ASIM CENGİZ GÜR


MÜBAREK GECE


?Ya Rabbi! Bize receb ve şabanı mübarek kıl ve bizi ramazana kavuştur? dediğimiz günlerden, mübarek ramazan ayının son günlerine kavuştuk. Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun. Yarın akşam namazı ile başlayacak gece de Kadir Gecesi´ne kavuşmuş olacağız, inşaallah.
İslam alimlerinin çoğunluğunun kanaatine göre Kur´an-ı Kerim´in inmeye başladığı Ramazan ayının 27. Gecesi Kadir gecesidir ve içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır. Aziz Kitabımız Kur´an-ı Kerim´de bu isimde bir sure de vardır, Kadir Sûresi. Kadir sûresinde mealen:
?Doğrusu biz onu (Kur´an´ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesini(n fazîletini) sen nereden bileceksin? (O) Kadir gecesi, (içinde Kadir gecesi olmayan) bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Rûh, onda Rablerinin izniyle (gelecek yıla kadar olacak hikmetli) her iş için iner de iner. O (gece), tanyeri ağarıncaya kadar, (ibadet ehline) bir selam (rahmet ve esenlik)tir? buyurulmaktadır.
Bu geceye şeref ve kıymetinden dolayı Kadir Gecesi denilmiştir. Kadir gecesinde Aziz Kitabımız Kur´an-ı Kerim inmeye başlamıştır, bu gece içinde kadir gecesi olmayan bin aydan daha hayırlıdır, gelecek seneye kadar meydana gelecek olan her türlü hadise, görevli meleklere bu gecede tevdi edilmektedir ve bu gece tanyeri ağarıncaya kadar rahmet ve esenliktir, bu gece yeryüzüne inen melekler mü´minlere selam verirler.
Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) : ?Siz Kadir gecesini Ramazan´in son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız? buyurmuşlardır.
Başka bir hadis-i şerifte de : ?Kim Kadir gecesini aramaya kalkışırsa, onu Ramazan´ın son yedisinde arasın? buyurmuşlardır. Ramazan´ın son on günlük dilimini camilerde, itikafta geçiren mü´min kardeşlerimizin Kadir Gecesi´ne mutlaka isabet edeceğini söylemek mümkündür. İtikafa girme imkanları olmayanların ise her sene ramazan ayının son on günlük dilimini daha özenli ve gece ibadetlerini, tesbih ve zikirlerini arttırarak geçirmeleri de isabetli bir davranış olur.
Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.): Kim Kadir gecesini, faziletine inanarak ve alacağı sevabı Allah´tan bekleyerek ibadet ve taatle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır? müjdesini de vermiştir.
Mü´minlerin annesi/annemiz Hazreti Aişe (Allah ondan razı olsun) : ?Ey Allah´ın elçisi! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim? diye sorunca, Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
Allah´ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni affet!? diye dua edersin buyurmuşlardır.
Bu gecenin Ramazan-ı şerifin son yedi-on gününde gizlenmiş olmasının yanısıra, bu gece içerisinde de gizlenmiş bir zaman dilimi olduğu ifade edilmiştir. O anda yapılan ibadetler, dualar, tevbeler kabul olunur inancı ile, o anı yakalayabilmek için tüm geceyi tövbe, istiğfar, Kur´an, tesbih, zikir ve namazla geçirmeye çalışmak faydalı olacaktır. Buna gücü yetmeyenler hiç olmazsa Teravih´ten veya sahurdan sonraki vakitleri değerlendirmelidir.
Aziz Kitabımız Kur´an-ı Kerim´de: ?Dualarınız olmasa, Rabbiniz yanında ne kıymetiniz olurdu?? buyurulmaktadır. Bu mübarek geceyi fırsat bilerek kendimiz, ailemiz, sevdiklerimiz, ülkemiz, tüm Müslümanlar ve tüm insanlık için çokça dua etmeliyiz. Kendi nefislerimiz için istediklerimizi, diğer kardeşlerimiz için de istemeliyiz. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bir mü´minin diğer mü´min kardeşi için onun gıyabında yaptığı dua esnasında, yanında hazır bulunan meleğin ?Ya Rabbi! Kardeşi için istediğini onun için de ver? diye dua ettiğini bize haber veriyor. Ne mutlu meleklerin duasını alabilenlerimize. Bu imkanlardan yararlanabilmemiz için tüm Müslümanlar için dualarımızda yer ayırmayı ihmal etmeyelim, böylece hem kardeşlerimiz için istemiş olalım, hem istediklerimiz bizim için melekler tarafından istensin.
Kadir gecesi´ne kavuşmuş olmak demek, bir Ramazan-ı Şerife daha veda vaktimizin gelmiş olması demek de aynı zamanda. Geçtiğimiz seneler beraber olduğumuz, oruçlar tuttuğumuz, teravihlerde saf tuttuğumuz, Kadir gecelerini ihya ettiğimiz, ihya olduğumuz nice arkadaşlarımız, sevdiklerimiz bugün yanımızda bulunmuyor. Gelecek Ramazan-ı şerifte belki başkaları da ve belki bizler de olmayacağız. Dolayısı ile sağlık, sıhhat ve afiyette iken bu günlerin kıymetini bilmeli ve var gücümüzle bu mübarek gün ve saatlerden istifade etmeye gayret etmeliyiz.
Yüce Rabbimiz, kendi rızası için atılan her adıma, her çabaya karşılık birkaç misli ile cevap vereceğini yine bize bildiriyor. Yeter ki biz kulları bu çaba içine girebilelim.
Bazı alimler, Yüce Rabbimizi tarif ederken ?Bahane Rabbi?dir diyorlar. Yani rahmeti bol Yüce Rabbimiz kullarının hata ve kusurlarını af etmek için, onlardan gelecek ufacık bir salih iş ve ibadeti gözlüyor. Kuluna daha böyle bir işi yapmayı düşünürken ecirleri vermeye başlıyor. Hele düşündüğü o salih/hayırlı/iyi işi yapmaya görsün on katı ile, yüz katı ile, yediyüz katı ile hatta bazıları için sonsuz derecede ecirler ihsan ediyor. Yüce Rabbimiz kulları cennete girsin diye bir bahane ile yüksek ecirler veriyor. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.): ?Bir kul günah bir iş işlemeyi düşündüğü zaman günahları yazmakla görevli melek onu yazmak için davranır, ancak iyilikleri yazmakla görevli ve onun amiri olan melek: ?dur yazma, belki yapmayacak´ der. Eğer o kul o kötü düşüncesini yapmaktan vazgeçerse ona bir iyilik yazarlar, eğer o kötü işi yaparsa ona bir günah yazarlar. İyi bir şey düşünen kul için hemen yapmış gibi bir ecir yazılır, eğer o kul o iyi düşüncesini gerçekleştirirse bu sebeple o kula on, yüz, yediyüz kat sevap yazarlar? buyuruyor. Rahmeti bol padişah, Yüce Rabbimize ?Bahaneler Rabbi!´ denmesini doğal görmek gerekiyor. Yüce Allah (c.c.) kullarının hepsi cennete girsin istiyor. Onlara kitaplar, elçiler, rehberler gönderiyor; hata ve kusurlarından dönme imkanı sağlıyor ve az ecirlerini arttırıyor.
Yüce Rabbimiz, bu kalan ramazan günlerimizi de sağlık, sıhhat ve afiyetle geçirmeyi ve bayrama kavuşmayı hepimize nasib eylesin.
Bir güzel söz:
?Her günü son gün olarak yaşa. Çünkü, bir gün öyle olacak.?