Bugün başka bir şey yazacaktım; dün öğle saatlerinde aldığım bir telefonla bu yazıyı yazmak istedim...
Ölüm...
İlahi bir hüküm...
Hz. Ömer karşısında dimdik duran, Hz. Ebu Bekir Sıddık mealen ne diyordu ağlamaklı ve öfkeli sahabeye: “Ey Medineliler! Ey Müslümanlar, siz Cenab-ı Allah’a inanıyorsanız, bilin ki Allah ölümsüzdür. Hz. Peygamber ise O’nun Resulü, ancak sizin bizim gibi bir ölümlü insandır...”
Kainatın Sahibi: “Ey Habibim, sen olmasaydın, eflaki yaratmazdım” buyurmuyor mu?..
Peygamberler Peygamberi geçici alemden gerçek aleme Mutlak Yaratıcı’ya gittikten sonra kim ne yapabilir?..
Bütün hükmün sahibi “Şüphesiz her nefs ölümü tadacaktır” buyurmuyor mu?
Hangi nefs ölüme karşı direnebilir?
Ölümsüzlük ilacını arayan Lokman Hekim bulabildi mi?.
Kendisini “tanrı” zanneden nice zavallı hükümdarlarla, Mutlak Tanrı’nın iradesi dışında hüküm vermemeye, hayat sürmemeye çalışan nice inanmış sultanlar, padişahlar ölüp gitmedi mi?
Emir O’nundur... Hüküm de...
O’nun emri ve hükmü karşısında yapacak hiç bir şey yok...
Ecdadımız ne güzel söylemiş... “Hayırlı ve sıralı ölüm...”
Duamız bu yönde...
Yaşına ulaşmış, geriye döndüğü zaman sevabının günahından çok olduğuna inanan ve günahları için de Kudret Sahibi’nin affına güvenen birinin güle oynaya ölüme gitmesi gerekmez mi?
İşte o noktada dahi O’nun teslimiyet verdikleri Azrail’e “Gel vuslata kavuştur” beni diyebiliyor... Ama, bu daveti yapamayacak olanlar bir lahza daha dünyada yaşamayı yeğlemiyorlar mı?
Ölüm emrini veren sabrını da veriyor...
Yoksa niceleri kendisini paralamaz mıydı?
Hayatının baharında evladını, kardeşini, annesini, babasını kaybeden çevremizde ne kadar çok isim var...
Allah sıralı ölüm versin.
Allah hayırlı ölüm versin...
Ve imtihan...
Her insan bu dünyada bir imtihanda...
İnşallah ferdan ferda bu imtihanı her Müslüman kazanır...
Neyin hayırlı, neyin hayırsız olduğunu biz değil O biliyor... Ve her şeyin de takdiri O’na ait olduğuna göre; O’nun hükmünü yeryüzü imtihanının bir parçası olarak görmek zorundayız...
“Ben inandım. Kaza ve kaderin tayin edicisi sensin.” diyorsak; “Hayır ve Şerrin” Mutlak İradenin tezahürü olduğuna inanıyorsak, teslim olup yeryüzü imtihanını kazanmaya çalışacağız...
Aksi...
Aksini düşünmek bile istemem.
Allah, cümle geçmişlerimize rahmet eylesin!
Allah, en ağır iradesi karşısında dahi kayıtsız-şartsız sabredenlerden, teslim olanlardan kılsın.
Cennet Mekan Üstad’ın bir konferansında dinlemiştim. Melan diyordu ki:
“...Hayat, her insana emanet edilmiş kutsal bir süreçtir. İnsanoğlu o hayatı isteği doğrultusunda şekillendirmeye çalıştığını zanneder. Birde bakmış ki kendisi istemeden verilen hayat, yine kendisi istemeden alınıvermiş...”
Hayat böyle bir şey...
Bu irade karşısında teslim olmaktan başka yapabilecek bir şey yok
Üstad’la bitireyim:
Ne acı, kaybetmek için sahiplik,
Ölümlüyü sevmek, ne korkulu iş
Hayat mı, püf desen kopacak iplik,
Çıkmaz sokaklarda varılmaz gidiş...
.................
Hayat, memat diyorlar,
Benim gözüm memat’ta.
Hayatın eksiği var,
Hayat, eksik hayatta...
................
Ölümü sığdıramaz,
Akıl daracık koğuk.
Ölemez, çıldıramaz,
Ağlarla boğuk boğuk...
....................
Ölüm güzel şey, budur
perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı ölür
müydü Peygamber?..
NOT:Mustafa Yalçın dostumuzun genç yaşta hayatını kaybeden oğlu Taha’ya Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailesi ve ya kınlarına sabr-ı cemil diliyorum.
00- Büyükşehir Genel Sekreteri Mustafa Yalçın genç yaştaki evladını kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyormuş.
00-AK Parti üç ilçede kongre yapmış.
00- AK Parti’de görevinden istifa eden Sarız İlçe Başkanı yeniden seçilmiş.
00-MHP’de kongreler önümüzdeki haftadan sonra başlıyormuş.
00- KASKİ’ye üst düzeyde üç yeni atama yapılmış.
00- İki vekilimizden Sadık Yakut Umman’da, Mustafa Elitaş ise Başbakanla Avustralya ve Filipinler’e gitmiş.
00-Emniyet başarılı çalışmalara imza atıyormuş.
MÜFTÜLÜĞÜN
TALAS PROGRAMI
Talas müftülüğü ilçede oturan hanımlara yönelik bir etkinlik düzenlemiş. Programa ilçe protokolü ile birlikte İl Müftüsü Ali Maraşlıgil de davetli olarak katılmış.Talas müftüsünü tanımıyorum; ama, il müftümüz iyi bir alim ve haktan ayrılmamaya özen gösteren bir yönetici. Camilerde ara ara muhtelif vesilelerle kürsü kurularak konuşma yapılmış... Camiler sadece ibadet mekanları olarak görülmemeli; buralar aynı zamanda bir eğitim müessesesi, mekanı... Elbette cami içinde siyasi bir nutuk atılmasını kimse tasvip etmez, edemez... Bu organizasyonda konuşan Talas Belediye Başkanı Palancıoğlu’nun da, belediyenin camide yaptığı temizlik, çevre düzenlemesi vs hizmetlerinden bahsettiğini duydum.
