VELİ ALTINKAYA


NE YAZAYIM ?

NE YAZAYIM ?


Ne yazayım?” dediğimde  gözüm camdan dışarı ilişti. Muhtemel ki benim gibi soğukla arası pek olmayan orta yaşlı biri, kafasını adeta paltonun içine çekmiş, aldığı

nefes 100 metre uzaklıktan hissedilecek bir tarzda yürüyordu. O dakikada sıcaklık eksi 5 dereceyi gösteriyordu. Sabah arabaya bindiğimde ise sıcaklık eksi 6 idi. Kayseri gibi mütedeyyin

insanların ağırlıklı yaşadığı  bir şehirde acaba o dakikada kaç kişinin evinde yakacağı yoktu.

Acaba kaç kişi karnı aç Yaratıcı'nın kendisine tahsis ettiği rızka ulaşmaya çalışıyordu. Ve o gün acaba kaçımız Peygamberler Peygamberi'nin Komşusu açken, komşusunun yakacağı yokken tok yatan, sıcacık evinde, işyerinde oturan bizden değildir” hükmünü idrak halindeydi... Öğle saatlerinde hava

biraz ılımandı. Adliye önündeki otoparka arabamı park ettim. Gözüm kenarda duran iki kuşa, serçeye  ilişti... Demir korkulukların kenarında kurumuş halde duran bir kaç otun kökünü gagalıyorlardı...

Ama bir seramoni dahilinde yapıyorlardı bunu. Önce biri, sonra diğeri. Yani eşrefi mahluk”

olarak yaratıldığına inandığımız, ama maalesef zaman zaman belhum adal” noktasında gördüğümüz  insanlarla mukayese edemeyecek ritimde bir uzlaşı, hoşgörü, paylaşım içinde iki serçe...

Kuşlar böyleyken, etrafdaki gördümüz insanların önemli bir bölümünün bir hırsla koşuşturduğunu gören gözler, hisseden gönüller gözleyebiliyordu. Hayvanların kahır ekseriyetle karnı doyduktan sonra

paylaşmayı öncelikli hayat tarzı kabul ettiği yer küremizin kendisini gerçek sahibi zanneden insanoğlu acaba karnı doyduğu zaman aç olanları mı düşünüyor? Yoksa daha, daha fazlasını mı? Ne sabır var, ne şükür. Bulduklarına, varlıklarına şükretmeyenler birgün ellerinde ne varsa kaybolup gittiğini görürler.

Yokluklarına karşı sabretmeyenlerde bir iman ve teslimiyet testine tabi olduklarından bihaber, yaratılış gayesinden uzak ben neyim  bu hal neyin nesi?” sulalinin cevabından uzak rüzgara

kapılan yaprak gibi kaybolup gidecektir. Ne mutlu varlığına şükredebilene, Ne mutlu yokluğuna

sabredebilene... Bu arada kimse zamane insanını, aşkla yanmış Allah dostları gibi buldukları

zaman dağıtan, bulamadıkları zaman ise şükredenlerden görmeyi dilemesin... Onlar mutlaka her  devirde vardır. Ama, günümüzde namsız ve nişansız olarak aramızda gezerler...

 

 

 

BÜYÜKŞEHİR VE OSB İTFAİYESİ

 

Büyükşehir mücavirinin genişlemesinden sonra şehrin değişik bölgelerine de itfaiye merkezi yapılmaya başlandı. Eskiden hastane yakınında odaklanan itfaiye araçları şimdilerde şehrin

dört bir yanında oluşturulan merkezlerden hareketle Allah korusun yangın ve kurturmalara müdahale ediyorlar. Büyükşehir Belediyesi itfaiye merkezinin yanısıra bazı büyük şirketler ve bölgelerde

de ayrıca itfaiye teşkilatı var. Mesela OSB'nin ayrı bir itfaiye teşkilatı olduğunu biliyorum.

Büyükşehir'in bu bölgedeki itfaiye merkezide Belsin'deOSB'ye 500 metre mesafede. Belsin'deki  itfaiye merkezi   ile OSB itfaiyesi birleşmeli. Allah korusun OSB'de bir yangın çıktığı zaman Büyükşehir Bana ne arkadaş senin itfaiye araçların var, Sen müdahale et” demiyor ya. Zaman güçlerimizi bölme değil, birleştirme zamanıdır.

 

MIŞ… MİŞ… MUŞ…

 

_ İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mustafa Atsız sendikanın suçlamalarına karyşın Ne yapalım 180 işçi bir iş yapmadan maaş mı alsın istiyorsunuz?” demiş.

_ Dün OSB Başkanı Ahmet  asyüncü 2011'in Kayseri sanayisi için iyi geçtiğini söylemiş.

_ İki adaylı Makina Mü hendisleri Odası seçimlerinde Fazıl Canbulut bir

adım öndeymiş.        

_ Kısa aadı ATED olan derneğin bazı çalışmaları tepki görüyormuş.

_ KKTC Kurucu Cumhur  Başkanı Denktaş'ın cenazesine Kayseri'den de giden olmuş.

_ Kayseri'ye yapılan ve Başbakanın temelini attığı Kampüs Hastanenin proje

çalışmaları son aşamaya gelmiş

 

KULİS BULVARI

ATED'İN YAPTIĞI NASIL ANLATILIR

 

Kısa adı ATED olan Anadolu ve Avrupa Tedarikçiler Derneği adı altın da bir oluşum var. Başın

da da şehrimizin tanınmış bir ismi bulunuyor. Bu dernek bastırdığı tanıtım broşüründe Ankara yolu

üzerinde henüz kendilerine dahi ait olmayan bir arsaya adeta Valilik,TOKİ ve Büyükşehir Belediyesi

ile birlikte Avrupa çapın da bir merkez kuracağı imasında bulunuyor. İmadanda öte bunu resmen

söylüyor. Şehrin belediye başkanı ise broşür de gösterilen yerde böyle bir şey yapılması mümkün değil hemşehrilerimiz para kaptırmasın” diyor. Buna nasıl cesaret ediyorlar şaşıyorum.