ASIM CENGİZ GÜR


MEVLİD GECESİ - 1439

Notlar - Asım Cengiz GÜR


Bugün akşam ezanı ile birlikte Rebîü´l-Evvel ayının onikinci gününe gireceğiz ve İslâm´a göre önce gece, sonra gündüz geldiği için de akşam ezanı ile birlikte Mevlid Kandili´ni bu gece ihya edeceğiz inşaallah.

Alemlere rahmet olarak gönderilen ve alemleri nura gark eden Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´in doğumlarının yıldönümü. Hemen her Mevlid Kandili´nde kendisini bir kere daha rahmetle anmış olduğum Seyyid Ahmed Arvasi´nin bir Mevlid Günü sebebiyle kaleme almış olduğu bir yakarışını istifade edilebilmesi ve Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´i anlamaya vesile olabilmesi için aktarıyoruz:

?Seni çok özledik. Galiba, derin yaralarından kan sızarak şehadet şerbetini içmeye yaklaşan bir mücahidin, bir yudum serin suya iştiyakından daha fazla bir özlem içindeyiz.

Yüce ve mukaddes kitabımız Kur´an-ı Kerim´den öğrenmiş bulunuyoruz ki:

İnsan kâinatın hülasası, sen ise bu hülasanın aslî cevherisin. Sen yaratılmasaydın, ?Âlem? yaratılmaya değmezdi. Bütün yüce değerlerin mihengi sensin. Yüce Allah, seni, varlığın ve yüce değerlerin merkezi olarak yarattı. Yaratılmışlar seninle mânâlandı.

Bu dünya seninle şereflendi. Şimdi o, senin mübarek vücudunu, bağrında taşıdığı için, fezada şevkle dolaşmaktadır. Güneş, ay ve diğer yıldızlar ?Dünya? adlı yıldızı nasıl kıskanmasınlar? Yaratıkların en aşağısı olan ?toprak? ve ?yer? seninle nurdan daha aziz oldu. Senin dolaştığın Mekke toprakları, ?Sur? üfürüldüğü zaman, tozlarını silkip kalkacağın Medine toprakları, üzerinde ve sînelerinde seni taşımakla ?mükerrem? ve ?münevver? oldular.

Sen dünyamıza doğmadan önce:

Kızgın kumlara gömülen bebeklerin çığlıkları, vicdanları yakmıyordu.

Burnu halkalı ve alnı damgalı köleler ümitsizdi.

Kadınlar kocalarına, kocalar putlara tapınıyordu.

Fuhuş, kumar, içki, faiz, ihtikâr, kan ve zulüm o dereceye varmıştı ki, zayıflar evlerine, ?Ehl-i Kitap? dağ başlarına ve ıssız vadilere sığınmışlardı.

Zalimler ve şerefsizler, bütün makam ve mevkileri işgal etmiş, mazlumlar ve şerefli insanlar yerlerde sürünüyordu.

Sen geldin:

Çığlıklar bitti, gözyaşları dindi, köleler hür oldu, kadınlar yüceldi, erkekler ?sahte tanrıları? kırdılar;

İffet, helâl kazanç ve kardeşlik yeniden doğdu.

Hak, adalet, şefkat ve hizmet, devlet oldu. Zalimler, mağrurlar, alçaldılar, kahroldular.

Garipler, sahipsizler, kimsesizler, sende ve senin ?Aziz Kadronda? sevgi, saygı, yakınlık ve kardeşlik buldular.

Güçsüzler senin meclisinde güçlendiler, kendilerinde güç vehmedenler ?Hakk´ın karşısında? el bağladılar. Mazlumlar, senin şefkat ve merhametinde huzur ve tevazu buldular; zalimler, senin heybetinle titrediler. Tebessümün, kimsesizlere cesaret verirken, mübarek alnında kabaran damarlar zalimlerin ödünü koparıyordu.

Sen, ?irtihalimden (vefatımdan) sonra, bana selam gönderin, onu bana ulaştırırlar? diye buyurmuştun. Sana ?yağmur taneleri sayınca?, ?ağaçlardaki yapraklar miktarınca?, ?denizlerdeki su damlaları kadar? selam sunuyoruz.

Sana, ne kadar muhtaç olduğumuzu biliyorsun. Sen ?alemlere rahmet olarak? gönderilensin, bizi terk etme! ?İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi de kahreder misin?? diye Yüce Allah´a yalvarmamızı, bize sen öğretmedin mi?

Evet, Sevgili Peygamberimiz, seni, çok, hem pek çok özledik.

Şu anda mazlum, mağdur, zelil ve perişan düşen ve sayıları bir milyarı aşan İslam Dünyası´nın acıklı durumunu elbette görüyorsun.

Ey mana âleminin Sultanı!

Bizim için Allah´a duacı ol; ne olursun bizden davacı olma!?

Yüce Allah (c.c.), nice mübarek gecelere sağlık, sıhhat, afiyet ve hayırla kavuştursun. Bu geceleri, kendisini ve elçisini tanıma, anlama ve tam uymaya vesile kılsın. Ahirette, Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve sevdikleri ile birlikte olmayı nasib ve müyesser eylesin. (âmin).