VELİ ALTINKAYA


ŞEHİR VE SORUMLULUK

Gündem - Veli Altınkaya


Hepimizin yaşadığımız şehre dair sorumlulukları var.

Sade bir vatandaş mutlaka yaşadığı şehrin kurallarına uyacak. Geleneklerini, mevzuata uygun hareket edecek o şehirde. Çöpünü atarken, yaya veya sürücü olarak seyrederken kurallara uyacak.

Sade vatandaş şehrinin sorunlarına kulak kabartacak. Bu sorunların çözümü veya azalması için elinden gelen bir şey varsa yapacak. Demokrasilerde olması gerektiği gibi, uygun bir lisanla talep ve tepkilerini dillendirecek.

Sade vatandaşla birlikte bir şehrin yöneticilerine düşen sorumluluklarda var. Elbette her yönetici önce  bulunduğu görevi hakkaniyetle yapma adına gayret gösterecek. Sonra da,?Ben işimi yaptım; ancak, bu şehrin, bu şehir insanının daha güzel  olması adına ne yapabilirim?? sorusuna da cevap aramalı...

Elbette asli işimizi ve diğer sorumluluklarımızı yerine getirirken genel hukuk normları ve geleneklerin dışına çıkmamız mümkün değil. Yani yaptığımız her iş, kanuna ve genel ahlaka uygun olacak.

Şehrin ortak sorunlarında etkili ve yetkili görevlerde bulunanlar, temsil ettikleri makam ve güçleri oranında, elini taşın altına koymak durumundadır.

Örnek mi; okul yaptırmak, sağlık ocağı yaptırmak belediyelerin görevi değil. Hatta Yamula Barajı´ ndan Serbest?Bölge´ye, kamu ve vakıf üniversitelerinin kuruluşuna kadar şehrimizdeki  birçok  müessesenin inşaası belediyelerin görevi olmamasına rağmen dünden bugüne belediye başkanları bunlara hep destek verdi.

Ülkemizin ekonomik durumu malum. Bir mahallede halk acil okul istiyorsa, Bakanlığın da bütçesi yoksa, belediyenin bu şehrin kaynağı olan bütçesinden buraya okul ya da kamuya hizmet edecek bir başka tesis yaptırmasından doğal ne olabilir?

Şehrin ortak değer ve talepleri noktasında da etkili ve yetkili makamlarda bulunanların gerektiği zaman elini taşın altına koyması gerekir.

Örnek; şehrimizde bulunan ticaret odası, sanayi odası, ticaret borsası, esnaf odaları, mühendis ve mimar odaları, SİAD´lar, OSB´ler, sendikalar, vakıflar, dernekler, hatta bazı kurumsal işletmeler ve şirketler  büyüklük ve güçleri oranlarında şehrin sorunlarının çözümüne dair elini taşın altına koymak zorundadır.

Kamu kuruluşu niteliğindeki meslek örgütleri veya STK´lar kamu otoritesinden aldığı gücü kullanarak varlıklarını sürdürüyor. Bu kuruluşların yöneticileri, ?Ben sadece kendi mevzuatım çerçevesinde hareket eder ve kendi üyemin dışında kimseyle ilgilenmem? diyemez.

Bir meslek örgütü veya STK başkanı gerektiği zaman nasıl ki valinin, belediye başkanının, siyasilerin, diğer bürokratların kapısını çalıp yardım talep ediyorsa, bu makamlardan gelen taleplere de aynı çevrelerin o sıcaklıkla bakması gerekir.

Belli makamlarda olan kişiler yeri geldiği zaman cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, vali, belediye başkanı vs. isimlerin masasında oturuyor; kurumsal-sektörel taleplerini onlara iletiyor ve çözüm arıyorsa; Buralardan gelecek kanunu ve ahlaki talepleri de karşılamak için gayret göstermelidir.

Bu iş belli iş adamlarının, varlıklı kişilerin de görevidir. İsim yazmayayım; bu şehirde bankalarda  milyonlarca dolar-tl  nakit parası olanlar var. Dosyalar dolusu tapusu olanlar mevcut. Bunlar, ?Bana ne kardeşim senin yazdıklarından. Ben vergimi veriyorum ya; yetmez mi? diyemez.

Bizim dinimiz bunun için zekatı emretmiş. Bunun için, ?Komşusu açken tok yatan bizden değildir? denilmiş.

Ben gerektiği zaman valiye, milletvekiline, belediye başkanına ulaşayım, meslek örgütümün, STK´mın, fabrikamın, gayrimenkulümün bir sorunu varsa hemen çözülsün; kapıda hiç beklemeden, gerekli taltifi gördükten sonra işim çözülsün diyorsanız, bunun vergi vermenin de ötesinde bir bedeli olmalıdır.

İster buna sosyal sorumluluk deyin, isterseniz yaşadığınız şehre ve şehrin insanına borcunuz deyin fark etmez.

Bir şehrin valisi, belediye başkanı, bakanı vs. doğrudan kendisiyle ilgili olmayan bir iş için çırpınıyorsa herkes gücü oranında o sıkıntının çözümüne katkı vermek durumunda. Ama, ?Ben milyonluk bütçemle bu neviden işlerin içinde hiç olmayayım, işime geldiği gibi kamu otoritesinin verdiği yetkiyle elde ettiğim bütçeyi de keyfime göre tasarruf edeyim? derseniz  bir gün bir babayiğit çıkar, ?Bir dakika, burası senin babanın dükkanı değil. Öyle keyfe keder hareket edemezsin. Canın isteyince başköşede oturup, işine gelmeyince kaçamak güreşemezsin? der.

Bu yazıyla ne kastettiğimi anlayan anlamıştır. Özellikle de önceki gün akşam Kayseri´ye hakim noktada yemek yiyenler daha iyi anlamıştır...

 Hepimiz şehir adına gerektiği zaman maddi-manevi olarak elimizi taşın altına koymalıyız. Bunu yaparken de güven, denetim ve şeffaflık talebimizin olması da doğaldır.

 

ASKERLERİN SOSYAL MEDYA İHANETİ

Sosyal medyayı hiç sevmedim. Bu alan için ?sorumsuz medya? diyen ilk isimlerden biri belki benim. Sosyal medyada cirit attığını sananlar bizim toplumumuzun ruhunu karartan geleneksel dedikoducular gibi. Bizim inancımız dedikoduyu kesin bir dille ?gıybet ve iftira? odaklı reddetmesine rağmen, maalesef hemen hepimiz ama az ama çok fırsatını bulunca birilerini çekiştiririz. Sosyal (sorumsuz) medyada yazanlar burayı birer dedikodu arenası gibi görüyor ve aklına geleni aktarıyor. Bu sektörle ilgili daha ağır müeyyideler getirilmeli ve bu sektörü kullanıp da devletin kendilerini takip etmediğini veya ulaşamayacağını zannedenler de var. 14 kardeşimizin şehit edildiği hain saldırıdan sonra, 3´ü terhis olmuş, 2´si kışlada 5 asker, sosyal medya üzerinden bu alçaklığı alkışlayan paylaşımlar yapmış. Şükür ki şimdi cezaevindeler. Bu nasıl bir kansızlıktır. Böyleleri nasıl komando yapılır, onu da anlamıyorum ya.

 

Mış? Miş? Muş?

00-  Makine sektöründe iştigal eden ünlü bir iş adamımızın oğlunun ortağı da FETÖ ile suçlanıyormuş.

00-FETÖ şüphelileri gizli tanıklardan birini ifşa ederek suç işlemiş.

00-FETÖ gizli tanığı ?Zemheri?nin ifadeleri can yakacak gibiymiş.

00-TBMM bugün başlayacak 2. tur anayasa değişikliğini üç günde karara bağlayacakmış.

00-CHP, MHP muhaliflerine yönelik strateji geliştiriyormuş.

00- Kongre hesaplarının erken başladığı CHP´de, eski vekil Kulkuloğlu boy gösteriyormuş.

00- Başbakan, referandum sürecinde illeri ziyaret eden bakanlara ?MHP?il-ilçe binalarına da uğrayın? demeye hazırlanıyormuş.

00- Meslek odaları-STK´lar şehir için elini taşın altına koymalıymış.

00-Kocasinan Belediyesi´nin çatısında çıkan yangın üzmüş.