VELİ ALTINKAYA


SORGULAYIP, OYUNUZU VERİN

Gündem - Veli Altınkaya


Sandığa gitmeye iki gün kaldı. Halk tabiriyle ?yüze yüze kuyruğuna´ geldik. Bugün 24:00´ dan itibaren TV ve radyolar aracılığı ile siyaset yapmak yasak. 2007 seçimleri arefesinde bu yasağı ihlal ettiğim için beş ay hapis cezasına çarptırılmıştım. Sonra o hapis cezası 200 lira para cezasına çevrildi. Bu vesile ile TV ve radyo yöneticisi meslektaşlarımı da uyarmak isterim.

Hemen her partiden adaylar son haftada eleştirilerinin dozunu kaçırdı. Buna gerek yok. Kararsız seçmen sayısının öyle sanıldığı kadar fazla olduğu kanaatinde değilim. Liderler, cumhurbaşkanı adayları ve illerde partilerin diğer sözcüleri yaklaşık 45 gündür söyleyeceklerini söyledi. Hatta miting alanları ve TV ekranlarında o kadar çok tekrar yaptılar ki, bazı isimleri dinlerken, sarf ettiği bir cümleden sonra hangi sözcüklerin geleceğini adeta ezberledik. Bu cihetle, ?bir kaç gün kaldı şu son vuruşları da yapayım´ mantığı ile söylemleri sertleştirmek kimseye yarar getirmez.

Geride bırakmak üzere olduğumuz seçim süreci, hem Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın, hem de CHP?Adayı ?İnce´nin meydanlarda kullandığı tatlı-sert, hatta yer yer ?aşıkların atışmasını andıran´ üslupları sokağı çok germedi. Sokak lokal tartışmaları saymazsanız süreci sükunet içerisinde götürdü...

Kalan iki günde çizgi bozulmamalı. Vatandaş, şu veya bu şekilde tansiyonu yükseltene itibar etmiyor. Belgeli, makul, mantıklı söze, eleştiriye daha çok kulak veriyor. Adayların da vatandaşın psikolojisine uygun mesajlarla, ?hayırlısını´ isteyip sandık sonucuna boyun eğmesi gerekir.

İlkokulda ?Vatandaşlık?Bilgisi´ dersinde, hocalarımız en kutsal görevlerimizden birinin??oy kullanmak´ olduğunu söylerlerdi. Demokrasi normlarımızın gelişmesi ile bunun önemini daha iyi anladık. Mutlaka sandığa gidip oyumuzu kullanmalıyız. Oy verme noktasında hak bildiğimizi söyleyelim; ama aile fertleri başta, kimse kimseye baskı yapmasın. Bilin ki her baskı ters teper. Her güç denemesi olumsuz sonuçlanır.

Ancak genç kardeşlerime buradan bir çağrım olacak...

Ortalama 40 yaşın üzerindeki seçmenler ülkenin 1980 sonrasındaki durumunu az çok biliyor. Muhtemel ki orta yaştaki bu seçmen kitlesi büyüklerinden 80 öncesini de dinlemiştir. Buna karşın, maalesef genç nesil çok okumuyor. Siyasete merakları da fazla değil. ERÜ?İletişim Fakültesi´nde derse girdiğim yıllarda mezun olacak gazeteci namzedi arkadaşlarıma sorduğum final sorularından biri, ülkenin cumhurbaşkanları idi. Menderes´i, Denktaş´ı, Ecevit´i Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak yazanları biliyorum.

Genç nesil oy vermeden mutlaka daha sorgulayıcı olsun. 40 yaş üstü seçmenler gençlere göre daha bir statükocu. Hele hele 50´nin üzerindeki seçmen iradesini kırılgan hale getirmek çok zor. Ama ülkemizde 18-30 yaş arası 20 milyona yakın  seçmen olduğunu kabul edersek, yeni neslin ülkenin yönetimi konusunda ciddi manada söz sahibi olduğunu görmemiz gerekir.

İşte bunun için, genç nesil daha sorgulayıcı olmalı. Bugün 23-24 yaşında üniversiteyi bitiren, hatta 18 yaşında liseyi bitiren bir genç AK?Parti´nin iktidara geldiğinde daha bebekti, çocuktu. Okumadan, sorgulamadan Türkiye´nin bugünkü fotoğrafı ile dünkü tablo arasında bir mukayese yapmadan oy kullanırsak, irademizi heba etmiş oluruz.

Oyumuzu vermeden önce, mutlaka partilerin seçim beyannamelerini okumalı, liderlerin ülkemizin, gençlerimizin geleceği adına ne söylediklerini iyi sorgulamalıyız. Vaatlerin ayağının yere basıp basmadığına bakmamız gerek. Zira üfürük vaatler az değil.

Kaldı ki 95 yıllık cumhuriyet, neredeyse 68 yıldır uyguladığı bir yönetim sistemini pazar gününden itibaren terk etmeye hazırlanıyor. Türkiye, aslında dünyanın bazı ülkelerinde var olan, bir yönetim sistemini, biraz da kendi bünyesine uydurarak yeni bir anlayışla hükümet etme çabasında... Bırakın sade vatandaşı, siyasilerin bile zaman zaman hükümetin meclis içinden çıkacağını zanneden alışkanlıkla konuşmalarını yadırgıyorum.

Evet pazar günü sadece cumhurbaşkanının seçmekle kalmayacak, aynı zamanda hükümet başkanını da seçeceğiz. Elbette Yasama Meclisi de oluşturulacak. Ama geçmiş yıllarda olduğu gibi yönetim erkleri arasındaki denetim sistemi ve geçişkenlik bu kez çok farklı...

Oylarımızı verirken elbette çoğumuzun gelir-gider noktasında sorguladığımız ekonomik dengeleri hesaba katalım. Ama, ülkenin üzerine oynanmak istenen oyun, bilin ki o ekonomik dengelerle iç içe.  Türkiye, bir süredir devam edilen terör kıskacından kurtulmadığı sürece ekonomik rahatlığa da ulaşamaz.

Pazar günü çıkacak sonuçların ülkemizin-81 milyonun hayrına olmasını diliyorum.

 

MIŞ MİŞ MUŞ

0- TV ve radyolar için bugün saat 24: 00´dan itibaren ?seçim yasağı´ başlıyormuş.

00-Bakan Özhaseki´nin imar barışı mesajlarına muhtarlar özel ilgi gösteriyormuş.

00-AK?Partili Elitaş, CHP´li ?İnce´ye seccade göndermiş.

00- İYİ?Partililer seçime 2 gün kala AK?Parti sözcüleri hakkında savcılığa ?FETÖ iddiası´  odaklı suç duyurusu yapmış.

00-Tüm partilerde pazar akşamı sonrası ?parti içi hesaplaşma´ bekleniyormuş.

00- MHP´nin en hareketli vekil adayı Baki Ersoy´muş.

00-Seçim sonrası bürokraside ?değişim fırtınası´ esecekmiş.

00-KTO?eski başkanı Mahmut Hiçyılmaz ile ilgili karar duruşması ertelenmiş.

 

KULİS BULVARI

RENKLİ MEYDAN VE ERCİYESSPOR OTOBÜSÜ

Cumhuriyet Meydanı Kayseri´nin demokrasi özlemini çok güzel yansıtıyor. Bir yandan Cumhur, diğer yanda Millet İttifakı cephesi Meydan´da stant asmış. Oturuyor, şeker ikram edip broşür dağıtıyorlar. Atatürk Heykeli´nin önü rengarenk. Bayram öncesinde de Bürüngüz Cami önü öyleydi. Her partinin bayrakları, afişleri el ilanı dağıtanları. Cemiyete giderken CHP ve SP stantlarının önünden geçtim. Yanıma önce SP?Milletvekili Adayı Haşim?Özçelik, sonra CHP?İl Başkan Yardımcısı olduğunu söyleyen bir genç geldi. Üzerinde ?Kayseri Erciyesspor´ yazan  AK?Parti afişleri olan bir otobüste Meydan´daydı. Erciyesspor otobüsü üzerinden siyasete CHP ve SP´liler tepkiliydi. ?Onların da yan tarafta standı var? Erciyesspor´u çok seviyorlarsa niye amatör kümeye düşürdüler´ diye tepkiliydiler. Aman seçime iki gün kala tüm partilerimiz huzuru bozacak yaklaşımlardan uzak dursun.