ASIM CENGİZ GÜR


RAMAZAN YAKLAŞIRKEN

RAMAZAN YAKLAŞIRKEN


Kıymetli Okuyucularımız! Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

“Allahım! Receb ve Şabanı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a eriştir” diye dua eylediklerini daha önceki notlarımızda aktarmıştık. Receb ayını idrak etmiş ve Şaban ayına girmiştik. Şimdi artık Şaban ayını da yarılamış bitirmiş olduk. Artık Ramazan-ı Şerife bir aydan daha az bir süre kaldı.

Malumunuz olduğu üzere bütün islami faaliyet ve vazifeler hicri/kameri takvim esasına göre yapılmakta ve kullanmakta olduğumuz miladi takvime göre de her sene 10 gün kadar öne kaymaktadır. Bu, kameri/ay takviminin, güneş takvimine göre yıldaki gün sayısının azlığından kaynaklanmaktadır. Böylece vakitli ibadetler değişik mevsimlere, zamanlara denk gelmektedir. Bu sene de on gün önceye gelmekledir. Bu senede 21 haziranda yaşayacağımız yılın en uzun gününden bir hafta sonra Ramazan-ı Şerif başlayacak ve ayın başı ile sonu arasında kırkbeş dakikalık bir kısalma olacaktır. Erzurum’a yapmış olduğumuz bir ziyaret esnasında epeyce yaşlı bir amca nereli olduğumuzu sorduğunda Mersin’liyim demiştik de, “Çukurova’dan ha!” demişti. Evet amca deyince de :

“Babam rahmetli ramazan ayında oruç açarken ‘Ya Rabbi! Bu orucumu çukurova’da, pamuk tarlalarında, güneş altında, meşakkatle çalışırken oruç tutanların orucuyla birlikte say!” diye dua ederdi demişti.

Her ne kadar teknoloji gelişmiş, imkanlar artmış olsa da ve bağ alışkanlıkları bulunsa da bu sene ve önümüzdeki birkaç sene uzun yaz günlerine denk gelecek Ramazan-ı Şerif. İnşaallah bizler de hayırla o günlere erişir isek, Yüce Rabbimizin emirleri gereği o günleri oruçla, diğer ibadetlerle, hayırlarla, salih amellerle geçirmeye gayret edeceğiz.

Ramazan-ı Şerif’e yaklaşırken önümüzdeki pazartesi ve Perşembe günlerine isabet eden 3-5 gününü oruçla geçirmeye çalışır isek, hem nafile bir ibadet yapmış, hem Sevgili Peygamber Efendimiz’in pazartesi-Perşembe oruç sünnetini ihya etmiş, hem yüksek ecirlere erişmiş, hem de Ramazan orucu için alışkanlık kazanmış oluruz inşaallah.

Ramazan ayından önceki günlerde Allah izin verirsen, ramazan ayı ve oruç ile ilgili bilgiler aktarmaya gayret edeceğiz. Her Cuma günü büyük bir emekle hazırlanan Cuma Sahifemiz gibi Ramazan sahifeleri de hazırlanarak sizlerin istifadelerinize sunulacak inşaallah. Bunlardan istifade etmeyi ve başkalarının da faydalanmasına vesile olmayı Yüce Allah hepimize nasib etsin.

Ramazan ayı içerisinde bildiğiniz gibi Kadir Gecesi vardır. Ayrıca Ramazan ayı aynı zamanla dünya meşakketlerinden, dertlerinden biraz uzaklaşarak, Yüce Rabbimize yakın olma fırsatını elde edebileceğimiz itikaf ibadetinin de içinde bulunduğu bir aydır. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ramazan-ı şerif ayının son on gününü, mescidde geçirir, ibadet ederlerdi. Büyük bir memnuniyetle görmekteyiz ki Diyanet İşleri Başkanlığımız birkaç senedir muhtelif camileri itikaf camileri olarak belirlemekte ve halkımızdan büyük bir teveccüh görmektedir. Bu çok sevindiricidir, çünkü Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir sünnetin ihyası ile şehitlerin sevabına erişilebileceğini bizlere bildirmektedir. Bizlerde bugün inşaallah bu bilgiyi edindikten sonra, ramazan-ı şerif’in son on günü itikafa girmeye niyet edelim. Aslında ömrümüz boyu hep hayırlara niyet edelim ve yüksek nimetlere erelim.

Hatırlarsanız daha önceki notlarımızda Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den nakledilen bir hadisi şerifte şöyle buyurulmaktadır :

“Allah Teala, (kulların işleyeceği) iyi ve kötü amelleri yazdı. Sonra (kullar hataya düşmesin diye) iyi ve kötü amelleri(n ne olduğu) açıkladı.

Her kim iyi bir amel yapmayı diler (düşünür) de onu yapamazsa, Allah o kimse hesabına (sanki o ameli yapmış gibi) kendi katında tam bir sevap yazdırır. Eğer o kimse, güzel bir amel işlemek ister (düşünür) ve (düşündüğünü) yaparsa, Allah o kimse hesabına kendi katında on sevaptan yediyüz misiline veya daha fazlasına kadar sevap yazdırır.

Her kim de kötü bir iş işlemek ister (düşünür) de onu yapmazsa, o kimse, Allah Teala katında tam bir sevap kazanır. Eğer o kimse fena bir iş yapmak ister (düşünür) de, o fenalığı yaparsa, Allah Teala onun aleyhine sadece bir kötülük günahı yazar”.

Kıymetli Okuyucularımız!

Rahmeti bol padişah olan Yüce Rabbimiz’in bu ihsanını ve ikramını Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bize müjdelemektedir. O halde, tüm hayatımız boyunca iyi işler, ameller yapmayı düşünelim. Böylece peşinen daha yapmadan birer hasene sahibi olalım. Bir de gayret eder, o düşündüğümüz hayırlı, salih işi yaparsak yediyüz katına hatta daha fazlası haseneye sahip olalım. Aklımıza gelen kötü düşünceleri de gerçekleştirmeyerek birer hasene de öylece kazanalım.

Yüce Allah hayırlar düşünmeye, niyetlenmeye ve gerçekleştirmeye; böylece yüksek derecelere ermeye cümlemizi müyesser eylesin.