İDRİS YAVUZ


ORTA DOĞUYU KANA BULAYAN DEVLETLER

YAVUZCA - İdris YAVUZ


Dünyada kendilerini güçlü gören devletlerin politikaları, sistemleri değişebiliyor, ama menfaatleri asla değişmiyor. Bu açıdan bakıldığında siyasi, iktisadi ve askeri alanlarda güçlü olan devletlerin dostları ve düşmanları olmaz. Onların ancak çıkar ilişkileri vardır.

Yapılan araştırmada ülkelerin ekonomisi, politik üstünlüğü, askeri gücü, dünyadaki liderliği ve uluslararası örgütlerdeki konumuna bakıldığında;

- ABD- Rusya- Çin- Almanya- İngiltere- Fransa gibi devletler dünya beşten büyük değildir diye düşünüyorlar. Bu ülkeler birbirlerine zaman zaman zıt görünse de çıkar ilişkileri söz konusu olduğunda aynı ilkelerde birlikte olabiliyorlar.

Afganistan petrol ve maden zengini bir ülkedir. Önce Rusya arkasından ABD burada terör örgütlerini organize edip halkı birbirine kırdırdı, askeri birliğini burada konuşlandırdı ve sonra da buranın zenginliğini sömürmeye başladı.

Irak, petrol zengini bir ülkedir. ABD burada Saddam zalimdir, halka zulmediyor diyerek devirdi gelip buraya yerleşti. Petrol kaynaklarına el koydu. ABD Başkanı Donald Trump, İran komutanı Kasım Süleymaniyi Bağdat yakınlarında pusu kurarak öldürmüştür. İran'ın hamisi Rusya ve Çin ABD’ye kınama bile yapmadı.

Suriye, İngiliz, Fransız, Rusya ve ABD tarafından parsellendi, petrol kuyuları aralarında pay edildi. Suriye’de milyonlarca insan öldürüldü, yerlerinden, yurtlarından edildiler. Ortadoğu kan gölüne döndü. Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği, insan hakları savunucu örgütler nerede? Onların kulakları sağır, gözleri kör, kalpleri mühürlenmiştir. Çünkü ölenler kendilerinden olmayan Müslümanlardır.

Irak Parlamentosu mecliste ABD’ nin ülkesinden derhal gitmesi kararı aldı. Donald Trump ayrılmıyorum, tehdidinde bulundu. Dünya bu olanlara seyirci kalmaktadır.

Rusya Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Angela Merkel ağız birliği yaparak nasıl bir araya geldiklerini gördük. Çünkü güçlü olan devletlerin dostları ve düşmanları değil, onların çıkar ilişkileri vardır.

Bir zamanlar dünyanın en büyük devleti Osmanlı İmparatorluğu, Doğudan, Batıya, Dalmaçya kıyılarından Viyana kapılarına kadar üç katıya hükmettiği eyaletlerinde kendi çıkarlarını düşünmemiştir. Gittiği her yere hanlar, hamamlar, köşkler, saraylar yaptırmış, halkın mutluluğu için Osmanlı hazinesinden aktardığı ödeneklerle onlara destek vermiştir.

Bu gün savaşlarla harabeye dönen Orta doğu ve Arap ülkeleri dış güçlerinin etkisiyle (1917) Osmanlı İmparatorluğu’na karsı isyan ettiler, küçük, küçük devletçiklere bölündüler, sonuçlar ortada.

Son zamanlarda Türkiye üzerinden yapılan etnik ve mezhep ayrımcılıkları kışkırtmalar yapılmaktadır. 1984 Yılından beri süren PKK, PYD, DAEŞ; İŞİD, FETO bölücü terör örgütleriyle mücadele eden bir ülke haline gelmiştir. Neyse ki, Türk milleti feraset sahibidir. Bu güne kadar yaşadıklarından ders almasını bilmiştir.

Rusya Başkanı Vladimir Putin’inden S-400 silahının alımı, ABD Başkanı Donald Trump F-35 uçaklarının pazarlığı, ekonomik tehditleri Türkiye’yi köşeye sıkıştırmanın birer parçasıdır. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Angela Merkel fırsat buldukça terör örgütlerini desteklemeye devam etmektedir.

Doğu Anadolu’da Ermeniler, verimsiz Türk arazilerini, boş köyleri iyi para vererek satın almakta, Urfa’da İsrail devleti, Orta Doğu’nun en büyük kadın doğum hastanesini kurup, doğum yapacak kadınları helikopterle buraya getirip doğum ve kayıt işlemlerinden sonra geri götürmektedir. Niyetleri belli değil mi? Yahudilerin,’Arz-ı mev’ud’ saçmalığı ile Güneydoğu Anadolu'nun büyük bir kısmının kendilerine ait olduğunu iddia etmektedir.

Türkiye’de bor madeni rezervi dünya ölçeğinde yüzde 70`ine sahiptir. Uluslararası teröristler Türkiye uyanmadan bu kaynağı ele geçirmeyi planlıyor. Bu bilgi, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi verilerine dayanmaktadır.

Bu bakımdan birliğimizi, beraberliğimizi, asla bozmadan, muhalefetiyle, iktidarıyla tek yumruk olmalıyız diye düşünüyorum. Saygılarımla…