VELİ ALTINKAYA


TANIK VE İTİRAFÇILARA PSİKOLOJİK BASKI VAR

Gündem - Veli Altınkaya


FETÖ davaları sürüyor.

Kayseri´de biri 68, diğeri ise 71´ le başlayıp bir kişinin vefatı, diğerinin dosyasının tefrik edilmesi ile  69 sanığa düşen, iki büyük dava var.

Aralarında  çok sayıda ünlü ismin de yer aldığı 69 sanıklı davada bugün 3. gün... Bu davanın 3. celsesinde 100´e yakın tanık dinleniyor. Muhtemelen bugünün sonunda mahkeme heyeti ara kararını açıklayacak.

Mahkeme kararını kestirebilmek mümkün değil. Önceki celsede ilaveten beş kişinin tutuklanması, üç kişinin tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesi taraflar için bile sürpriz olmadı mı?

Bu duruşmalarda tanıklar dinleniyor. Tanıklar iddianamede, ?bilgisine başvurulan´ diye tarif edilmiş. Bu tanıklar şeffaf (aleni) olanlar. Yani ?gizli tanık´ değil. Malum gizli tanıklar için müstear bir isim kullanılıyor. Onların kim olduğunu ifadelerinden anlasanız dahi, adını ifşa etmeniz suç.

Ecdadın güzel bir sözü var: Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar, demiş atalarımız... Yıllar önce, polis veya jandarma (hatta Osmanlı döneminde zaptiye) gözaltına aldıkları suçluları konuşturmak için, farklı işkence metotları uygularlardı. Buna dayanamayan suçlular da  ?karakolda öterdi´... Karakolda konuşan, itiraf eden suçlu, rahat bir ortamda kadı veya hakimin huzuruna geldiği zaman, alacağı cezayı bildiği için, kurtarabilme adına önceki ifadelerinin tam aksi sözler sarf edermiş... Bunun için atalarımız böyleleri için, ?karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar´ demişler.

FETÖ?davasının tanıklarının bir bölümü de böyle...

FETÖ operasyonlarının ağırlıklı bölümü 15 Temmuz sonrasında yapıldı. Öncesinde yapılanda var. 15 Temmuz sonrasında OHAL´den çekinenler ?sanık olmaktan kurtulmak´ adına, ?tanık olmayı´ yeğlediler. Önce emniyette bildiklerinin bir bölümünü anlattılar, sonra savcının huzurunda ?emniyetteki ifademi kabul ediyorum? dediler.

İddianamenin hazırlanıp mahkeme huzurunda yargılamanın başlaması ile işin şekli değişti. Bazı tanıklar, söylediklerinin emniyet veya savcılıktaki dosyada kalacağını sanıyordu. İddianame ile birlikte suçladıkları kişiler, onların aileleri ve çevreleri kim tarafından neyle itham edildiklerini görünce, aleni baskılar başladı.

Hem de ne mahalle baskıları...

Tanıklardan  bir bölümü; ?nasıl olsa sanık olmaktan kurtulduk? mantığı ile, karakolda söylediklerini, mahkemede inkara kalkıyorlar.

İki günlük duruşma sürecinde bunu gördük... Mahkeme Başkanı ara ara bazı tanıklara daha önceki ifadelerini hatırlatınca, bir kısmının yutkunduğunu, hatta sağa sola bakarak itham ettikleri kişilerin  ve yakınlarının kendisine bakışlarını gözlemeye çalıştığını gördük.

Duruşmanın ilk gününde bir tanık, ?Filan kişi de oturma da vardı´ dediği zaman, salonda bulunan suçladığı zat,  tanığa keskin bir bakış atarak, ?ben var mıydım?? diyor ve tanık hemen çark etmeye çalışıyor...

Mahkeme heyeti bunları yemez.

Nitekim tanıklarla ilgili olmasa da, halk arasında ?itirafçı´ denilen, kanunun ise, ?etkin pişmanlıktan yararlanmak´ olarak tarif ettiği haktan yararlananlar, bildiklerinden bazı kırıntılar aktararak, ?tutuksuz yargılanmaya´ başlamışlardı. Bunlardan beşi bir önceki celsede tutuklandı. O isimlerden ikisi, pabucun pahalı olduğunu ve mahkeme heyetinin ?hikayeden itirafçı´ olduklarını anladığını görünce, geçen iki aylık sürede hem de kendi el yazıları ile bu kez bildiklerinin bir bölümünü daha anlatmaya başladılar.

Tıpkı bazı tanıklar gibi, itirafçıların da bildiklerinin tamamını mahkeme ile paylaştıklarına inanmıyorum.

Doğrusu bu isimleri suçlarken, onların nasıl bir baskı altında kalabildiğini tahmin ediyorum. Bunca yazı yazdık; tek bir isim zikredemedik. Niye; kim olursa olsun psikolojik baskı diz boyu da onun için...

Hele hele tutuklu olanların itirafçı olmamaları adına cezaevinde ne kadar baskıya maruz kaldığını hepimiz biliyoruz. Örgütün elebaşı ve uzantıları dahi, uyuşturucu kabilinden rüyalarla, çete üyelerinin itiraflara başlamaması adına akla hayale gelmedik baskılar yapıyorlar.

Yargılama sürecinin uzaması, gizli tanık, tanık, itirafçı derken tüm tarafların ?orta yerde´ olması ?mahalle baskısını´ artırıyor. Bazıları da ?Yarın ne olur, ne olmaz?´ ihtarları ile karşı karşıya kaldıkları için, Anadolu tabiriyle ?çalıyı tepesinden sürüklüyorlar.´

Ancak yinede bazı tanık ve itirafçıların ifadelerinin yeni gözaltı ve mahkumiyetleri getirmesi kimseye sürpriz olmasın.

Keşke tanıklar veya itirafçılar ifadelerini verirken itham ettikleri kişilerle yüz yüze gelmeseler. Bunlara şüphelilerin veya yakınlarının laf atması vs engellenebilse. Elbette onların avukatları da pekala tanığa, itirafçıya müvekkili adına soru soracak. Bu adil yargılamanın olmazsa olmazı. Ancak, keşke tanık da, itirafçı da iftira etmeden, hak bildiğinin bırakın tamamını, yarısını söyleyebilse... İşte o zaman adalet yerini bulur.

 

AK PARTİ İLÇE KONGRELERİ

AK Parti 11 ilçe kongresini daha önce tamamladı. Kongre süreci tamamen planlanmışken,  genel merkez beklenmedik bir kararla tüm büyükşehirlerde yapılmayan ilçe kongrelerini durdurdu. Böylece Kayseri´de de 5 ilçe kongresi kalmıştı. Geçtiğimiz hafta gelen talimat çerçevesinde büyükşehirlerde de kalan kongrelerin tamamlanması istendi. Bu karar üzerine AK Parti yönetimi yarın İncesu ve Akkışla, cumartesi ise Sarız, Pınarbaşı ve Bünyan kongrelerini yapacak. Tabi sonrasında il kongresi var. İl kongrelerinin bir bölümüne Cumhurbaşkanı Erdoğan katılıyor. Şehir hastanesi bitseydi belki hem hastane açılışı, hem il kongresi aynı gün gerçekleştirilebilirdi. Ancak, hastanenin açılışı yeni yılın baharına kalmış gözüküyor. İl kongresi ise ocak sonuna kadar yapılacak. Aylar önce yazdığımız gibi, AK?Parti Hüseyin?Cahit?Özden´le devam ediyor.

 

Mış? Miş? Muş?

00- FETÖ davalarında hem tanıklar, hem de itirafçılar bildiklerini rahat bir ortamda söyleyemiyormuş.

00- FETÖ?şüphelileri ve yakınları tanık ve itirafçılara psikolojik baskı yapıyormuş.

00- AK?Parti, hafta sonu kalan 5 ilçe kongresini de tamamlayacakmış.

00-AK?Partili 3 ilçe belediye başkanı yeniden aday gösterilmeyebilirmiş.

00- CHP´de anahtar olan Talas kongresi hafta sonuymuş.

00-İyi Parti´ye il binası tutan Hüseyin?Tekin´in, Melikgazi, Kocasinan ve Talas ilçe başkanlıklarına kimi getireceği merak ediliyormuş.

00-Eski İGM Üyesi Hasan Hüseyin Benli´nin oğlu Yar. Doç. Ali Ramazan Benli yeni sağlık müdürü oluyormuş.