VELİ ALTINKAYA


ŞEHİR VE HATIRA (42 Yıl Önce...)

Gündem - Veli Altınkaya


1930´lu yıllarda Kayseri, dış kale içi ve bu kaleye ortalama 500 metre mesafedeki mahallelerden oluşuyordu.

1927´de Tayyare Fabrikası´nın kurulması ile bu bölgeye en yakın noktadaki Atpazarı, Deliklitaş, Tacettin Veli, Dabakhane gibi mahalleler hareketlendi.

Şehrin güneyinde Tayyare Fabrikası´nın yaşattığı hareketlilik, kuzeyde de 1934´te Sümer Fabrikası´nın kurulması ile başladı.

Sümer Fabrikası kurulduğu zaman, Kayseri ile Erkilet arasında neredeyse hiç ev yoktu. Sadece 1928´de hayata geçen?demiryolu çevresine yapılmış bir kaç lojman mevcuttu. O günkü şehrin kuzey sınırı, bugün şehir ortasında kalan eski çevreyoluna kadar dahi uzanmıyordu. Şimdi yerinde  (ağırlıklı olarak) Kayseri´nin en güzel  parkının bulunduğu, halk arasında ?Orta Mahalle´ olarak bilinen, ?Çandır, Yalman, Yeniceismail ve Hacıkılıç´ mahallelerini takiple epeyce bir boşlukla ve sonra yeni tren hattıyla  buluşuyordunuz.

Sümer Fabrikası yapıldığı zaman, demir yolu hattındaki üç-beş lojmanı saymazsanız,  fabrika mücaviri ile şehrin sınırı Hacıkılıç?Cami´nin 200 metre kuzeyinden başlıyordu.

İkisi de Mustafa Kemal?Paşa´nın eseri olan, Tayyare Fabrikası demir-çelik, Sümer Fabrikası ise tekstil sektöründe Kayseri´nin diğer şehirlere göre, ?gözünün daha erken açılmasına´ neden oldu.

Sümer Fabrikası´nın yapılması ile birlikte, Rusların ısrarı ve dahi o gün itibariyle uluslararası bir mimarlık kuruluşu olan Do. Do. Mo. Mo.´nun tazyiki ile Sümer lojmanları, fabrikanın hemen karşısındaki alanlara yapılmaya başlandı.

 O tarihte, Sümer´in karşısındaki araziler taa Pervane´ye kadar, ?İtin öldüğü´ ?yazının yüzü´ olarak kabul edilirdi.

Bugün Sümer Fabrikası´nın  doğu-kuzey doğu-kuzeyinde bulunan Mevlana, Yeni Mahalle, İkiyüzevler, Bebeklevler, Şirinevler, Yeşilmahalle, Mithatpaşa, hatta daha ilerdeki Zümrüt , Yakut Mahalleleri, kuzey batısındaki Yenişehir, Beşparmak, biraz daha batıdaki Gaziosman, Yavuzlar, Yeni Doğan Mahalleleri,  at arabası ve eşekle ulaşılan verimli topraklardı. Bir kısmı da hozandı...

Sümer Fabrikası´nın karşısına yapılan ve bugün bir kısmı ayakta kalan iki katlı lojmanlardan sonra, çalışanlar zamanla Yeni Mahalle, Mevlana, Bebekevler, Şirinevler, İkiyüzevler gibi mahalleleri oluşturdu. Bu mahallelerin 8-10 yıl öncesine kadar var olan hali, 1950´nin ikinci yarısından başlayarak 1970´in son çeyreğine kadar  uzanır.

Şehrin ilk imar planı, dönemin Belediye Başkanı Emin?Molu´nun Almanya´dan getirttiği Prof. Örsner  tarafından 1947´de çizilip onaylanmış; imar uygulama planları ise, ancak 1950´li yıllarda hayata geçebilmişti...

Bütün bunları niye anlattım? Amacım, şehrin belli bir bölgesindeki yapılaşmanın tarihi genel hatları ile nakletmek değil...

Benim ömrümde 40 yılı aşan bir maziye sahip mahallelerdeki son gözlemimi paylaşmak...

.........

Geçtiğimiz hafta işyeri o bölgeye yakın olan bir dostum, ?Veli sana Yeni Mahalle Meydanında öğle yemeği yedireyim? dedi.

Yemek randevusu için erken çıkıp, 1976-1982 arasında orta okul, lise ve yüksek okul yıllarımın geçtiği o günlerde yaya dolaşmak zorunda olduğum sokakları arabayla dolaştım.

Kayseri´ye 1974´de ortaokul okumak için geldiğimde, amcazademle evli olan halamın evinde kalıyordum. Ev Düvenönü´nde eski Kırşehir?Garajı´nın hemen karşısındaydı. İkamet bura olunca Aydınlıkevler?Orta Okulu´nda okuyordum. Halamlar 1976´da Yeni Mahalle İkiyüzevler´e taşındı. İkiyüzevler son durağına yakın?Nalbant Apartmanında oturuyorduk. Yemekten önce arabayla önünden geçtim;  ?Nalbant Apt´ tabelası batıda dururken, binanın kuzey girişine ?Tanrıkulu No:20´ diye yeni tabela asmışlar.

Özellikle hafta sonu kalkar kalmaz ilk işim, Yeni Mahalle Meydanı´na kadar yürüyüp buradaki  bayiden Tercüman Gazetesi alırdım. Evle Yeni Mahalle Meydanı neredeyse bir km kadar. Araba zaten yok; bu mevkii için otobüs veya dolmuşa binecek para da yoktu. Yürüyerek gidip-gelirdim.

Bazen İkiyüzevler´den yürüyerek?Sümer Fabrikası önünden, Barbaros Mahallesi´ni takiple Gazi Osman?altgeçidinin üstünden Trafik´e (Şimdiki Şoförler?Cemiyeti´nin olduğu yer) çıkar, buradan da sanayinin içinden, Aydınlıkevler?Ortaokulu´na ulaşırdım. 7-8 Km´lik bir yürüyüş güzergahı bu. Keyfimizden değil, yoksulluk, parasızlık yürütürdü bizi.

6 yıl oturduğum bina yerinde aynen duruyor. Hemen karşısında bir çayırlık vardı. Top oynadığımız bir çayırlık. Çayırlığın bir bölümüne  Yunus Emre Parkı yapılmış.

O yıllar benim dini konulardaki hassasiyetimin neredeyse zirve yaptığı yıllardı. Beş vakit namazımı asla kaçırmaz, hatta yeni ibadete açılan evin hemen yanındaki Yunus?Emre Camii´nde ortaokulu yeni bitirip Merkez Endüstri Meslek?Lisesi´nde okuyan bir öğrenci olarak, ara ara müezzinlik de yapardım.

40 yıldan fazla zaman geçmiş aradan. Yunus?Emre Cami´nin ihata duvarları yıkılmış; bahçesindeki çamlar kocaman olmuş. Evimizin hemen karşısındaki çayırın bir bölümü caminin adıyla eş park yapılırken, bir bölümü ise parsellenmiş.

İkiyüzevler Meydanı, Yeni Mahalle Meydanı´na göre daha küçüktü. Otobüslerin son durağı burasıydı. Burada, insanları yağmurdan korusun diye betondan yapılmış kaba bir durak vardı. Şimdi yerinde yeller esiyor. Çevredeki diğer evlere kıyasla İkiyüzevler?son Durağı´nın kuzeyinde, daha şatafatlı iki katlı bir bina vardı. Altında da bir büfe. Daha doğrusu baraka. O baraka yerinde duruyor. Ama, paslanmış, kapısına kilit vurulmuş.

O tarihlerde bugüne kıyasla daha çok okurdum. Ara ara vakit buldukça Yunus?Emre Camii´ne 100 metre mesafedeki İkiyüzevler?Ülkü Ocağı´na gider sohbet ederdim. Ülkü Ocağı binası da yıkılmış. Şimdi Belediye Seyrani Mahallesi olarak bilinen o bölgede yeni bir yol ve kentsel dönüşüm çalışması başlattı.

İkiyüzevlerin az ilerisinde Şirinevler vardı. Emniyet?Müdürlüğü´nün karşısındaki Sümer lojmanlarının önünden, neredeyse Yeşil?Mahalle´ye kadar 4-5 Km uzunluğunda bir dere akardı. Etrafında  400-500 metre genişliğinde  çayır vardı. Mahallenin çocukları ile kalabalık gruplar halinde burada ara ara top oynardık. Benim top kültürüm fazla yoktu. Okumayı, tartışmayı, camiye gitmeyi, Ülkü Ocağına zaman zaman uğramayı daha çok yeğlerdim.

Şimdi o koca çayırlığın bir bölümü bina olmuş. Bir bölümüne ise park ve Şirinevler?Camii inşa edilmiş...

 Az ilerdeki Atatürk?Lisesi´nin  hemen arkası Bebekevler´di. Burada halen duran askeri lojmanlar vardı.

1980 öncesinin sağ-sol kamplaşmasına dair ifade edeyim, Yeni Mahalle, İkiyüzevler, Şirinevler, Bebekevler, Beşparmak,Yenişehir ?bizim´, Mevlana ise ?solcuların´ kontrolündeydi.

Yaşarsak daha neler göreceğiz. Demek ki, şehirlerde insanlar gibi canlı birer organizma imiş.