ASIM CENGİZ GÜR


SEYR-İ SÜLÛK

SEYR-İ SÜLÛK


Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de :

"Kim Rabbinin makamından korkarsa ve nefsini hevâ ve nefsinin peşinde sürüklenmekten men edebilirse, işte cennet onun (son) durağı ve yurdu olur" buyuruluyor.

Nefsin hevâsını, şehvetini insanın dizginlemesi lâzım! Bu sebeptendir ki nefis terbiyesi meselesi tasavvufta çok büyük bir yer tutan meseledir. Kur`an-ı Kerim`in emridir. Binâen aleyh, tasavvuf bu yönüyle Kur`anî bir ilimdir.

Yöne kitabımızda buyuruluyor ki :

"Kim nefsini temizleyebilirse; içini, egosunu, enesini temizleyebilirse, o cennetlik olacak, felâha erecek! Kim onu kirletirse; egosu pis, kirli; içi, kalbi fesat olarak kalırsa; o da hâib ve hasir, pişman ve perişan olacak, iki cihanda mahvolacak!"

Demek ki, nefsin terbiye edilmesi Kur`anî bir emir olduğu için, tasavvuf bu yönüyle Kur`ânîdir.

Tasavvuf denince akla gelen bir başka şey de zikir`dir. Dervişin eli tesbihlidir, dili zikirlidir. Hattâ Koca Yörük Yunus Emre`nin (Allah ondan razı olsun) bir sözü var, ilâhi olarak da bestelenmiş:

Yunus sen bu dünyaya niye geldin?
Gece gündüz Hakk`ı zikretsin dilin!
Evliyaya uğramaz ise yolun,
Göçtü kervan kaldın dağlar başında...

“Niye geldin sen bu dünyaya?” diye soruyor Derviş Yunus. Zikredeceksin, kulluk edeceksin. Gece gündüz Allah de, Hakk de, Hû de. Bu zikirlerinden aşkullah, muhabbetullah hasıl olsun.

“Evliyaya uğramaz ise yolun”, Eğer Allah`ın bir sevgili kuluna tesadüf etmezsen; alim, fâzıl, mürşid-i kâmil kuluna uğramazsan, bu gerçekleri öğrenemezsen, gafil gezersen, cahil kalırsan; “Göçtü kervan kaldın dağlar başında...”, o zaman kervanı kaçırmış olursun. Dağın başında, kurtların kuşların arasında kalırsın. Şeytan insanın kurdudur. Kuzuyu kurdun parçaladığı gibi, şeytan da insanı yakaladı mı, parçalar, perişan eder. Dağ başında yalnız, çobansız, silahsız yakalarsa, parçalar.

Topluma "Tasavvuf deyince, ilk hatıra gelen nedir?" dense, belki büyük bir kısmı, %75`i "Zikir" diyecek. Bir kısmı da, belki %25`i "Nefsin terbiyesi" diyecek. Ama zikri daha çok söyleyeceklerdir. Zikir Kur’an’ın emridir.

"Ey iman edenler, Allah`ı çok zikredin!"

"Sabahleyin, akşamleyin Allah`ın ismini zikret!"

"Allah`ı çok zikreden erkekler, Allah`ı çok zikreden kadınlar, diğer iyi işleri yapan müslümanlarla beraber bunlara Allah çok büyük mükâfatlar hazırlamıştır" buyuruluyor.

Kur`an-ı Kerim`de zikirle ilgili seksen kadar emir var. Bu yönüyle de tasavvuf, Kur`ânî bir faaliyettir. Nefis terbiyesi de Kur`an`dan, zikir de Kur`an`dan...

Sonra, bir kısmı da tasavvufu "güzel ahlâk" olarak tarif edebilir. "Mutasavvıf; kendi kötü huylarını temizlemiş, iyi ahlâka sahip olmuş, kâmil, olgun bir insandır" diyebilir. Bu da Kur`an-ı Kerim`de var...

Güzel ahlâk hakkında sayılamayacak kadar çok ayetler var. Allah bize Kur`an-ı Kerim`de sabrı tavsiye etmiyor mu? Şükrü tavsiye etmiyor mu? Hamd etmeyi, merhameti, tevekkülü tavsiye etmiyor mu? Kadere rızâ göstermeyi, cömertliği, tevâzûu, halim selim olmayı tavsiye etmiyor mu ayetlerde? O halde tasavvufun ahlâkı güzelleştirme çalışması, Allah`ın Kur`an`daki bu emirlerini yaptırmak, öğretmek ve insanın içine yerleştirme çalışması olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, bu da Kur`an`dandır.

Tasavvuf, takva ehli olmaktır. Takvâ vasfı da Kur`an’dandır, Kur`an-ı Kerim`in emridir. Allah-u Teâlâ Hazretleri Kur`an-ı Kerim`in pek çok ayet-i kerimesinde:

"Ey iman edenler! Allah`tan korkun!" diye emrediyor. Takvâ Kur`an-ı Kerim`den...

İhlâs; temiz kalbli olmak, iyi niyetli olmak. O da Kur`an-ı Kerim`den. "Bir amel, iyi niyetle, sırf kendisinin rızasını kazanmak için yapılmazsa, Allah-u Teâlâ Hazretleri o ameli kabul etmez!" buyuruyor Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.). Yine, "Allah insanların yüzlerine, sîmalarına, sûretlerine, mallarına bakmaz, aldırmaz; gönüllerine bakar, niyetlerine bakar, amellerine bakar" buyuruyor. İhlâs`ın önemini pek çok ayet-i kerimeden, hadis-i şeriften biliyoruz.

İhsân; ibâdeti güzel yapmak. Kur`an-ı Kerim`in pek çok ayeti buna dair. Hani derviş nedir? Gündüz sâim, gece kàim. Gündüzleyin mübarek, sevap kazanmak için oruç tutuyor. Geceleyin mübarek, uykusunu terk ediyor, sabahlara kadar namaz kılıyor.

Yüce Allah (c.c.) rızasını hedefleyen ve Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in ahlakı ile ahlaklanarak bu hedefe ulaşmaya çalışan ‘Hak Enbabları’, “Aşk Erleri” arasında olabilmeyi, onları sevebilmeyi, onlarca sevilebilmeyi nasib ve müyesser eylesin.