ASIM CENGİZ GÜR


ŞEHR-İ RAMAZAN MERHABA!


Merhaba, ey Şehr-i Ramazan, hoşgeldin! Sana kavuşmamızı mümkün kılan Yüce Rabbimiz´e sonsuz hamd ve senalar olsun. Yüce Allah sağlık, sıhhat ve afiyetle, seninle ihya olarak bayrama erişmemizi de nasib ve müyesser eylesin.
Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlar ki: "Daha önceki ümmetlere verilmemiş olan beş ilahi lütuf ümmetime bahşedildi. Birincisi : Allah nezdinde oruçlunun ağız kokusu, misk kokusundan daha güzeldir.?
Yüce Allah oruçluyu seviyor. Oruçlunun ağzı kuru olduğu için, boş olduğu için, bir şey yemediği için; oradaki bakterilerin faaliyetinden, maddelerin çözümlenmesinden, dişlerin arasındaki bulaşıklar, çıkamayan kalıntıların bozulmasından, ağızda bir koku, acılaşma oluyor. İnsan yaklaşsa, koku nahoş. Nahoş ama, bize göre tatsız bir koku ama, "Allah´ın indinde oruçlunun ağız kokusu, misk kokusundan daha hoştur, daha güzeldir." Yani Cenab-ı Hak onu güzel kabul ediyor ve güzel olarak değerlendiriyor. Oruçlu kulunun ağzının o çirkin kokusunu seviyor. O oruçtan dolayı olmuş bur durum olduğu için, Cenâb-ı Hakk´ın indinde o koku misk kokusundan daha kıymetli bir koku oluyor.
İkincisi : "Bu ayda oruç tutan ümmet-i Muhammed´in abidlerine, oruçlularına denizdeki balıklar tevbe ve istiğfar ederler." Denizdeki balıklar bizden herhangi bir şeyle faydalanamadıkları halde, biz onları beslemediğimiz, bakımlarını yapmadığımız halde, oruçlular için "Affet yâ Rabbi bu oruçluları!" diye dua eder.
Üçüncüsü : "Ve Aziz ve Celil Cenab-ı Hak Hazretleri, her gün cenneti süsler. ?Muhtemeldir ki, salih kullarım, belki dünya meşakkatleri üzerlerinden alınır da, belki sana gelirler de ey cennetim!´ diye, Allah´ın emriyle cennet oruçlular için süslenir.? Cenâb-ı Hak, belki salih kullarım gelirler diye cennetini süsler. Cennetin salih kullar için süslendiği, Allah tarafından tezyin edildiği; özel ikramlarla, Ramazana mahsus güzelliklerle güzelleştirildiği belirtiliyor.
Dördüncüsü : "Şeytanların reisleri, azılıları, azgınları, şiddetlileri zincirlere vurulur Ramazanda. Başka aylarda yapabildikleri şeytanlıkları, insanlara musallat olup da yaptıkları ayartmaları, kandırmaları bu ayda yapamazlar.? Şeytan´ın şerrine set çekildiği için artık daha kolay ibadet yapmak imkanı oluşur. Bu da ümmet-i Muhammed´e verilmiş bir lütuftur.
Ve beşincisi de : ?Ramazanın son gecesinde, oruçlular mağfiret olunur." Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) böyle buyurunca, sahabe-i kiram efendileriz dediler ki :
"Ey Allah´ın Elçisi! Bu son gece Kadir gecesi mi ki mağfiret olunuyor kullar?" Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :
"Hayır, ama bir işçi bir işte çalıştığı zaman, ecrini (ücretini-mükafatını) işini bitirdiği zaman alır. Ramazanın da son günü, artık oruç bitti, ertesi gün bayram namazı kılınacak; ibadet edenlere sanki para kazanmak için çalışan işçiler gibi, ücretliler gibi; nasıl onlar iş bittiği zaman paralarını alırlarsa, onun gibi oruçlu da ramazanın sonunda bağışlanır? buyurmuşlar. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
"Sizden biriniz oruçlu olduğu zaman küfürlü, ağır, kırıcı, çirkin söz söylemesin. Oruçluyken kendisine hâkim olsun. Hatta birisi ona sövüp, hakaret edip, ağır sözler söylemeye kalksa bile veyahut onunla itişmeye, çekişmeye kalksa bile, ´Ben oruçlu bir kimseyim, oruç tutuyorum, sana uymam, sana karşılık vermem!´ desin uymasın ona..." diye, tavsiyede bulunmuşlardır.
Oruç tutmanın adabı, usulü vardır; bunlara uymak gerekiyor. Bunlara uyulmadığı taktirde mü´min, oruç borcundan kurtulmuş olsa da gerekli sevabı kazanamayabilir. Oruç sadece aç ve susuz kalmaktan ibaret değildir. Oruç tutan insan yalan söylemeyecek! Oruç tutan insan harama bakmayacak! Oruç tutan insan günah şeyleri dinlemeyecek! Oruç tutan insan günahlı yerlere varmayacak! Oruç tutan insan günaha elini uzatmayacak, gıybet etmeyecek, dedikodu yapmayacak! Bütün organlarına oruç tutturacak. Çünkü insanın aslında su içmesi, yemek yemesi helâl bir şey. Oruçlu olduğu zaman helâl olduğu halde su içmeyi, yemek yemeyi bırakıyor da, zaten helâl olmayan günahları niye bırakmasın? Elbette daha öncelikle, helâl olanı bile yapmayan oruçlu, haram olanı hiç yapmaması, onlardan uzak durmaya daha dikkat etmesi gerekir. Aksi taktirde orucunun sevabı gider, orucunun sevabını alamaz. Çünkü orucu tam tutmamış oluyor. Oruç böylece bütün şartlarına riayet edilerek tutulmalıdır.
Oruçlu insana Peygamber Efendimiz sahur yapmayı tavsiye ediyor. Birazcık su içerek, bir hurma yiyerek bile olsa sahura kalkmak lâzım; sünnettir. Sahura kalkmak, sahur yemeği yemek berekettir. Onun için;
"Akşamdan bir şeyler atıştırıyorum, sahura kalkmayacağım!" dememek lazım, az da olsa bir şeyler yemek ve içmek gerekir. Hatta hazır sahura kalkmış iken tevbe istiğfar etmek, Kur´an okumak, teheccüd ve kaza namazları kılmak için çok uygun bir davranış olur.
Ramazan-ı şerifte hayır ve hasenatı bolca yapmak, fakirlere sadaka ve zekatlar vermek, diğer zamanlardan daha çok ecirler, mükafatlar almamıza vesile olur.
Yüce Rabbimiz, Ramazanı güzel geçirmeyi; sıhhat, afiyetle, huzur ve saadetle nice yıllar güzel Ramazanlara ulaşmayı, Allah nezdinde kabule şayan ibadetler yapmayı, hem dünyamıza hem ahiretimize kazançlar elde edebilmeyi nasib ve müyesser eylesin.