CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 2011 bütçe görüşmeleri esnasında Kayseri’yi Türkiye gündemine taşıdı.
Hem de “yolsuzlukların merkezi” gibi göstererek...
Aylarca, yıllarca meydanlarda, TV’lerde, aklına esen her yerde “Valilik, Belediye ve Adliye arasında şeytan üçgeni var” dedi durdu.
Yargının nihai olarak 2007’de karara bağladığı iddiaları, 2012 başında 19 milletvekili güya “yeni deliller bulduk” diyerek yeniden şikayetçi oldu. Üç savcı 11 ay araştırdı ve özet olarak “birşey yok” dedi...
CHP’lilerin umudu olan İncesu merkezli bir dava daha vardı; o davada da CHP Genel Başkanının, ipine sarıldığı şahsın, ipine sarıldığı şahıs mahkum oldu...
Ama, 3 yıl süreyle Kayseri’ yi her türlü yolsuzluğun merkezi gibi gösterdiler. Ana dosya fos çıkınca, yargıdan ikinci kez dönünce halka “kusura bakmayın” diyecek yürekliliği göstermediler...
Ana dosyanın karara bağlanmasından sonra, başta Başkan Özhaseki olmak üzere üç yıl süreyle yapılan ithamlarda adı geçen isimler ard arda tazminat ve hakaret davaları açmaya başladı... Onlarca dava...
Özhaseki sanırım irili ufaklı 10’un üzerinde davayı kazandı. Kiminden 20 bin lira tazminat alırken, kiminden sembolik bir lira kazanıldı. Ama, o sembolik davada Mahkeme, “Bir daha insanlara hakaret etmeyin, iftira atmayın, ayıp” diye “KINAMA ” kararı verdi.
Genel Başkanını, karara bağlanmış dosyayı açtırmaya ikna edip, yeniden ilk sıradan aday olmasının yolunu açan, Yargı ve Kayserili karşısında mahçup ettiren ve olan (30 Mart seçimlerinin sonucunun ne olduğunu göreceğiz) Milletvekili haftasonu yine şov yapmış...
Kaybedilmiş onlarca tazminat ve hakaret davasından birini Yargıtay bozmuş. Belediye önündeki basın açıklamasında neler söylüyor neler...
Diyor ki “Özhaseki hukukçu. Yargıtay’da dava kesinleşmeden sucukları aldı dağıttı. Bakın bu davayı Yargıtay bozdu. Şimdi sucuk paralarını cebinden verecek.”
Bir, diğer davalar ne olacak?
İki, senin Yargıtay’ın bozduğunu seylediğin, yerel mahkemenin de bozma kararına uyduğu kararda temyize gitmeyecek mi? Yani o da kesinleşmemiş bir karar. Kesinleşmemiş bir kararı nasıl olurda karşı tarafı eleştirirken kesin karar gibi takdim edersin?.. Sen o kadar hukuk bilmiyor musun?
Üç, en önemli soru şu.:
Tazminatları geçin; şu kazandı bu kazandı... Ana dosya ne oldu? Hani yolsuzluk vardı. Hani haksız mal edinimi vardı. Hani rüşvet vardı... 4 dönem % 70’lere varan oyla seçilmiş bir belediye başkanına, aile efradına, mesai arkadaşlarına neler söylemediniz? Mahkeme 2. kez o iddiaları yüzünüze vurmadı mı?.
Bir hafta sonra bugün bakalım ne olacak? İddiaları gündeme getirmenizden sonra ilk kez yerel seçim yapılıyor. Yargı söyleyeceğini söyledi, bakalım millet ne diyecek?
Yargının iki defa suçsuz bulduğu, haksız isnatta bulunulduğunu söylediği belediye başkanı yeniden seçilirse hem de partinizin alacağı oyun 5-6 misli farkla seçilirse ne diyeceksiniz?
Dönüp oy veren millete mi hakaret edeceksiniz?..
Veya,(sanmam ya) vicdanınızın sesini dinleyerek “Haksızlık etmişiz.” deyip af mı dileyeceksiniz?
Ayrıca, seçime bir hafta kala sokağı germenin anlamı yok. Basın açıklaması, toplantısı yapacaksanız, gidin partinizin il binasında yapın. Sokakta bir grup partiliyle Belediyeye yürümek de neyin nesi? Diğer partide sizin karşınıza bir grup çıkartsaydı ne olacaktı?.
Haseki Başkan o sucukları CHP il binasının önünde dağıtsaydı ne derdiniz?
Herkes yakışanı yapar. Milletimizin de, hemşehrilerimizin de yakışanı yapacağından asla şüphem yok.
Yerel seçime bir hafta kaldı. Seneye bu zaman belli olacak olan genel seçimin vekillik listesinde şimdiki vekil bakalım yer alacak mı? Yaşarsak görürüz.
00- CHP Lideri Kılıçdaroğlu Kayserililere bildik üslupla hitap etmiş...
00- Başkan Özhaseki ve Vekili Mehmet Savruk, CHP’li Vekil Kulkuloğlu’nun diğer kaybedilen dava ve asıl dosya sonucunu görmeyerek bir tazminat davası ile ilgili açıklamasına gülmüş.
00- CHP’li Kulkuloğlu basın açıklamasından sonra gazetecilerin soru sormasına fırsat vermeden ayrılmış.
00- Başkan Özhaseki, Kayseri ile ilgili iddialarını yargının iki kez reddettiği CHP’lilerin halktan özür dilemesini bekliyormuş.
00- Yerel seçimin Kayseri’deki son mitingini cuma günü Başbakan Erdoğan yapacakmış.
MELİKGAZİ
ZABITASINA
Melikgazi Zabıtasına üç şikayetim var. Nazmi Toker Okulu’nun hemen karşısında Hunat Camii’nin arkasında bir bisiklet satıcısı var... Bu kişinin “babası muhtar mı”(!) merak ediyorum. Ne kaldırım kalmış, ne yol. Daha önce okulun duvarının yanındaki otoparkı da işgal ediyordu. Bu onu 3. yazışım. Diğer kaldırım işgali de Cami Kebir’in batısı, hamamın kuzeyinde. Bisiklet satıcısınınki hoş görülecek gibi değil. Diğeri belki ihtarla geçiştirilebilir. Bürüngüz Camii’nin sağ ve solunda, engelli ve özürlülere yardım topladığını söyleyen gençler ellerinde makbuz modern dilencilik yapıyorlar. Hem de taciz edercesine... Ben vebali attım. Gerisini zabıta ve amirleri bilir.
