VELİ ALTINKAYA


TANSİYON...


 

Son yılların en sıkıntılı rahatsızlıklarından biri tansiyon. Özellikle de yüksek tansiyon. Yüksek tansiyonu bir şekilde kontrol altına almazsanız, Allah korusun beyin kanaması ile sizi götürebilir. Tansiyonun bir çok nedeni var; ama, en temel nedeni tempolu çalışma ve stres...
Türkiye´nin tansiyonu, hepimizin tansiyonu bugünlerde yüksek.
Ülkenin, ülkeyi yöneten büyüklerimizin ve cümle siyasilerin tansiyonu yüksek olunca, haliyle vatandaşın tansiyonu da yükseliyor... Vatandaş da geriliyor... Her gerginlik tansiyonu daha da olumsuz yönde tetikliyor.
Oysa vatandaş ağırlıklı olarak 1 Kasım seçimlerinde güven, huzur ve istikrar odaklı oy kullandı... Seçimlerden hemen sonraki 10-15 günde herkesin tansiyonu normale dönmüştü.. 60 yaşındaki insanın tansiyonu da 18´indekinin tansiyonu gibi 12-8 çıkıyordu...
Sonra uçak vakası çıktı. Ve o günlerde başkanlık tartışmasını başlattık... Vatandaş başkanlıktan ziyade daha çok asgari ücret başta diğer taahhütlerin yerine getirilmesini bekliyordu...
Aslında hükümet o taahhütleri bir takvime bağladı ve peyderpey de hayata geçiriyor. Ama, terörle mücadele, Suriye ve Irak´ta yaşananların coğrafyamıza ve ülkemize etkisine bir de siyasi tartışmalar eklenince vatandaşın tansiyonu her geçen gün daha da yükseliyor...
Maşallah Cumhurbaşkanından muhalefet liderlerine, gazetecilerden, akademisyenlere kadar hemen herkes, söylemleri ile yükselen tansiyonumuza adeta katkı veriyor.
Süratle Türkiye´nin tansiyonunu düşürmemiz gerek.
Suriye ve Irak odaklı yaşananlar ve terörle mücadele, bizim dışımızda gündemimizi meşgul eden en önemli konuların başında geliyor...
Bir de içeride buna anayasa, başkanlık sistemi ve diğer tartışmaları eklediğinizde, vatandaş evinden karamsar olarak çıkıyor... Bu karamsarlık her alanda tansiyonu yükseltiyor ve kimse yeni yatırım yapmak, üretmek, almak-satmak, daha çok çalışmak vs istemiyor.
Oysa içerideki tansiyonu düşürmemiz gerek. Hangi partiye oy vermiş olursa olsun, insanları başta terörle mücadele ve yanıbaşımızda yaşananlar nedeniyle birlik-beraberlik içinde hareket etmeye itmeliyiz. O zaman başarılı oluruz...
Bunun aksi davranarak sanki yarın seçim varmış gibi siyasi tansiyonu yükseltirsek, bu kez vatandaş kamplara ayrılır; ayrılıyor...
Oysa hepimize düşen sukuneti sağlamak. Anayasayı, başkanlık sistemini, iç politika ile ilgili konuları da tartışırken sukunet ve suhuletle tartışmak... Madem ki terörle mücadele ve komşularımızdaki sıkıntıyı biz yönlendiremiyoruz, hiç olmazsa kendi içimizdeki konuları demokratik bir zeminde ve tahammül odaklı tartışmayı öğrenmeliyiz...
Yoksa bu yüksek tansiyon ülkemiz için iyi olmaz...
Daha çok da iktidar için iyi olmaz. Vatandaş, AK?Parti´ye yüzde 50 oy vererek iktidara getirdi. Bu noktadan sonra iktidara düşen, seçim beyannamesindeki vaadleri ile ülkenin genel sorunlarını bir bir çözmektir. Muhalefet tansiyonu yükseltmek istese de, iktidar tansiyonu düşürerek çözüm- hizmet odaklı siyasi söylemler geliştirmelidir.
Aslında Başbakan?Davutoğlu yapı itibariyle daha ılımlı bir politika uyguluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın malum ?suyu sert?.. Bunu bilen muhalefet lider ve sözcüleri de ısrarla Cumhurbaşkanını günlük polemiklerin içerisine çekmek istiyor. Maşallah Cumhurbaşkanımız da o polemiklere bulaşmamak yerine, halk tabiriyle ?cumburlop? dalıyor...
Türkiye makul tartışmayı öğrenmelidir. Hakaret etmeden, küfretmeden, eleştirmeyi, görüş bildirmeyi etkin kılmalıyız.
Önümüzdeki günlerde AK?Parti´ nin olası anayasa paketini Meclis gündemine getirme ihtimaline bağlı olarak, siyasi tansiyonun daha da yükseleceğinden endişeliyim. Elbette Türkiye yeni bir anayasa yapmalıdır. Partiler arasında uzlaşma sağlanamıyorsa, münferit hamlelerin olması normal.
İktidar, muhalefet v e Cumhurbaşkanlığı olarak hepimiz bu süreci daha mutedil götürmeliyiz. Yoksa bu yüksek tansiyon hepimizi beyin pıhtısından hastanelik edecek...

MIŞ? MİŞ? MUŞ?
00-MHP´de Develi ve Sarız´dan sonra, Özvatan ilçe teşkilatının da görevden alınması bekleniyormuş.
00-MHP?Kayseri Teşkilatı da Milletvekili Halaçoğlu´nun ihracından yanaymış.
00-Kayseri önümüzdeki günlerde yeni operasyonlara şahit olabilirmiş.
00-ERÜ?Rektörü Güven, hastaneleri taşımak için 250 milyon liralık kaynak arıyormuş.
00-Kayseri´den ayrılan KTO? müfettişinin raporu merak ediliyormuş.
00- Vekil bürokratların görev süreleri Başbakanlık genelgesine bağlı olarak bitmiş.
Özhaseki´nin başında bulunduğu AK?Parti Yerel?Yönetimler?Başkanlığı, belediyelerle ilgili yeni bir anket yaptırmış.

UKOME´DEN BİR RİCA
Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon?Merkezi (UKOME) yetkilileri lütfen bu yazımı kendilerine verilmiş bir dilekçe olarak kabul etsin. Bazı ana yollarımızda sağa ve sola dönüşler var... Galiba ?cep? diyorlar ona. Günlük olarak kullandığım Tuna Caddesi´nin Sivas?Caddesi´ne çıkışında sağa dönüş özellikle trafiğin yoğun olduğu anlarda bilinçsiz, bencil sürücülerce sürekli kapatılıyor. Hatta o şeridi kullanarak akıllarınca uyanıklık yapıp arkada onca araç beklerken soldan normal şeride girmeye çalışıyorlar. Sola ve sağa dönüşler için bunun onlarca örneği var... UKOME?yetkilileri bu noktalarda hemen her yerde gördüğümüz kırmızı dubalarla (Büyükşehir´in önünde olduğu gibi) kavşağa 5-10 metre kala bir bölme yapsa iyi olur.