İDRİS YAVUZ


ŞAİR FİKRET DİKMEN

YAVUZCA - İdris YAVUZ


 

      Fikret Dikmen Niğde ili Bor İlçesi Gökbez köyünde doğdu. Kendisi ilkokul mezunu olduğu halde 13 adet yayınlanan şiir kitabı bulunmaktadır. Dikmen’in 120 civarında şiiri, birçok sanatçılar tarafından bestelenmiş, 20 eseri de klip çekilerek albümlere konmuştur

 

      Şair; 40’ın üzerinde Ulusal Tv ve 25 radyoda konuk olarak programa katılmıştır.  Uluslar arası birçok şiir şölenleri ve festivallerde şiirleri okunup, 5 birincilik, 2 ikincilik,1 üçüncülük ödülü alan bir şairdir.

 

      Şairin bestelenen eserleri Türkiye'nin tanınmış birçok sanatçıları tarafından okunmuştur. İşte bunlardan bazıları;

 

      Ahmet Arslan,  Ahmet Yazgan, Ali Ekber Gül, Ali Özel, Arif Kurt, Atilla Meriç,  Bahattin Turan, Barış Eryılmaz. Berrin Suları, Bülent Sertaş, Celal Yarıcı, Dilberay, Ekram Şahin, Erdoğan Şimşek, Erol Parlak, Faik Ateş,

Gül Kardeşler, Gül Şimşek, Güler Duman, Gülsüm Gül, Hüseyin Türküdenizi, İhsan Yiğit, İsmail Altınsarayı, İsmail Ayın, Kazım Birlik,Kenan Şengül, Kıvırcık Ali, Lütfi Gültekin, Mehmet Kundak, Musa Eroğlu, Müslim Eke,Müzeyyen Karabulut,

Nevzat Soydan, Nureddin Özcan, Nurettin Rençber, Nurettin Yeşil,

 Oğuz Aksaç, Samet Durukan, Selahattin Alpay, Senem Gül,

Serdar Yavaş, Serpil Sarı, Sevcan Orhan, Sevgi Aslan, Seyfi Doğanay, Tahir Uçar, Taner Özdemir, Turan Altay, Uğur Top, Yüksel Abaloğlu,

 

      Buna benzer birçok sanatçı Dikmen’in şiirlerini hem besteleyip hem de sahnelerde okumuşlardır.

 

      Benim üzerinde durmak istediğim konu şu; illa değerli bilim adamları, şairler, yazarlar, sanatkârlar, hayatta iken onlara neden yeterince değer.verilmiyor?

   

       Bunca eserleri bestelenmiş, ünlü sanatçılar tarafından icra edilmiş ama ilin Valisi ve yerel yöneticileri onu arayıp, bir kez olsun hatır sormadıysa buna diyecek bir söz bulamıyorum. Sanata, sanatçıya önem vermek bu mudur?

 

      Aslında Şairlik bir Hak vergisidir. “Dökme su ile değirmen dönmez” Bu iş okumakla, tahsille elde edilen bir kazanım değildir.

 

     Yahya Kemal, “İnsan çürümedikçe şiir çürümez” diyor. Atilla İlhan ise; “Bazıları şiiri sevmez, çünkü onların yaraları yoktur” diye ifade ediyor.

 

      Fuzuli; “ şiir, harcı ve hesabı olmayan duvar gibidir” derken

 

      Sait Faik Abasıyanık;” Şiir, bir marangoz gibi tahtayı yontma, ona şekil verme sanatıdır” diyor.

 

      Şiir, konuşma ile susmayı birleştiren, güzel sanatların en güzel örneğini temsil eder.

Şair Fikret Dikmenden bir, iki örnek vermek istiyorum:

 

YASEMİN

 

Bir saniye sakınmazsam ellerden

Hemen kaşlarını yıkar Yasemin

Yüce dağdan düz ovadan bellerden

Bütün yollar sana çıkar Yasemin

Lamelif okunur hilal kaşından

Kesme beni ekmeğimden aşımdan

Bir saat ayrılsam yanı başından

Çıkar yolarıma bakar Yasemin

Dolaşırsın damarımda kanımda

Huri melek kim oluyor yanında

Özüm özündedir kanım kanında

Senden bana doğru akar Yasemin

Nöbet tutar başucunda beklerim

Hatıranı ben koynumda saklarım

Bergüzar ver her an alır koklarım

Terin burcu burcu kokar Yasemin

Fikret kurban olur hoş dillerine

Kemerberst olurum dar bellerine

Düğünde bayramda ak ellerine

Elvan elvan kına yakar Yasemin

 

EYVALLAH

Üzüm yeryüzünde icat olmadan

Biz bade nûş edip içtik eyvallah

Gönlümüze güman kibir dolmadan

Hakikat yolunu seçtik eyvallah

 

YETER

Türkmen yaylasının Yörük güzeli

Gül menevşe gibi kokuşun yeter

Ak gerdanda siyah benler bezeli

Beni sevdalara yakışın yeter

Hamaylılar takın gelme nazara

Ne gerek var paylamaya azara

Ellerin elime değse kazara

Şöyle kaşlarını yıkışın yeter

 

     Fikret Dilmen, nazik, mütevazi, hoşgörülü, sevecen, kibir ve gurur nedir bilmez, gönül insanıdır. Onu bu başarılı çalışmalarından dolayı yürekten kutluyorum.

 

      Not; Bu makalem, köşe yazarlığı yaptığım Kayseri Haber, Sivas Sultan şehir, Ankara Haber 111, Kırşehir Arena, Balıkesir Merhaba gazetelerine yayınlanmak üzere gönderildi.