ASIM CENGİZ GÜR


RAHAT ZAMANDA DUA ETMEK

RAHAT ZAMANDA DUA ETMEK


(Allah O’ndan razı olsun) Umran ibn-i Husayn isimli bir sahabi rivayet ettiğine göre Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlar ki:

"Üç şey kul tarafından yapıldığı takdirde o kul dünyanın ve ahiretin her türlü mükâfatına nâil olur. Dünyada da ahirette de büyük mükâfatlara erer. Maddî, manevî çok büyük kazançlar sağlar." Bunlar nelerdir:

1. “Belâya sabretmek.

2. Allah`ın mukadderâtı olarak alnına yazmış olduğu yazıya, başına gelen olaylara (kazaya) rıza göstermek, isyan etmemek, Allah`a karşı gelmemek, itiraz etmemek.

3. İhtiyacı olmadığı, sıhhatli olduğu, keyfi yerinde olduğu genişlik zamanında da Allah`ı unutmayıp dua etmek.”

Bu üç şeyle insan dünyanın ve ahiretin büyük mükâfatlarına ereceğini sevgili efendimiz (s.a.v.) müjdeliyor demiş ve belaya sabretmek ile Allah’ın takdirine rıza göstermek hususlarını iki günlük yazımızda aktarmıştık.

Bu hadis-i şerifte beyan edilen üçüncü husus: "Geniş zamanda, rahatlık zamanında, serbestlik zamanında, iyilik zamanında dua etmek"tir.

Hepimiz biliyoruz, insanoğlu başı sıkışınca dua eder. Talebe ertesi gün imtihana gidecekse, bir gün önceden abdest alır, namazlarını kılar, gusl abdesti alır, tesbih çeker, imtihana Ayetel-kürsî okuyarak girer.

-Daha önce aklın neredeydi?

-Sorma hocam! Biraz futbol oynadık, biraz şöyle yaptık, biraz böyle yaptık...

Yâni sıkışmayınca duaya yanaşmıyor. Kur`an-ı Kerim`de bildiriliyor: Gemiye biner, dalgalar gemiyi sarsmaya, sallamaya başlayınca, "Aman yâ Rabbi, gemimizi batırma yâ Rabbi! Karaya sâlimen çıkarsam, sana şöyle ibadet edeceğim, senin için on tane koyun kurban edeceğim." diye böyle çeşit çeşit vaadlerde bulunur. Karaya geldiği zaman unutur.

İşlerimiz kesat gittiği, ödeme zorluğuna düştüğümüz, bir hastalığa düçar olduğumuz zaman dua ederiz. Bu aslında her insanın fıtratında olan bir şeydir, Yaradan’a sığınmak. Din ile iman ile az bir bağı bile olsa, dar anında “Yâ Rabbi”, “Aman Allah’ım” der, insan. Orhan Veli’nin bir şiirindeki gibi:

“Anmazdı ama Allah`ın adını,
Pabucu ayağını vurmayınca;
Günahkâr da sayılmazdı,
Yazık oldu Süleyman Efendi`ye!”

Evet, ayakkabısı vurunca Allah diyor. Gemi sallanınca Allah diyor, imtihan vaktinde Allah diyor. İnsan, başı sıkışınca dua ediyor ki, bu pek makbul bir davranış değil.

Asıl makbulü, geniş zamanında, bir ihtiyaç görünmediği zamanda dua etmek. Böyle bir davranış Yüce Allah’ın kudretinin ve kendisinin acziyetinin bilinci olmaktan ve Allah’ı sevmekten oluyor, ötekisi sıkışmaktan oluyor. Sıkıştı mı herkes duayı yapar. En dinden imandan uzaklar bile o zaman sofulaşıyor. Sofulardan sofu oluyor, daha ileri oluyor ama, sair zaman öyle yapmıyor.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu hadis-i şeriflerinde: Allah`ı bolluk ve genişlik zamanımızda unutmamamızı tavsiye ve telkin ediyor. Zenginsek, rahatsak, sıhhatli isek, ağrımız-sızımız yoksa, başımız dinçse, iyiysek, hoşsak, güzelsek duanın tam vaktidir diyeceğiz. Hem halimize şükredeceğiz, hem de hazinesi bol padişahtan, Yüce Allah’tan dileyeceğiz. Asıl kıymetli zaman bu zaman diyeceğiz ve duadan uzak durmayacağız ki, darlık ve zorluk anlarımızda Yüce Allah’a yalvarmaya yüzümüz olacak. Aksi halde: rahmeti sonsuz da olsa Yüce Allah: “Sen genişlik zamanında bana dua etmeyi unuttun, ben de senin duanı kabul etmiyorum!" dese ne diyebiliriz.

 

Yüce Allah`ı hiç unutmayacağız. "Elhamdülillâh ki, hiç bir derdim yok!" diye, dertli bir insanı gördüğünüz zaman: "Yâ Rabbi bu kuluna o derdi vermişsin; sana çok şükür ki, ben elhamdülillâh öyle bir derde maruz değilim! Bu kulunu da o dertten kurtar" diye dua etmeliyiz.

Kimbilir Mısırda, Suriyede, Afganistan da, Çeçenistan’da, Somali’de, Mymmar’da yaşayanlar ne yapıyor? Yiyecekleri var mı? Ssu bulabiliyorlar mı? Ülkelerini açıktan veya örtülü işgal edenler neler yapıyorlar. Halimize binlerce şükür ki, bizde böyle bir silah tehdidi yok, bir şey yok. Çok şükür, ne yapacağız? Dua edeceğiz. Hem halimize şükür için, hem bizim de başımıza gelmemesi için, hem de mü’minler üzerindeki bu zulmün, baskının, Yüce Allah’a kulluk yapabilmelerinin önündeki engellerin kaldırılması için, mü’minlere, Müslümanlara tuzak kuranlar aleyhine, tuzağı en etkili olan Yüce Allah’ın tuzak kurması için dua edeceğiz.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), rahat, geniş zamanlarımızda Allah`ı unutmamak, geniş zamanda Allah`a dua etmek, geniş zamanda şükretmek, Allah`ın bizlere verdiği nimetleri bilmek ve Allah`a sevgi ile bağlanmak hususunda tavsiyelerini aktarmış olduk.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v) üç şeyi, çok önemli üç şeyi bize tavsiye etti

Sabırlı olacağız, sabredersek mükâfat var. Allah`ın hükmüne rıza göstereceğiz, işini hoş göreceğiz, hoş bakacağız, itiraz etmeyeceğiz. Geniş zamanda nimetler içinde yüzerken duayı unutmayacağız, Allah`ı unutmayacağız.

Yüce Allah (c.c.), başımıza gelen hoşumuza gitmeyen şeylere karşı; aynı zamanda kulluk borçlarımızın yerine getirilmesindeki engel ve zorluklara karşı sabırlı olmayı; alın yazımıza, kaderimize isyan etmeyip, kendisinden gelen her şeyi kabullenebilmeyi; bolluk zamanlarımızda da kendisini unutmamayı ve her hal-u kârda kendisini anmayı, kendisinden istemeyi bize nasib ve müyesser eylesin. Ahirette de sevdiği kullarla birlikte eylesin.