 22: 00’de eşi Sümeyye Erdoğan Bayraktar Hanımefendi ile SafiyeTeyze’yi arayarak teşekkür edip duasını almışlar. Selçuk Bayraktar ve Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ı bu kadirşinaslıkları ile Safiye Teyze’nin o sözlerini hak ettiklerini de teyid etmişler.

 

 

Mış… Miş… Muş…

00-Cumhuriyetin ilanının 97. yılı coşkuyla kutlanıyormuş.

00-Virüs, tedbirsizlikler nedeniyle son günlerde yeniden artış göstermiş.

00- Önümüzdeki hafta virüs denetimi ve ceza uygulamaları daha da yaygınlaşacakmış.

00-Cumhurbaşkanı’nın damadı Selçuk Bayraktar ve kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, aynı gün akşam o teyzeyi arayarak teşekkür etmiş.

00-Özhaseki’nin kızından olan son torununun kulağına bağevinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ezan okumuş.

00-TBMM 3 Kasım’a kadar tatile girmiş.

00- Son 4,5 yılda Türkiye’den Suriye’deki kardeşlerimize yapılan 2 bin 500 tır gıda yardımının 640 tırı Kayseri’ den gönderilmiş.

00-CHP’li Vekil Çetin Arık, Kayseri’ye AK Parti iktidarı döneminde 30 milyar lira değil 4,5 milyar liralık yatırım yapıldığını söylemiş.