ASIM CENGİZ GÜR


MEZARLIK ZİYARETİ

Notlar - Asım Cengiz GÜR


Dünkü yazımızda Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´in ?Ağızların tadını kaçıran/bozan ölümü, çokça hatırlayınız? hadis-i şeriflerini nakletmiş ve ?Evet çokça hatırlamalıyız, çünkü ölümü hatırlayan kötülük yapamaz. Nefsimize öleceğimizi sık sık duyurmalı, mezar ve hasta ziyaretleri ile cenaze merasimlerine iştirak etmeliyiz ki ölüm sonrası için en iyi hazırlığı yapmaya yönelebilelim? demiştik.

Üniversitede Medeni Hukuk derslerimize giren rahmetli Prof. Dr. İhsan Tarakçıoğlu bey, sene içerisinde birkaç sefer ?iyi insan olmak, iyi insan kalmak için zaman zaman hapishaneyi, hastahaneyi ve kabristanı ziyaret edin? tavsiyesinde bulunurdu. O yıllara kadar çocukluktan itibaren her hafta kabristan ziyaretinde bulunma adetimi sürdürmenin yanısıra, rahmetlinin tavsiyesi ile zaman zaman diğer mekanları da ziyarete çabalıyorum. Gerçekten, insanın başına neler gelebileceğinin ve sonumuzun (nasib olur ise) birkaç metrekarelik yer olacağının farkına varabilmeyi mümkün kılıyor, eğer salt ?yapmış olmak için yapmıyor, gitmiş olmak için gitmiyorsak?.

Aziz Kitabımız Kur´an-ı Kerim´in bize örnek/ideal insan, ?üsve-i hasene? olarak gösterdiği Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´den, kabir ziyaretlerinin: ?İnsana ölümü ve ahireti hatırlattığını ve ahireti için ibret almayı sağladığını?; ?İnsanı zühd ve takvaya yöneltip, aşırı dünya hırsını ve haram işlemeyi engellediğini ve kişiyi iyilik yapmaya yönelttiğini? öğreniyoruz. Ayrıca, salih kişilerin kabirlerini, özellikle Hz. Peygamber (asm)´in kabrini ziyaret, ruhlara ferahlık sağlar ve yüce duyguların oluşmasına yardım eder. Kabir ziyareti, insanın geçmişi, dinî kültürü ve tarihi ile bağlarının güçlenmesine de yardımcı olur.

Son zamanlarda aksine görüş ileri sürenler var ise de; kabir ziyaretleri hem diriler hem ölüler için fayda sağlar. Kabir ziyaretlerinin Perşembe-Cuma ve cumartesi günleri yapılması da sünnettir; ancak bu günlerle kısıtlı değildir. İmkan ve fırsat buldukça ziyaret etmekte ve ertelememekte fayda vardır. "Ölen kimse, kabrinin içinde boğulmak üzere olup da imdat isteyen kimse gibidir. Kendisine ulaşacak duayı beklemektedir. Nihayet dua kendisine ulaştığında, bu duanın sevabı ona dünya ve dünyada bulunan her şeyden daha kıymetli olur. Muhakkak ki, hayatta olanların ölüler için hediyeleri dua ve istiğfardır" denilmiştir.

Mezarlığa girildiğinde : ?Esselâmu aleyküm dâre kavmin mü´minîn ve innâ inşâ ellahü biküm lâhikûn. Es´elüllâhe lî ve lekümül âfiyeh. (Selam size ey mü´minler yurdunun sâkinleri. Allah´ın dilemesi ile biz de sizlerin arasına katılacağız. Allah´tan bize ve size âfiyet/dirlik/saadet dilerim)? denilmesi sünnettir.

Özellikle anne, baba diğer akraba ve dostların kabirleri, ruhları için Allah´a dua ve istiğfar etmek amacıyla ziyaret edilir. Ölüler adına yapılan hayır ve hasenâtın sevabının onlara ulaşacağı sahih hadis ve icmâ delili ile sabittir. Ölüler ziyaret edilirken, onların ruhları için Allah´a dua edilir, Kur´an okunur, yapılan iyiliklerin sevabı bağışlanır.

Kabre yeşillik, ağaç dikmek sevabtır. Dikilen ağaç ve bitkinin ölünün ruhundan azabın hafifletilmesine sebep olacağına dair hadisler vardır. Bazı kardeşlerimizin buket götürüp kabrin üstüne bıraktıklarını görüyoruz, hiç olmazsa buketi çözüp, çiçekleri toprağa saplayarak; toprakla ve su ile buluşturmalı ve yeşil kalmalarının süresini ve böylece kabirde yatan için meleklerin mağfiret dileme sürelerini de uzatmaya vesile olmalıdırlar. Kayseri Şehir mezarlığında bir süreden bu yana otomatik sulama sisteminin yapılması özellikle sahipsiz/ziyaretçisiz kalan mezarlarda yatan geçmişlerimizin affına vesile olacak yeşilliklerin yaşam sürelerini uzatacaktır. Yüce Allah (c.c.) düşünen, uygulayan ve sürdürülmesi için gayret göstereceklerden razı olsun.

İmam Gazali (rh.a.): ?Kabir ziyareti yapılırken ölünün yüzüne doğru dönülerek selam verilmeli ve dua edilmelidir. Bu esnada kabri öpmekten, yüzünü gözünü sürmekten ve etrafında dönmek (tavaf) den sakınılmalıdır. Çünkü bu gibi davranışlar bid´attır ve dinde yeri yoktur? demekte ve sünneti zedeleyecek, şirke kapı açacak hareketlerden kaçınmayı ihtar etmektedir. Mezar ziyaretinde bulunan kişinin bir hoca tutmasına da gerek yoktur. Herkesin kolayına gelen Kur´an ayetlerinden okuması veya toplu gidilmiş ise içlerinden en uygun okuyanın okuması ve diğerlerinin dinlemesi; sonrasında da Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´den başta olmak üzere tüm ehl-i imana ve hassaten ziyaret edilen kabirde yatan kişiye hediye edilmesi çok faydalı olacaktır.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´den : "Yasin, Kur´ân´ın kalbidir. Onu bir kimse okur ve Allah´tan âhiret saadeti dilerse, Allah onu mağfiret buyurur. Yâsin´i ölülerinizin üzerine okuyun? buyurduğu rivayet edilmiştir. Bu hadis-i şerif, Yasin Sûresinin hem ölüm döşeğinde olan hastaya okunmasına, hem de ölmüş mü´minlerin ruhuna bağışlanmak üzere okunabileceğine işaret etmektedir. İslâm âlimleri, ölünün ruhuna Kur´ân okunduğu zaman peşinden bir dua ile ruhlarına bağışlanmasını tavsiye etmişlerdir. Bilgi ve imkanlar çerçevesinde, Yâsin, Tebâreke, Bakara suresinin ilk 5 ve son 3 ayeti; 3 ihlas ve Fâtiha surelerinin okunmasının faziletlerinden de bahsedilmiştir.

Kayserimizin medâr-ı iftihârı Seyyid Burhaneddin (rh.a.)´i ziyaret için gittiğimizde bir genç kardeşimizle tanışmış ve ona da aktarmıştım. Abdulhakim Arvasi (rh.a.), sâlih insanların kabrini ziyaret adabını şöyle anlatıyor: ?Kabir yanına gelince, önce selam verilir. Kabrin sağ yanına, yani kıble tarafına, ayak ucuna yakın durur. Tanıdığı gibi, şeklini, suretini hatırına getirir. Euzü ve besmele ile bir Fatiha ve 11 İhlas okur. Sevabını, Resulullah efendimizin, bütün Peygamberlerin, Eshab-ı kiramın ve Evliya-i izamın ruhlarına ve bu zatın ruhuna hediye eder. Onun ruhunu, gönlünde bulundurur. Kalbinde bir şey hasıl oluncaya kadar durur. Gelen kimse almasını bilir ise, o zat da, vermeye ehil, olgun bir Veli ise ve şartları gözeterek beklerse, elbette bir şey ele geçer?.

Yüce Allah (c.c.) önden gidenleri ferahlatacak salih işleri yapmaya ve biz gittikten sonra arkamızdan da böyle yapacak nesilleri yetiştirmeyi nasib eylesin (âmin).

?Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce imanla geçmiş (din) kardeşlerimizi bağışla, kalplerimizde, iman edenler için bir kin bırakma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen pek şefkatlisin, pek merhametlisin.?