VELİ ALTINKAYA


NUR ÇOCUK

NUR ÇOCUK


Ahmet bu gece dünyaya geldi...” Evet, dünyaya gelen;

Kainatın Sahibi’nin “Sen olmasaydın eflaki (kainatı) yaratmazdım” buyurduğu, Gaye İnsan ve Ufuk Peygamber’dir. Yani Topyekün Bütün Zaman ve Mekanın Peygamberi. Nur Çocuk’tan öncesine

gidelim: “Ya Rabbi bana 10 evlat ver. Bu evlatlarımla mübarek kuyuyu bulayım. Sonra da bu evlatlarımdan birini sana kurban edeyim.” Dua kabul oluyor. Zemzem suyu bulunuyor ve  Abdülmuttalip’in 10 evladı oluyor. Artık ahh yerine getirilecektir. Kurbanlar kesilir,

sıkıntı bitmez. Abdülmuttalip çocukları arasından kura çeker.Şans Abdullah’a vurmuştur. Abdullah,

kurban edilmek üzereyken Kureyşliler’in itirazlarıyla bir Yahudi kadın 10 deve kesilmesini söyler.

10 deve bir yana, Abdullah bir yana konur. Sürekli  kura atılır. 100. Deveye kadar kura hep Abdullah’ta

kalır. Abdullah sonunda  100 deve kurban edilerek kurtarılır. Bu olaydan sonra yüz deve kurbanı ile kurtulan Abdullah’ın ünü yayılmıştır. Bir gün Kabe civarında Beni Esad Kabilesi’nin yolundan

 

geçerken karşısına  güzel ve zengin bir kadın çıkar. Kadın derki:   Hey delikanlı senin için baban 100 deve kurban etmiş. Benimle bu gece kal sana 100 deve vereyim.” Mukaddes Baba, “harama

 

el süremem” diyerek teklifi reddeder ve kısa bir süre sonra da Beni Zühre kolundan Vehip’in kızı Mukaddes Anne Amine ile evlenir. Bir kaç gün sonra yine Esad Kabilesi’nin yolundan geçmektedir. Daha önce 100 deveye karşılık kendisiyle ilişki kurmasını isteyen  kadın yine karşısındadır. Ama bu defa sessiz ve tepkisiz .Mukaddes Baba sorar: -“Ne o halin değişmiş!...”  adın cevap verir:

-“O gün alnında esrarlı  bir nur vardı. Kendimden geçtim ve sana o teklifte bulundum. Artık o nuru

sende göremiyorum.”  Evet “O NUR”, yeryüzündeki annelerin en büyüğü Amine Hatun’a geçmiştir artık. Ve “O NUR”, ana rahminde iki aylıkken, ticaret için Medine’ye giden Baba Abdullah hastalanır ve ölür.  Nur Çocuk doğmadan öksüz kalmıştır. Ve melekler   Mukaddes Baba’nın ölümü üzerine Rablarına seslenirler: -“Ya Rab! Resulün öksüz kaldı”  Hitap: -“O’nun koruyucusu ve yardımcısı benim...”     Araplar’ın adedi gereği doğum haberi yakınlarına hemen bildiriliyor. Dede Abdülmuttalip Kabe’ de dua etmektedir. Haberi alınca kasideler söylüyor, Kureyşliler’e büyük bir ziyafet çekiyor. Nur Çocuk doğduğun da 3 yaşında olan “hidayet yolcusu” amca Hz. Abbas anlatıyor: “3 yaşındaydım,

 

kadınlar, kardeşini öp dediler ben de öptüm..” Diğer amca, İslam’ın azılı düşmanı olacak olan

 

amca; Ebu Lehep’te müjdeyi  kendisine getiren cariyeyi, aristokrat damarının kabaran gururuyla azat ediyor. Aynı, amca yıllar sonra yeğeninin baştuttuğu davanın en büyük ve azılı düşmanı olacaktır.

 

O’nu ölümün den sonra rüyasında gören bazı sahabenin ifadesine göre ise, Nur Çocuğu müjdeleyen  cariyeyi azat ettiği pazartesi günleri cehennemde azap görmemektedir. Aziz Anne Amine, Nur

 

Çocuk 5-6 yaşındayken Medine’ye kardeşlerinin yanına gider. Kocası Mukaddes Baba Abdullah’ta

 

Medine’ de vefat etmiştir.  Anne yolda hastalanır. “Nur Çocuk” telaş ve ızdırap içinde kalmıştır. Aziz Anne ölüm döşeğinde, “Nur Çocuğa” şiirler okuyor, O’nu teskin etmeye çalışıyor. Aziz Anne

Nur Çocuğunun gözleri önünde, yanaklarından dökülen yaşlarla, babadan öksüz olan Nur Çocuğu

yetim de bırakıyor. Nur Çocuk daha sonra “annemden sonra annem sensin” dediği Ümmü Eymene’ye teslim. Sonra sekiz yaşındayken Aziz Dede Abdülmüttalip de ölüyor. Dededen, amca

Ebu Talip’e vasiyet:  -“Abdullah’ın oğlunu  sana emanet ediyorum, iyi bak ve üstüne titre...”

Sonrası malum. Çileli ama şerefli bir hayat. Ve “ulvi dini” yaymaya memur kılınış. Doğumunun 1441. Yılında “Nur Çocuk”un varoluş gerekçesi ve teblig görevi nin manasının insanlık tarafından daha iyi anlaşılması dileğiyle, Gaye İnsan ve Ufuk Peygamber’in şefaatini bekleyen bir kul-ümmet olarak Allah Kelamı’nın muhatabı önünde saygı ile eğiliyorum.