SAMİ DAYANGAÇ


MUCİZE

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Ali, küçük kardeşi Mehmet hakkında anne ve babasının konuşmalarını duyduğu zaman yalnızca sekiz yaşındaydı.

Kardeşi çok hastaydı ve onu kurtarabilmek için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardı.

Mehmetʹin yalnızca çok pahalıya mâl olacak bir ameliyatla kurtulma şansı vardı fakat bunun için yeterli paraları yoktu. Babasının, umutsuz bir biçimde annesine söyle fısıldadığını duymuştu Ali:

ʺYalnızca bir mucize onu kurtarabilir.ʺ

Bu sözleri duyar duymaz, usulca kendi odasına yürüdü Ali. Kuzu biçimindeki kumbarasını gizlediği yerden çıkartıp içindeki paraları yavaşça yere dökerek saymaya başladı. Yanılgıya düşmemek için tam üç kez saydı kumbaradan çıkardığı bozuk paraları. Sonra hepsini cebine koyarak aceleyle evden çıkıp, köşedeki eczaneye gitti.

Eczacının dikkatini çekebilmek için büyük bir sabırla bekledi. Eczacı çok yoğundu ve bir adama ilaçlarını nasıl kullanacağını anlatıyordu. Bu yoğun çalışmanın arasında sekiz yasındaki bir çocukla ilgilenmeye hiç niyeti yoktu ama Aliʹnin beklediğini görünce ʺEvet, ne istiyorsun söyle bakalımʺ dedi.

ʺBiraz acele et, gördüğün gibi beyefendiyle ilgileniyorumʺ diyerek yanındaki şık giyimli adamı gösterdi. Ali başını eğerek ʺKardeşimʺ dedi. Sessizce yutkunduktan sonra devam etti:

ʺKardeşim çok hasta, bir mucize almak istiyorum.ʺ

Eczacı Aliʹye bakarak ʺAnlayamadımʺ dedi.

Şeyy, babam “Onu ancak bir mucize kurtarabilir” dedi, bir mucize kaç paradır, amca?ʺ

Eczacı Aliʹye sevgi ve acımayla baktı bu kez:

“Üzgünüm küçük bey, biz burada mucize satmıyoruz, sana yardımcı olamayacağımʺ dedi.

Ali o kadar kolay vazgeçmek istemedi. Eczacının gözlerinin içine bakarak ʺKarşılığını ödemek için param var benim, bana yalnızca fiyatını söylemeniz yeterliʺ dedi.

Bu arada Ali ve eczacının yanında bekleyen iyi giyimli bey Aliʹye dönerek ʺNe tür bir mucize gerekiyor kardeşin için küçük bey?” diye sordu. “Bilmiyorum” dedi Ali. Sonra gözlerinden aşağı süzülen yaşlara aldırmaksızın devam etti: ʺ Tek bildiğim, o çok hasta ve annem ameliyat olmazsa kurtulamayacağını söyledi ve ailemin de ameliyat için ödeyebilecekleri paraları yok.

Ama babam “Onu ancak bir mucize kurtarabilir” deyince ben de paramı alıp buraya geldim.ʺ ʺNe kadar paran var?ʺ diye sordu iyi giyimli adam. ʺÜç milyon dört yüz binʺ dedi Ali. ve “Dünyadaki tüm param bu!ʺ

ʺBu iyi bir şans, küçük kardeşini kurtarmak için gerekli olan mucize için yeterli bu paraʺ dedi, iyi giyimli adam. Adam bir eline parayı aldı, öteki eliyle de Aliʹnin elini tutarak ʺBeni yaşadığın yere götürür müsün lütfen?ʺ diye sordu. ʺKüçük kardeşini ve aileni tanımak istiyorumʺ dedi.

İyi giyimli adam Ahmet Us’tu ve Mehmet için gerekli olan ameliyatı yapabilecek tanınmış bir cerrahtı. Ameliyat başarıyla sonuçlanmış ve aile hiçbir ödeme yapmamıştı. Hep birlikte mutluluk içinde evlerine döndükleri zaman hâlâ yaşadıkları olayların etkisinden kurtulamamışlardı.

Anne ʺHâlâ inanamıyorum. Bu ameliyat bir mucize!

Doğrusu maliyeti ne kadardır merak ediyorumʺ dedi.

Ali kendi kendine gülümsedi. O bir mucizenin kaça mâl olduğunu çok iyi biliyordu:

Tam tamına Üç milyon dört yüz bin!