ASIM CENGİZ GÜR


LÂ HAVLE VE LÂ KUVVETE İLLÂ BİLLÂH`IN FAZİLETLERİ

LÂ HAVLE VE LÂ KUVVETE İLLÂ BİLLÂH`IN FAZİLETLERİ


Ebu Musa’nın (Allah ondan razı olsun) rivayet ettiğine göre, Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlar ki:

"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh`ı çok şöyle! Çünkü bu cennet hazinelerinden bir hazinedir."

Ebu Hureyre ise (Allah ondan razı olsun) :

"Bana Rasûlüllah (s.a.v.) buyurdular ki:

(Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azîm – Güç ve kuvvet ancak şânı Yüce Allah’tandır)`ı çok söyle, çünkü bu cennet hazinelerindendir." diye rivayet etmişlerdir.

Ve yine, bu “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh”ı okumanın 99 derde deva olacağı ve en azından hüzün ve kederi gidereceği bildirilmiştir.

Mu`az ibni Cebel’in (Allah ondan razı olsun)rivayetinde, Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :

"Sana cennet kapılarından bir kapıya delâlet edeyim mi?" buyurmuşlar.

O da:

"Evet yâ Rasûlallah, nedir o?.." demişler.

Efendimiz SAS de:

"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh`tır." buyurmuşlardır.

Ebu Zer’in (Allah ondan razı olsun) rivayetlerinde ise Sevgili Peygamber Efendimiz:

"Allah-u Teàlâ Hazretleri bir kuluna nîmet verir, o kul da o nîmetlerin elinde kalmasını isterse, Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh`ı çok söylesin!" buyurmuşlardır.

Her gün yüz defa okuyan kimsenin, kat`iyyen fakirlik yüzü görmeyeceği beyan buyrulmuştur.

 

Mâlik el-Eşcaî (Allah ondan razı olsun), bir gün Sevgili Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.)gelip, oğlu Avf`ın esir olduğunu haber vermişler. Efendimiz (s.a.v.) de:

"Ona haber gönderin, Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh`ı çok söylesin!" diye emretmişler.

Halbuki, o anda Avf zincirlerle ayaklarından bağlı bulunuyormuş. Allah-u Teàlâ`nın hikmetine bakın ki, bu duaya devamıyla bir gün ayağındaki zincirler kendiliğinden çözülmüş, o da fırsattan istifade ederek, hemen orada bulduğu bir deveye atlayıp kaçmaya başlamış. Yolda rastladığı deve çobanlarına bir nâra atarak onları korkutup kaçırmış, bütün develeri önüne katıp babasının evine gelmiş.

Ev halkı son derece sevinmişler ve develer hakkında Rasûl-ü Ekrem`den ne yapacaklarını sormuşlar. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de "İstediğiniz gibi hareket edin!" buyurmuşlardır. Bunun üzerine:

“Kim Allah’a saygı duyup emirlerine uyarsa, (Allah) ona (selamete) çıkacak bir imkan sağlar. Ona, tahmin etmediği yerden rızık verir.” ayet-i celilesi nazil olmuş ve bir kimse Allah`tan korkup emirlerine imtisâl ederek ve yasaklarından kaçarak ittikà üzerinde olursa, Cenâb-ı Hakk`ın, onu bütün sıkıntılardan kurtarıp, ummadığı yerlerden rızıklandıracağı beyan buyrulmuştur.

Bundan ayrı olarak bazı tavsiyeler de şöyledir:

Her kim Bakara Sûresi’nin sonunda olan iki ayeti (Âmener-rasûlü...) her gece okursa, ona kâfidir. Yâni, ona gerek fazilet cihetinden ve gerekse o gece gelecek afetlere karşı hattâ gece kılacağı teheccüd namazına da yeter.

Her kim gece yatmadan evvel veya gece vaktinde Yâsin Sûresi`ni Hak rızası için okursa, mağfiret olunur. Çünkü bu sûreye Kur`an`ın kalbi denilmiştir. Zira, kudret-i ilâhiyyeye delâlet eden, ibretle dolu ve insanları intibâha davet eden ayetleri içermektedir. Sabah akşam okumayı unutmamalıdır.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir gün ashabına :

"Sizlerden biriniz bir gecede Kur`an`ın üçte birini okumadan aciz olur musunuz?" deyince, bu soru onlara ağır geldi de:

"Buna kim güç yetirebilir ey Allah’ın Elçisi?" dediler.

O zaman Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, İhlâs Sûresi`nin (Kul hüvallàhü ehad) Kur`an`ın üçte birine eşit olduğunu beyan buyurdular.

Her kim her gün ikiyüz defa İhlâs Sûresi`ni okursa, onun kul borcundan gayri elli senelik günahları af ve mahvolur.

Her gece Sûre-i Mülk`ü (Tebârakellezî biyedihil-mülk...) okuyanları Allah-u Azze ve Celle azâb-ı kabirden men eder, yâni korur.

Geceleri Duhan Sûresi`ni okuyanlar için, yetmişbin melek sabaha kadar istiğfar ederler.

Her gece Vâkıa Sûresi`ni (İzâ vakaatil-vâkıah) okuyana katiyyen fakirlik isabet etmez. Belki Cenâb-ı Hak onun rızkını genişletir.

Geceleri Yâsin Sûresi`ni okuyan kimse, mağfur olarak sabaha dahil olur. Duhan Sûresi`ni cuma geceleri okuyan kimse de, mağfur olarak sabaha dahil olur.

Ebû Hüreyre’nin (Allah ondan razı olsun)rivayetinde : "Her kim günde yüz defa, "Lâ ilâhe illallàhu vahdehû lâ şerike leh, lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şey`in kadîr." derse, on köle azad etmiş gibi olmakla beraber yüz de hasene yazılır, yüz seyyiesi de mahvolunur. Ve o gün için o zat şeytanın şerrinden mahfuz olur, ta akşama kadar; ve ondan efdal hiç kimse gelmez, ondan daha fazla diyenler müstesnâ..." buyrulmuştur.

Müslim ve Tirmizî rivayetlerinde ise; "Her kim günde yüz kere `Sübhanallâhi ve bihamdihî` derse, denizlerin köpükleri kadar çok hataları olsa dahi, dökülür. Yâni günahları kalmaz, af ve mağfirete mazhar olur." buyrulmuştur.

Ebüd-Derdâ’nın (Allah ondan razı olsun)rivayetinde ise; "Bir kul günde yüz kere `Lâ ilâhe illallah` derse, kıyamet gününde yüzü ayın ondördüncü bedir gecesi gibi parlak olduğu halde ba`s olunur ve onun amelinden efdal hiç bir amel dergâh-ı izzete ref` olunmaz; ancak onun gibi veya daha ziyade söyleyenler müstesnâ..." buyrulmuştur.

Cenâb-ı Hak cümlemizi hıfz ve himâyesinden bir an ayırmasın. Âmîn, bi-hürmet-i Seyyidi’l-Mürselin.

 

Kur’an-ı Kerîm’den bir dua:

 

“Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, `Rabbinize inanın!` diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik.

Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et.

Ey Rabbimiz! Resullerin aracılığıyla bize vaat etmiş olduğunu da bize ver; kıyamet günü bizi rezil etme!

Sen, vaadinden dönmezsin.”