Seçimler gelir geçer...
Partilerdeki aday yarışlarını daha dün gibi hatırlıyorum. Oysa bugünden sonra önümüzdeki sandığa gitmek için iki hafta kaldı. İki hafta sonra bugün adaylar sokakta son sözlerini söyleyecek... TV’de, radyoda bile konuşamayacaklar... (Yeri gelmişken TV ve radyolar açısından 28 Mart saat 24.00’dan sonra yapılacak her türlü siyasi haber ve programın suç olacağını belirteyim)
Nice seçim gördük. Daha geriye gitmeye gerek yok. 30 yıl önce ANAP’tan Hüsamettin Çetinbulut, DYP’den Mustafa Derin, HP’den Adem Kaya bu tarihlerde kıyasıya seçim mücadelesi veriyorlardı...
Derin ve Kaya rahmetli oldu... Allah hayırlı ömürler versin Çetinbulut yaşıyor. Çıkın sokağa bu isimleri sorun bakalım kimler hatırlıyor...
Yarın da öyle olacak.
Elimize mikrofonumuzu alıp Cumhuriyet Meydanı’nda bir saat duralım ve gelen giden vatandaşa partilerin adaylarını tanıyıp tanımadığını soralım. AK Parti’nin adayının Mehmet Özhaseki olduğunu belediye başkanlığı nedeniyle birçok isim bilir. Diğerlerinin adını emin olun bir-iki kişi söyleyemez bile...
O haldte siyaseti çirkinleştirmeden yapmamız gerekir. Maalesef genel başkanların miting meydanlarındaki üsluplarını sevmiyorum.O üsluplar zaman zaman yerelede intikal ediyor...
Bunun hepsi gelir geçer. Vatandaşı gererek; onun huzurunu bozarak siyaset yapma sanatına lanet olsun.
Son iki haftaya giriyoruz. Şuana kadar Kayseri’de ortalama düzeyde giden siyasi mücadelenin, önümüzdeki haftadan itibaren çirkinleşeceğinden endişem var...
Belki de iftaralar başlayacak... Hayali dosyalar açılmaya kalkışılacak?..
Yeterki rakip yara alsın...
Vicdan, ahlak ve hukuk bir tarafa bırakılıp, kuralsız konuşulacak.
Kuralsız yumruk atılacak...
Sanmayın ki bunu sadece Büyükşehir için söylüyorum. Bu küçük yerlerde, ilçelerde daha kötü gidiyor. Dedikodu üretim merkezleri revaçta...
Hem de insafsızca...
Siyaset bizde maalesef kötü yapılıyor...
Bunun içinde bazı insanlar siyasete soğuk, uzak duruyor. ”Neme lazım, gider oyumu veririm yeter” diyenlerin oranı hiç de az değil. Hatta “Al birini, vur ötekine... Sandığa dahi gitmeyeceğim” diyenler maalesef çoğalıyor.
Ve vatandaş...
Onun da bir kabahatı var...
Maşallah her elini sıktığı adaya mavi boncuk dağıtmakta bizim seçmenimizin üstüne kimse yok. Çoğu doğruyu söylemiyor. On seçmenin yarısından fazlası nezaketi de gerekçe gösterip karşılaştığı her adaya şirin gözüküyor.
Bu noktadan hareketle AK Parti 1 artı 16 diyor.
MHP adayları neredeyse 10 ilçe ile büyükşehiri kazanacaklarına inanıyor...
CHP’de, SP’de öyle. Hatta son seçimde Kocasinan’da % bir oy almış bir partimizin adayı “Kazandım” diye bana siyaset yapıyor.
30 Mart akşamı herkesin traşı gözünün önüne inecek. Ak mı, kara mı göreceğiz... Ama, bugün kazanması mümkün olmayana kazandıran siyaset mühendisleri emin olun o gece de kaybedişlerine bir kılıf bulacak....
Yani kimse “benim ayranım ekşi” demeyecek.
30 Mart’tan sonra bir kısım siyasetçi ortalıkta görülmez. Bazıları Ankara’ya, bir kısmı da daha ötelere geldikleri gibi giderler.
Ama, burada kalacak olanlar, 31 Mart’ta cenaze namazında karşılaşacaklarını unutmasınlar.
Çok kalmadı o geceye...
Çok kalmadı 31 Mart sabahına...
O gün bazı siyasiler bu yazımı hatırlayacak ve kimbilir belki de bu fakiri farklı yad edecekler...
Sıkın dişinizi... Biraz daha sabır... Az kaldı... Ama, lütfen hepiniz sandığa gidin ve mutlaka bir partiye, bir adaya oy verin... Bu sizin vatandaşlık göreviniz...
00-Bahçeli bugün ve yarın 13 ilçeyi dolaşarak adaylarına oy isteyecekmiş.
00-BBP Genel Başkanı Destici yarın Kayseri’de miting yapacakmış.
00- AK Parti ilçelerde Bakan, milletvekili ve Başkan Özhaseki’nin katılımıyla mitinglerini sürdürüyormuş.
00-Muhtar adayları, meclis üyesi adaylarından daha heyacanlıymış.
00- Milli Eğitimle ilgili yasanın yürürlüğü girmesi ile okul müdür ve yardımcılarının neredeyse hepsi yeniden atanmak için “torpil” aramaya başlamış.
00-Seçime iki hafta kala bazıları “dosya siyaseti” ile kafa karıştırma hesabındaymış.
AHLAKSIZLAR
Kayseri Eğitim, Kültür Ahlak ve Çevre Derneği “Helal ve Sağlıklı Gıda, Doğal Beslenme” konulu bir toplantı düzenlemiş. Toplantıda konuşan bilim adamları sokakta alıp yediğimiz hemen her gıdanın sıkıntılı olduğunu söylüyor. Bugünkü manşete bakın. Yufkada bile domuz katkısı kullanıyormuş ahlaksızlar. Hamurun içine kimbilir ne katıyorlar.Doğal,katkısız gıdadan bahsediyorlar. Kim satıyor bunu. Kimin dürüst, ahlaklı, üretim yaptığını nereden nasıl anlayacağız.Bunları üretenlerin imanından şüphe ederim. Zira,benim Dinimin Peygamberi “Ölçü ve tartıda hile yapan bizden değildir” demiyor mu?
