VELİ ALTINKAYA


ŞEHRİ SAHİPLENMEK


Hepimiz yaşadığımız çevreden, şehirden sorumluyuz.
Bizde şöyle bir kanaat hakim ?bazı kamu görevlileri güvenlik, eğitim ve sağlık? hizmetlerini en iyi şekilde yapsın, belediyeler ve iktidar partisi her türlü hizmeti yerine getirsin, STK ve meslek örgütleri kendi üyelerine yönelik başarılı çalışmalar yapsın vs...
Elbette böyle bir beklenti içerisinde olacağız. Ama bu hiçbir zaman yeterli olmaz... Nasıl ki belediye başkanlarımız kendi sorumluluklarında olmamasına rağmen spor tesisleri yapıyor, Erciyes Projesini hayata geçiriyor, okul yapıyor, yaptırıyor, sağlık kuruluşlarını hayata geçiriyorsa, hepimizin her gerçek ve tüzel kişinin de sadece mevzuatta yazan görevleri yok.
Mevzuat belediyelere ?okul yapar? demiyor. Mevzuata göre okulu Ankara, yani Milli Eğitim?Bakanlığı yapmak zorunda. Eee, devlet dediğiniz müessese de sonsuz kaynağı olan, isteyene istediği kadar para aktaran bir yapı değil ki. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir devlet her talebi anında karşılayamaz.
Elbette her kişi ve kurum ?memur olduğu? işi en iyi şekilde yapacak. Ama, bizim her hizmete, ?önce bu işe memur kılılanlar yapsın? mantığı ile bakmamız doğru olmaz.
Çöpü elbette belediye toplayacak. Ama bizde vatandaş olarak çöpümüzü sokağa değil, çöp kutusuna atacağız. Çöpü sokağa atarak ?Canım belediye başkanı seçilmedi mi bırak toplasın, toplatsın? diyemez.
Biz eğer yine üyelerinden, yani şehirde yaşayan gerçek ve tüzel kişilerden mevzuatla kaynak temin etmiş, koca koca bütçeleri olan kuruluşlarsak yaşadığımız şehre karşı borcumuz var.
Ticaret Odası, Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Makine Mühendisleri Odası, Mimarlar?Odası, Tabipler?Odası, Eczacılar?Odası, Esnaf ve Sanatkarlar?Odası, Organize Sanayi Bölgeleri gibi adeta ?silah zoruyla? aidat, harç, vergi vs gibi adlarda gelir alan tüzel kişiler yok mu?
Bunların koca kocada bütçeleri var. İşte bu kuruluşlar sadece kendi üyelerine hizmete memur değiller. Kendi üyelerinin yaşam şartlarını daha iyi kılmak için faaliyet göstermemeliler. Onların üyeleri bu şehirde yaşamıyor mu? O halde bu şehrin her beklentisine, sorununa güçleri oranında katkı vermek zorunda bu kuruluşların yöneticileri.
Allah korusun bu şehirde bombalar patlasa, her gün bir köşede birileri ölse, öldürülse bu STK ve meslek örgütleri ?Bana ne canım. Bu Valinin başkanlığındaki güvenlik bürokrasisinin işi? mi diyecek? Onlar huzursuz olduğu, korkarak yaşadığı bir şehirde, ülkede mutlu olabilirler mi? Kendisi tok da, komşusu açsa, huzurla afiyetle karnını doyurabilir mi?
Bir kamu kuruluşunun bu şehri markalaştırmak, tanıtma adına yaptığı yapacağı bir çalışma varsa, her kişi ve kuruluş kararınca elini taşın altına koymalıdır. Yapılacak o çalışma topyekun şehre katkı sağlayacaktır. Şehirde yaşayan herkes de o katkıdan bir şekilde pay alacaktır.
Hepimiz yaşadığımız şehre borçluyuz. Gücümüz ölçüsünde bu borcumuzu ödemekle mükellefiz. Kadir Has´ın ?Biz doğduğumuz topraklara övünmeye değil, ödeşmeye geldik? sözü ne kadar güzel. Hepimiz bu topraklarla ödeşmiş olarak ölmeliyiz.
Elbette beklentinin karşılanmasında lokomotif yaygın ve yerel iktidarlar olacak. Onlardan layık olduğumuz her hizmeti isteme hakkımız var. Ama, bu beklenti hiçbir zaman kendi sorumluluğumuzu da unutturmamalı... Taşın altında hepimiz gücü oranında elimizi koymak durumundayız.
?Sosyal sorumluluk´ denilen görev, her alanda şehirde yaşayan herkese düşen bir mesuliyettir.

ÇANAKKALE VE BU TOPRAKLAR
Dün Çanakkale ile ilgili bir şeyler yazdım. Ben Çanakkale´ye 40 yaşında gittim. Siz imkanınız varsa daha erken gidin. Çocuklarınızı aklı yetmeye başladıktan sonra mutlaka bu şehre götürün. Bu toprakların nasıl vatan olduğunu 253 bin insanın Gelibolu denilen yarımadada nasıl can verdiğini yerinde gösterin. Çanakkale ecdadımızın kazandığı bir savaş olmasına rağmen maalesef biz, Birinci Dünya Harbi´ni kaybettik ve topraklarımız işgal edildi. Sonra 19?Mayıs 1919´da bir kahraman çıktı ve millete önderlik ederek bu toprakları bize yeniden vatan kıldı. Bu topraklar 1910-1920 arasında başta, Anadolu olmak üzere, Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu, Kuzey Afrika´da bir milyondan fazla şehit verdi. Hepimizin onların emaneti olan bu topraklara sahip çıkmamız gerekmez mi?

MIŞ? MİŞ? MUŞ?
00-Kayseri ve Türkiye şehitlerini minnet ve şükranla anmış.
00- Şehitlik ziyareti hemen herkesi ağlatmış.
00-Nevruz dolayısıyla güvenlik birimleri teyakkuzdaymış.
00-Fransa´da MIPIM adlı dünyanın en büyük gayrimenkul fuarına katılan belediye başkanları yarın dönüyormuş.
00-Kayseri Milletvekillerinden Yusuf Halaçoğlu´nun iki, Çetin?Arık´ın bir dokunulmazlık dosyası varmış.
00- Bahçeli, Kayseri´de de muhalifleri adım adım takip ediyormuş.
00-Ahi Evran kentsel dönüşümü için, bir-iki aya kadar temel atılacakmış.
00- Belediye başkanları yerel seçimlerin 2. yılını değerlendirmeye hazırlanıyormuş.


18 MART 2016 KAYTV HABER paylaşan: kaytv