VELİ ALTINKAYA


O MEŞUM GECE

Gündem - Veli Altınkaya


15 Temmuz, bir yandan tarihimizin en alçak girişimi, diğer yandan, milletimizin en şerefli kahramanlık ve beraberlik destanının adıdır.

O gece, yani 2 yıl önceki o gece 22.30 gibi tv ekranları ve gelen telefonlarla ?ne oluyor?´?sorusunu sormaya başlamıştım. Ankara Başsavcılığı´nın bu ihanet şebekesinin TSK içerisindeki yapılanmasını deşifre eden iddianamesini o gün Sabah Gazetesi manşetten vermişti.

İlk telefon ve köprünün işgali görüntülerini görünce kendi kendime, ?YAŞ tarihi yaklaşıyor. Bunlar YAŞ´da ihraç edileceklerini anladı. Mesaj vermek istiyorlar? diye düşündüm.

Zira, internetin, sosyal medyanın, tv ve radyoların bu kadar etkin olduğu günümüzde ?silah kullanılarak´ bir darbenin yapılacağına ihtimal vermiyordum. Darbe olursa da 28 Şubat türü olur diye düşünüyordum.

Yanılmışım...

Yaptığım bir-iki telefon görüşmesinden sonra Cumhuriyet?Meydanı´na geldiğimde saat 23´ü geçiyordu. 24 gibi adeta Meydan da ?iğne atsanız yere düşmeyecek´ öfkeli, birbirine kenetlenmiş, azimli, inanmış bir kalabalık vardı...

O gece Türkiye gibi Kayseri´de sabaha kadar ayaktaydı ve parti, mezhep, nesep vs ayrımı gözetmeksizin milletine, devletine, vatanına, bayrağına sahip çıktı.

 O Geceyi, alçak girişimden 20 gün sonra, şöyle resmetmişim:

?O meşum (alçak) gecede tüm Türkiye gibi Kayseri de ayaktaydı. Bu millete o geceyi yaşatan alçaklar, Ankara, İstanbul ve İzmir´den sonra en önemli merkez olarak şehrimizi görüyordu.

O gece saat 23.00´den itibaren Kayseri de ayaktaydı. Hele hele Cumhurbaşkanımızın çağrısından sonra, her sokak, her ev Cumhuriyet?Meydanı´na akıp gelen insanlarla doldu.

O gecenin ilk görüntüleri, tepkileri AK?Parti önünde kameralara yansıdı. AK?Parti Grup?Başkanvekili Elitaş´ı 22.45 gibi aradım. ?Abi ne oluyor?? dediğimde, ?Veli bir sıkıntı var, detay bilmiyorum; partiye gidiyorum? dedi.

Yarım saat sonra Elitaş, yanında il başkanı, büyükşehir belediye başkanı ve şehrimizdeki milletvekilleri ile bir aracın üzerinden darbeyi lanetliyor, halkı devlete, demokrasiye sahip çıkmaya çağırıyordu. Kan ter içindeydi. Haklı bir öfke ve gerginlik yaşıyordu.

Siyasilerden önce, devlet görevlileri ayaktaydı. İlk hareketlenen isim doğal olarak Emniyet Müdürü Kulular oldu. 21.45´te Ankara gerçeği anlıyor, saat 22.00 gibi de Emniyet ve tüm valilikler uyarılıyor. Yine o dakikalarda Emniyet?Müdürü Kulular´a ?tok sesli? bir alçak, Genelkurmay´dan aradığını belirterek, ?ilan ettikleri sıkıyönetime uymaları ve askerin emrine girmelerini? söylüyor. Kulular, bu telefondan sonra hem Vali Kamçı´yı, hem de Ankara´yı bilgilendiriyor.

Kalabalıklar Meydan ve AK?Parti önüne dağılınca, yine AK?Parti kurmaylarından gelen telefonlar üzerine, ?daha güvenlikli? bir yerde buluşmak ve değerlendirme yapma fikri ağırlık kazanıyor. Bu fikirle, kalabalığın ikiye bölünmeyip Meydan´da odaklanması da sağlanıyor.

Önce Valilikte toplanılıyor. Vali Kamçı´nın makamında Elitaş başta, milletvekilleri, büyükşehir belediye başkanı, güvenlik bürokrasisi, o esnada Garnizon Komutanvekili Jandarma Bölge Komutanı Uğur?Paşa da var.

Daha Meydanda bir nizam sağlanmamıştı. Kalabalık öfkeli ve bilgiye susamış durumdaydı. Valiliğin etrafını kontrol altında tutuyor gibi yapan polisle halk iç içe, el ele...

16 Temmuz´un ilk dakikalarında ?daha da güvenli? olacağı düşüncesiyle ?Kriz?Masası??Emniyet?Müdürlüğü´ne taşınıyor; istişare ve talimatların arkası hiç kesilmiyor.

Tabi tüm?Türkiye´de olduğu gibi Kayseri´de de polisler silahlı olarak görevlerinin başına çağrılıyor. İzinler iptal ediliyor.

Bir yandan Ankara bilgilendiriliyor, bir yandan Ankara´dan gelen talimatlar alınıyor; diğer yandan kademe kademe talimat gönderiliyor.

Kayseri´deki askeri birliklerin bu alçak girişimin içinde olup olmadığı sorgulanıyor... Onlarca telefon görüşmesi yapılıyor. Darbeci iki alçak paşa İstanbul´da ve o malum düğünde. İlerleyen saatlerde İstanbul?polisi bu alçakların da yakalanmaları için uyarılıyor.

Yapılan istişare ile büyükşehir ve belediyelerin araçları emniyet ve askeri birliklerin etrafını çepeçevre sarıyor. Polis araçları askeri birliklerin bulunduğu bölgede sürekli devriye gezdiriliyor.

Vali Kamçı, Kayseri´de darbenin en önemli merkezinin Erkilet?Üssü olduğunu anlayınca elektriklerin kesilmesi talimatını veriyor.?

Bütün bunlar yapılırken, Vali Kamçı´nın Üs´sün iki numaralı haini olan albaya ısrarlı talimatlarına rağmen, 5 nakliye uçağı maalesef havalanıyor ve Malatya´ya gidiyor. Erkilet?Üssü çevresinde Vali´nin talimatı ile adeta sıkıyönetim ilan ediliyor.

Almanya´dan carter seferi doğrultusunda bir uçak?Kayseri´ye inmek için izin istiyor. Vali Kamçı o uçağın inmesi için pistlerin geçici olarak aydınlatılması emrini veriyor. Bunu fırsat bilen hain albay, Vali Kamçı´nın adeta azarlarcasına-bağırarak verdiği kesin emrine rağmen, iki uçağı daha kaldırıyor. Vali DHMİ ve askeri birliklere hiçbir uçak kalkmayacak ve inmeyecek talimatı veriyor. Vali´nin bu emri ve polisin havaalanı çevresinde aldığı silahlı tedbirler sıklaştırılıyor. DHMİ itfaiye araçları tüm uçakların önlerini, pistleri, hareket edilmeyecek şekilde kapatıyor. Elektrikler bir daha kesinlikle verilmiyor.

Vali Kamçı´nın inişine izin vermediği beş uçak, Kayseri semalarında saatlerce dolaşıyor. Bir ara yakıtlarının bitmesi, hatta izinsiz uçtukları için çarpışma tehlikesi yaşıyorlar. Bu uçaklarla kurulan temas sonrasında, ?Teslim olacakları garantisi? alındıktan sonra Vali Kamçı uçakların inmesine izin veriyor ve Emniyet?Müdürüne de, ?Alçakları, ayakları yere basar basmaz gözaltına alın? emrini veriyor.

Kayseri´deki tek kara birliği olan Komando´da bir hareketlilik olup olmadığı ilk dakikalarda sorgulanıyor. Terör bölgesinde bulunan Aydoğan Paşa ile Vali Kamçı bir telefon görüşmesi yapıyor. Paşa, darbecilerin karşısında olduğunu, Hükümetin, Vali´nin emrini yerine getirmeye hazır olduğunu ve Kayseri´deki birliğine gerekli talimatı verdiğini söylüyor.

Vali, milletvekilleri, paşa, belediye başkanı, emniyet müdürü sürekli istişare halinde. Bir yandan Ankara ve İstanbul takip ediliyor, diğer yandan Müftü´nün ezan ve sela için harekete geçmesi emri veriliyor. Meydan´a Büyükşehir ses düzeni ve dev ekranlar kurduruyor. Vatandaş, hem Meydanda devletine sahip çıkarken, yer yer Emniyet önünde de iş makinalarının yanı sıra etten duvar örüyor.

Kayseri´de gerekli tedbirler alındıktan ve ülke genelinde de darbe büyük oranda kontrol altına alındıktan sonra, Vali ve beraberindekiler Meydan´a gelip halkla sabah namazını kılıyor ve şükrediyorlar.

Kayseri, Kayserili darbeye karşı yüreğini ortaya koydu. Elinden ne geliyorsa yaptı. Bir iki hainin dışında, Kayseri´nin tüm yöneticileri, siyasileri, devletin, milletin, demokrasinin yanında olduğunu bir daha gösterdi.?