H. Ali YILDIRIM


YAPAY ZEKÂ NEDİR?

Yeni Dünya - H. Ali YILDIRIM


Bir zamanlar Türk kültüründe Dede Korkut diye bir bilge kişi vardı. Başka medeniyetlerin de benzer bilgeleri olurdu. İnsanlar çözemedikleri konuları danışmak üzere bu bilgelere ihtiyaç duyarlardı. Devlet adamları da doğruyu bulmak için bu kimselere danışırlar ve politikalarını üretirlerdi. Bu bilgeliklerden çıkan değerler ortak değer oluşturur, toplumu bir arada tutar, böylece medeniyet devam ederdi. Bu dönemde ekonomik değişim aracı altın idi?

Derken 17. yüzyıl sonunda kâğıt para icat olmuş, 20. yüzyıl başından itibaren, bir akıl paranın asıl gücünü keşfetmiş. Üzerine bazı özel şekiller çizilerek elde edilen bu kâğıt parçasını altının temsilcisi ilan etmiş. Üzerine rakam yazarak kaç gram altına karşılık geldiğini belirlemiş ve dünya altınlarını bu kâğıt karşılığında toplamış. Matbaada harcadığı 1 dakikalık emek ile bir köyün bir yıllık ürününü elinden alabileceğini fark etmiş. Sonra proje tutunca altın-maltın hak getire, istediği kadar basarak dünyada her istediğini, hatta ülkeleri bile satın almış. Para denen bu kâğıt parçasının bu gücünü gören insanlar ise bunu ilahlaştırmış, ona tapar hale gelmişler?

Sonra 21.yy başında ?Dijital Akıl´ dedi ki; ?Ey oğul, bildiklerini unut, geçmişe sünger çek, aklını bırak, duygularını sil, doğayı boş ver, inancını terk et, ben sana her şeyin kopyasını vereceğim. Sen ise yerinden kalkmadan rahat yaşamayı öğreneceğin gibi doğaya çıkmadan altın kazıp, dijital para bile basabileceksin. Sonra bu para ile benim kuracağım paralel evrende benim istediklerimi yapacaksın ama sen kendin istediğini zannedeceksin.? İnsanoğlu gözünü yumdu, denileni yaptı ve her şeyin sanal olanına oturduğu yerden sahip olmaya başladı?

Bunun adı Yeni Dünya Düzeni idi. Sürecin adı da Dijital Devrim! Bu düzende, para ve inanç üzerinden birileri yaşamın sanal kopyasını yapıyordu. Aynen altından kâğıt paraya, oradan da dijital paraya geçiş gibi, tüm değerlerin de kopyası, yani sanalı oluşturuluyordu. Yeni ortak inanç değerleri tek tip insanı hedefliyor, bu değerleri yaymak üzere, bir de ?Sanal Bilge? aranıyordu. İşte o bilge ?Şeyh Google Efendi´ dir. Çoğumuz Google müridi olmuşuz. Bizler, ona sormadan ne bir şey bilebiliyoruz, ne bir karar alabiliyoruz, ne de yönümüzü bulabiliyoruz. Verdiği bilgileri doğru kabul ediyoruz. Diz boyu teslimiyet içindeyiz! Mars´ta yaşam var dese de inanıyoruz, yok dese de. Hem yönetenler, hem yönetilenler aynı efendiye danışıyor, o da kendi efendisinin istediği şekilde bilgi veriyor. Böylece tüm insanlığa ?Yeni Dünya Düzeni´ nin ortak inanç değerlerini aşılıyor. Algımızı yöneten odur, farkında olalım ya da olmayalım?

Diyebilirsiniz ki; ?Google´suz mu yaşayalım?? Elbette hayır! Hayatımızı kolaylaştırdığını söylememek inatçılık olur. Peki, ne o zaman? Şu; Google ve yan ürünleri (Diğer sosyal medya araçlarının da aynı elden beslendiğini görebiliyoruz) o kadar içimize girdi ki, iç çamaşırımızın rengini bile söyleyecek durumda. Mahremiyet ortadan kalktı. Çoluğunuzla çocuğunuzla, ne yediğiniz, ne içtiğiniz, neyi sevip neyi sevmediğiniz, üç aşağı beş yukarı hangi siyasi görüşte olduğunuz, hatta varsa gizli ilişkileriniz, gizli hesaplarınız aklınıza ne geliyorsa birilerinin bildiğini düşünün? Her taraf kamera doldu. Uzaydaki uydu kamerasından bir aracın plaka numarası bile okunabiliyor artık. Bir evde kamerası olan Tv ve bilgisayar varsa onun bir ?BBG Evi? (Biri Bizi Gözetliyor) olduğunu bilmemiz gerekir. ?Efendim cihazlar şifreli? diyebilirsiniz. O size şifreli, sistemi kuranlara değil. Sistem komşunuzun internetinden sizin Tv kamerasına ya da mikrofona kolayca ulaşabilir. Neden bir apartmanda 45 adet kablosuz internet vericisi olduğunu bir düşünün? Her katta, hatta apartmanda, hatta sitede tek bir verici olabilirdi, teknoloji müsait, ama öyle değil. Kontrol, kontrol, kontrol? Yapay zekâ denen şeyin oluşumuna tanık oluyoruz?

Yaşamın tamamının bilgisayarlar (Yapay zekâ) ile kontrol edileceği bir çağa doğru ilerliyoruz. Mesela ?Yüz tanıma programı? herkesin kullanımına sunuldu. Artık havayolları şirketleri sizi cep telefonunuzdan tanıyor. Cepten işlem yaparsanız indirim yapanlar bile var. Sıra beklemeden yapılan hızlı geçişi şimdiden ilave ücretle yapabiliyorsunuz. Gümrük geçişlerinde kısa zaman içinde ?yüz tanıma? cihazları sayesinde pasaportsuz geçmeniz an meselesi. Pasaportsuz geçişin dip anlamı, devlet otoritesinin yerini ?Yapay zekâ? nın alması demektir. Yani gelecek te devletiniz pasaport, karşı devlet te vize vermese bile, yapay zekâ onaylıyor ve dijital para kullanıyorsanız, rahatça geçiş yapabileceksiniz demektir? Geleceği böyle okuyorum?