VELİ ALTINKAYA


O CEZAEVİ, KÜLTÜR MERKEZİ OLUYORMUŞ


Cumhurbaşkanı Kenan Evren´in Mayıs 1984´te Kayseri Fen Lisesi ve Aspilsan´ın açılışı odaklı şehrimize yaptığı ziyarette, Orduevi´nde verilen öğle yemeğinde kendilerine şoför ve korumalarla yanyana yer gösterilen milletvekillerinin buna tepki olarak Cumhurbaşkanının programını terk etmesi ve bunu bir basın toplantısı ile duyurmasını haber yapmıştım...
Yazıya uzun bir cümle ile başladık... Yine uzun cümle ile devam edelim.
Dönemin Kayseri Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral?Hakkı Kaya (Matkap Hakkı)nın talimatı ile ben, bizim gazetenin (Kayseri Olay) Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Hasan Yılmaz ve K.Anadolu Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni merhum Şemsettin Çetinsöz, haberin çıktığı gün bir yüzbaşı ve iki araç dolusu asker tarafından gözaltına alındık.
İsnat edilen suç: Halkı isyana teşvik, Sıkıyönetim Kanunu´na Muhalefet, Cumhurbaşkanı´na hakaret ve Orduyu Küçük Düşürmek...
Bu iddialarla 25 yıl hapsimiz isteniyordu...
O hikayeyi uzun uzun bu köşede daha önce anlattım, bir daha yazacak değilim...
Askerler bizi aldı ve Zincidere´deki cezaevinin bodrum katına attılar. Bir hafta yattık. Sonra çıktık ve bir yıl kadar sonra da Malatya 2. Ordu Mahkemesi´nde yagılanarak beraat ettik...
Cezaevinde yanımıza gelen ve yüzümüze karşı ?Bunları Ali Dağı´na bırakacak, arkalarından kurşunu basacaksın? diyen Korgeneral Hakkı Kaya 3-4 yıl kadar önce öldü...
12 Eylül sonrasının o cezaevinde biz fiili bir işkence görmedik. Ama, gözümüz kapalı götürülüp getirilerek ?psikolojik bir işkenceye? tabi tutulduğumuz muhakkak...
Akşam saatlerinde götürüldüğümüz cezaevinde ilk konulduğumuz koğuştan bizi alarak karşı odaya koydular. Çıktıktan sonra niye böyle bir oda değişikliği olduğunu sorduğumda ?Sizin ilk konulduğunuz koğuşta duş vardı. Oraya Devsol üyelerini aldık. Onların bazı muamelelerden sonra suyun altına tutulması gerekiyordu? demişlerdir...
Bu milletin evlatları, küresel güçlerin bir tezgahı olarak 1980 öncesinde sağcı-solcu diye birbirine öldürtüldü...
İhtilalin elebaşı Evren idam kararları uygulanırken, ?Bir oradan, bir buradan? diyerek bir ülkücü, bir solcu gencin asıldığını söylememiş miydi?
Türkiye üzerine oynanan oyunlar hiç bitmiyor. 12 Eylül´de sağ-sol çatışmasını bitirdiler, kısa süre sonra ?Kürt sorunu? icat edip, yine bu topraklarda kan akmasına neden oldular...
Milletimiz, inşallah oynanan bu oyunlardan ders çıkarır...
Geçtiğimiz yıl bir vesile ile Talas Belediye Başkanımız?Mustafa Palancıoğlu´nu ziyaret etmiştim. Zincidere Cezaevi´nin boş duran (daha doğrusu icralık malların bulunduğu) binasını bakanlıktan istediklerini ve devrinden itibaren kültür merkezi yapacaklarını söylemişti... Ertesi gün Başkan´la cezaevi önünde buluşmuştuk. Hatta o anların ölümsüzleşmesi adına da aşağıdaki fotoğrafı çektirdik....

/resimler/2016-6/5/2113494862724.jpg
Cezaevi binasını gezerken, yüreğim cız etti... Aslında bizim bodrum katında kaldığımız bina, sonradan yapılmış tescilli olmayan anayola daha yakın bina... Hemen yanında ise tescilli olan tarihi bir bina var... Bizim kaldığımız cezaevi binası daha bir bakımsız- dökük...
Türkiye 30 yılda çok büyük mesafeler kat etmiş. O duvarların dili olsa da konuşsa... Nice gencin umutları o dört duvarın arasında söndü gitti. Nice ana-baba, eş, çocuk o duvarlardan gelecek bir sağlık haberi bekledi...
Talas Belediyesi ile Bakanlık arkasındaki yazışmalar sanırım bitme aşamasında. Buranın yeniden restorasyonu ve ayağa kaldırılması epeyce bir para ve zaman isteyecektir. Sonrasında ise, dünün çile dolu günlerinin adeta acısını çıkartırcasına bölge insanına kültür ve sosyal amaçlı olarak hizmet verecek.
Bu arada geleceğe bakarken, dünümüzü de unutmamamız lazım. Onun için burayı yeni konseptine hazır hale getirdiğimizde, bu binaların dün üstlendiği fonksiyonların da bir köşede hatırlatılmasında fayda var...
Ülkemizin, şehrimizin hafızası olan geçmişimizle geleceğimiz arasında iyi bir köprü kurarsak, nesiller arasındaki uçurumu derinleştirmediğimiz gibi, sağlam toplum ve aile yapısına da katkı vermiş oluruz.