Büyük Millet Meclisi (BBM) açılışının 95. yılı bugün...
O?tarihte henüz Türkiye Cumhuriyeti kurulmadığı için 23 Nisan'da açılan Meclise Türkiye adı verilememiş...
19 Mayıs 1919'da Samsun'da başlayan kurtuluş mücadelesinde asıl kalıcı hamle, Büyük Millet Meclisi'nin Ankara'da açılması ve millet iradesini temsilen, milletin bağımsızlık mücadelesini başlatması ile gerçekleşti.
Şüphesiz Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararlar BBM'nin açılışından önce Anadolu'nun milli mücadeleye hazırlanması içindi.
Bundan 95 yıl önce Meclis-i Mebusan üyelerinin yanısıra Anadolu'nun dört bir yanından gelen yeni vekillerle toplanan BBM, İstanbul Hükümeti'nin teslimiyetçiliği karşısında, bağımsızlık mücadelesinin sorumluluğunu millet iradesinden aldığı güçle üstlenmiş ve Başkanı'na da Başkomutan yetkisi vererek sonuna kadar arkasında olduğunu göstermiştir...
23 Nisan 1920-Ağustos 1923 arasında görev yapan Büyük Millet Meclisi, milletten aldığı yetki ile, milletin bağımsızlık mücadelesini yürütmüş, dağıtılan ve silahlarına el konulan orduyu yeniden oluşturarak, yine millet adına bu ordunun komutanlığına Mustafa Kemal Paşa'yı getirmiştir.
O Meclis, tarihimizin en demokrat meclisidir...
Muhalif ve muafıkları ile her konunun alenen tartışılabildiği, yeri gelince Mustafa Kemal?Paşa'nın dahi ağır bir şekilde eleştirildiği Meclis, bağımsızlık mücadelesinin başarı ile sonuçlanması için ne gerekiyorsa yapmıştır... Paşa'ya yetkisini devreden Meclis'in şarttı kesin zaferden başka bir şey olmamıştır.
Bu cihetle hepimizin başta o Meclise ve Başkanına şükran borcumuz var...
Elbette Meclisinin ve Başkanının emrinde canını seve seve verebilen ecdadımıza da minnet borçluyuz...
Çocuklarımız ve gençlerimize bugün TBMM ile dünkü BBM?arasındaki farkı iyi anlatmamız gerek. Bugün çocuklarımıza TBMM için ne düşünüyorsun? diye bir soru sorsak, eminim ki bir kaç ay önce sandalyelerin uçuştuğu o fotoğrafı aktaracaklardır...
Bugün bazı uygulamalarını beğenmediğimiz o Meclis, bundan 95 yıl önce, bu topraklarda bayrağın bağımsızca dalgalanmasını, ezanın özgürce okunmasını sağlayan Meclis'tir...
Kayıtsız ve şartsız millete ait olan hakimiyeti, millet adına kullanan TBMM, demokrasilerde üstün irade olan millet iradesini temsil etmektedir...
Yaşasın milli irade...
ÜÇ BAĞIMSIZ ADAY
Seçim sürecinin başlaması ile birlikte eğitimci M. Emin Karapaça'nın da ilimizden bağımsız vekil adayı olduğunu öğrendik...
YSK'nın 15 Eylül'de geçici aday listesini (yarın kesin aday listeleri ilan edilecek) ilan etmesi ile birlikte bağımsız milletvekili aday sayısının üçe çıktığını gördüm. Karapaça'nın yanısıra mühendis olan ve Ankara'da ikamet eden Emine Tok Sezgin ile orta öğrenim görmüş Fahrettin Akcakoca'nın da bağımsız aday olduklarını öğrendik.
Bağımsız adaylardan Emine Tok Sezgin'in Çoğulcu Demokrasi Partisi'nin aralarında Kayseri'nin de bulunduğu bazı illerde çıkarttığı bağımsız adaylardan biri olduğunu öğrendim.
Bu Hanım, Ankara'da ikamet etmekle birlikte, Kafkasya kökenli hemşehrilerimizin saygı duyduğu büyüklerden olan Tok Hacı Ömer neslinden biriymiş... Diğer partilerin seçilebilecek sırasında kendi neslinden isim göremeyen Kafkasyalı hemşehrilerimizin bir bölümünün bu hanıma oy vereceği söyleniyor...
Adından başka kendisiyle ilgili fazlaca bilgiye sahip olmadığımız bu kadın aday belli ki henüz sahaya çıkmadı... Kayseri'ye gelmiş olsa muhtemelen bir basın toplantısı düzenleyerek Ey Kayserililer ben bağımsız adayınızım derdi...
Bu kadın adaya Kafkas kökenli hemşerilerimizin hangi oranda ilgi göstereceğini 7 Haziran akşamı görürüz.
>-Üç parti genel başkanı Kayseri mitingini mayısta yapacakmış.
>- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bazı açılışlar için mayısta Kayseri'ye geleceği söyleniyormuş.
>-Enerji Bakanı Taner Yıldız Ankara'da dün akşam yapılan düğünle oğlunu evlendirmiş.
>- Vatan ve Anadolu Partisi'nin birinci sırada yer alan kadın adayları ilgi görüyormuş.
>- Müftülük hesabı yapan İlahiyat Hocasının sayısı ikiye çıkmış.
>-KCETAŞ ile TES-İŞ sözleşme imzalamış.
>-ERÜ Rektörü Keleştemur'un yeni görevine atanması imza bekliyormuş.
HUKUKİ EL ATMA
DAVALARI BATIRIR
Geçtiğimiz yıl bu köşede Hukuki el atma davalarının Türkiye'deki bütün belediyeleri neredeyse iflasın eşiğine getirdiğini yazmıştım. Her belediyeden gelen feryat üzerine TBMM bir kanun çıkarttı. O kanun AYM'ye götürülmüş. AYM kanunun hukuki el atmalarla ilgili hükmünü iptal etmiş. Neden bahsediyorsun diyenlere kısaca ifade edeyim; yeni bir düzenleme yapılmazsa imar planlarında kamu için ayrılan (yeşil alan,yol, diğer kamu tesisleri)ne tahsisli gayrimenkullerin belediyelerce istimlak edilmesi, aksi takdirde hukuki el atma davaları ile buraların bedellerinin mahkeme yoluyla alınacağı hükme bağlanıyor. Bundan böyle belediye uygulama yapmadığı yerin, imarını da yapmaz.
