İDRİS YAVUZ


SU GİBİ AZİZ OL, SU HAYATTIR

YAVUZCA - İdris YAVUZ


Bu günlerde kuraklık, küresel ısınma, iklim değişiklikleri, doğal enerji ve su kaynaklarının azalması ciddi sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu konuda herkes elini taşın altına koyup su israfından kaçınmalı.

Şehirlerde insan nüfusunun artması nedeniyle temiz suya çok daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Suyun kirlenmesi ve denetimsiz tüketilmesi nedeniyle su kaynakları hızla azalmaktadır.

Hazret-i Mevlânâ;

«Suların semada temizlendiği gibi sen de kendini bütün kirlerden arıt. Böylece sen de yağmur gibi ol, bereket ve rahmet saç!» demektedir.

İnsan vücudunun önemli bir kısmı sudur ve hayatını sürdürmek için de suya muhtaçtır.

İnsan yaratılışta saf ve temizdir. Kir ve lekeler, ona sonradan bulaşır. Bunlar geçicidir, kalıcı olan ruhtaki asalet ve temizliktir.

İnsan, üzerine bulaşan kirleri temizlemek suretiyle olgunlaşır ve yücelir. Belli bir makama yükseldikten sonra da yağan yağmur, akan su gibi rahmet olur.

İnsan tıpkı suya benzer. Su ve insanın mayası birdir. Su da insan gibi hâlden hâle girer: ırmak olur, göl olur, deniz olur.

Su, hem mütevazi hem de cömerttir. Allah tarafından gökten indirilen, ölü toprağa can veren sudur. Bu nedenle “Su gibi aziz olun!” denmiştir.

Su, canlıların doyasıya içmelerine hizmet eden bulunmaz bir nimettir.

Suyun bir yudumu bütün dünyanın mülküne değer. Su var can verir, huzur verir. Su var boğar, öldürür. Su var Rabbi’nin emriyle Hz. Nuh’u (as.) kurtarır, Hz. İbrahim’e (as.) göl olur.

Bakınız, dağdan akan su, en az direnç gösteren yolu seçer. Yani önüne bir kaya çıksa kayayla mücadele etmez, etrafından dolaşıp yoluna devam eder.

Diyelim ki dağdan akan su, kayanın etrafından dolaşamayacak bir yola denk geldi. O zaman ne yapar? Birikip, çoğalıp üstünden aşar. Yok, eğer bu da olmuyorsa sabırla kayayı damla damla delmeye başlar.

Kayayı delmeyi başaran suyun kuvveti değildir tabii ki damlaların sürekliliğidir. Buna da ‘sabır’ derler. ‘Sabretmek’ hiçbir şey yapmadan oturmak değildir. “Sabır dikenin içinde gülü, gecenin içinde gündüzü hayal edebilmektir.” der Şems-i Tebrizi.

Su hep akar ve çalışır. Bilir ki aktıkça temizlenir. Bazen dere kenarlarında su birikintileri oluşur, akmayan su bulanır, çamurlaşmaya başlar. Üzerine pislik birikir. Denir ki: “Sen su gibi sürekli ak! Her daim yenilen! Her gün yenilen!”

Mesela su değişimden hiç korkmaz. Ama insanlar değişimi sevdiklerini söyleseler de aslında bundan çok korkarlar. Su bazen yağmur bazen kar bazen buz bazen de buhar olur. Buhar olduğunda çıkar gökyüzüne, yağmur olup, kar olup yine iner yere.

Ayrıca su uyumludur. Koyduğunuz kabın şeklini alır. Sürekli bulunduğu yere uyum sağlar, ama özelliği hiç değişmez.

Dünyada yere ve zamana uyum sağlayanlar hayatta kalır. Değişime direnenlerse katılaşır ve yok olup gider. O yüzden esnek olup uyum sağlanmalıdır.

Su, şeffaf ve berraktır. İnsanları, hayvanları, doğayı besler ve sürekli üretendir.

Su olan her yerde bitkiler, hayvanlar, insanlar, hayat bulur. İşte suyun bu özelliğinden dolayı “Su gibi aziz olun!” derler.