VELİ ALTINKAYA


METİN FEYZİOĞLU’NA NİYE YÜKLENİYORLAR?

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA


Türkiye Barolar Birliği Başkanı hemşerimiz Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ile ilgili daha önce epeyce yazı yazdım.

Bugünlerde Feyzioğlu’na karşı haksız bir saldırı başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yargı Reformu Siyaset Belgesi’ni Külliye’de açıkladığı esnada, avukatlara yeşil pasaport verileceği şeklindeki cümleden sonra Feyzioğlu’nun Erdoğan’ı alkışlaması ile malum çevreler kıyameti kopardı.

-Vay efendim sen Cumhurbaşkanı’nı nasıl alkışlarsın?

Bir meslek örgütü başkanı, üyesine yeni bir hak ve imtiyaz almışsa bunu niye alkışlamasın.

Biz Bülent Arınç’ın basından sorumlu bakanlığı döneminde basın kartı sahibi meslektaşlarımıza, ‘hizmet pasaportu’ verildiği zaman da alkışladık siyasileri. Bugün devlet sürekli basın kartı sahiplerine yeşil pasartport versin ben yine alkışlarım. İyi bir şey yapılıyorsa alkışlamak, yanlış bir şey yapılıyorsa eleştirmek demokrasinin icabı değil mi?

Sonra yine ‘marjinal, ayrılıkçı’ çevreler Feyzioğlu’na ‘Nasıl olur da sen Külliye’deki adli yıl açılışına gidersin?’ diye yüklenmeye başladılar.

Yargıtay tarafından düzenlenen adli yıl açılışı, Külliye’nin salonunda değil de, bir başka kamuya veya otele ait salonda yapılsaydı Metin Feyzioğlu’na yine ‘Niye gittin?’ diyecek miydiniz?

Bir meslek örgütü başkanının mesleğinin sorunlarının konuşulduğu bir toplantıya katılmasından doğal ne olabilir… Kaldı ki Metin Feyzioğlu TV’lerin canlı yayınladığı o adli yıl açılışında, Cumhurbaşkanı’nın, Adalet Bakanı’nın gözünün içine baka baka meslektaşlarının sorunları ve yargılama ile ilgili beklentilerini çatır çatır söyledi...

Sonra Barış Pınarı Harekatı başladı. Barolar Birliği Başkanı sınıra gitti ve TSK’ne destek veren açıklama yaptı.

Yine malum çevreler eleştirmeye başladı. ‘Vay efendim bu senin işin mi, niye şov yapıyorsun?’

Ne yani Metin Feyzioğlu Mehmetçiğin yanında değil de, PYD-PKK’lı teröristlerin yanında mı dursaydı?

Biliyorsunuz bizde bazı meslek örgütlerinin üst kuruluşları ‘ayrılıkçı ve bölücüleri’ severler. Bunlara yönelik birçok operasyonda güvenlik güçlerinin, devletin yanında durmayıp, onlara destek veren açıklamalar yaparlar.

Maalesef barolar içinde böyle olanlar da var...

Daha birkaç ay önce Metin Feyzioğlu’nun listesini ayakta alkışlayarak seçenler, bu üç olaydan sonra Türkiye Barolar Birliği’ni olağanüstü kongreye çağırıyorlar. Başını İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır barolarının çektiği 12 baro böyle bir çağrı yapmış.

Elbette demokratik bir çağrıya diyeceğimiz bir şey olmaz. Ama gerçekten vicdanlara sormak lazım ‘Yahu ne değişti de 3- 4 dönemdir TBB’ne seçtiğiniz Metin Feyzioğlu’ nu şimdi yemek istiyorsunuz?’

Olağanüstü kongre çağrısı yaparen 1+2 baronun sektörün % 75’ini temsil ettiğinin altını çizmeyi de ihmal etmiyorlar. Peki ya kalan 69 il… Yani kalan 69 ilin barolarının buradaki meslektaşlarınızın hiçbir esprisi yok mu da kerameti hep kendinizde görüyorsunuz.

Bu 12 baronun başkanı  aslında olağanüstü kongre olsa da seçim yapamayacaklarını, Metin Feyzioğlu ve yönetimini de mevzuat gereği değiştiremeyeceklerini bizden iyi biliyor. Ama becerebilirlerse kongreyi toplayıp orada hemşerimizi hırpalayacaklar. Seçim yapamasalar bile önerge ile güvensizlik oyu verip güya Feyzioğlu’nu itibarsızlaştıracaklar...

Bu barolar genel başkanlarını hukuk, adalet adına eleştirse susacağım. Ama emin olun o eleştiriler ve yapılmak istenen hamlelerin hepsinin altında, ‘Sen nasıl olur da Tayyip Erdoğan’a yakın bir çizgide durursun?’ sorusu var...

Rahat olsunlar Metin Feyzioğlu dün nasıl sosyal demokratsa, bugün de öyle. Feyzioğlu’nun siyasi çizgisinde bir değişiklik yok. Feyzioğlu AK Partili, MHP’li filan olmuş değil. PM’den istifa ederken, parti üyeliğinden de ayrıldı mı bilmiyorum, ayrılmadıysa hala CHP üyesidir.

Metin Feyzioğlu’nun rahmetli dedesi, bu şehre bu ülkeye önemli hizmetler vermiş bir hukuk ve devlet adamıydı. O da dedesinin yolunda gidiyor.

Ama bu ülkede milletten kopuk, oturdukları fildişi kulelerinden ahkam kesen grup hiçbir zaman eksik olmuyor.

Ve bizim Kayseri olarak hemşerimize destek vermemiz, O’nun ‘milli ve yerli duruşu’nun yanında olmamız lazım.

Böyle bir süreçte Kayseri Barosu’nun da Feyzioğlu’nun yanında durması, hatta bizden çok daha iyi tanıdıkları marjinal yapılara karşı yerli ve milli olan barolarla müşterek hareketi organize etmesi gerekir.

 

Mış… Miş… Muş…

00- Kayseri, yarın ilk balonu uçuracakmış.

00-Erciyes’e futbol sahaları yapılıyormuş.

00- MHP’li Vekil İsmail Özdemir, Cumhurbaşkanı’nın ABD heyetindeymiş.

00- Av.Enes Ertuğrul Kalın, MHP Melikgazi İlçe Başkanlığı’na atanmış.

00- OSB müfettişlerinin harcamalarla ilgili kanaati tahmin edilirken, asıl ruhsatlandırma konusunda raporları OSB’nin geleceğini ilgilendirecekmiş.

00- AK Parti’de kongre arefesinde teşkilatlara yönelik Dedikodu Üretim Merkezi (DÜM) faaliyetteymiş.

00- Başkan Büyükkılıç ilçelere hizmette ayrımcılık yapmıyormuş.

00-ERÜ ve KAYÜ Rektörleri’nin fitneye karşı daha dikkatli olmaları bekleniyormuş.

 

KULİS BULVARI

OSB MÜFETTİŞLERİ RUHSATLARI NE YAPTI

Dün bu sütunda OSB’ye gelen müfettişlerle ilgili bir tesbit ve gözlemimi paylaşmıştım. Demiştim ki, ‘Müfettişler seçim arefesinde bazı basın-yayın kuruluşlarına yapılan ödemeler, pastırma sucuk harcamaları ve Osmanlı Odası’na yapılan harcamaları te’kide alıp yönetime bunları ‘kişi borcu’ çıkartabilir.’ Dünkü yazımın sonunda da ‘OSB yönetimi görevine devam eder’ ifadesini kullanmıştım. Yazı üzerine bir sanayici aradı ve mealen ‘Veli Bey, demek müfettişler başka eleştirecek konu bulamamış mı? Mesela ruhsatlarla ilgili ne yapmışlar? Ruhsatlar konusundaki ihlal gerçekten sizin söylediğiniz gibi üç- beş kişiyle mi ilgili? Yoksa 70’den fazla şirkete usulsüz ruhsat verdirilerek bunların seçimlerde oy kullanması mı sağlandı? Müfettiş raporunun detaylarını bilmiyorum. Eğer gerçekten müfettişler ruhsatlandırmadaki ihlal sayısının, iki aday arasındaki oy farkından fazla olduğu kanaatine varırlarsa OSB’de ortalık karışır.’