Kurban bayramı yaklaştıkça daha çok ilgilenilen bu meselelerle ilgili birkaç konu ile ilgili notları bugün ve önümüzdeki günlerde aktarmaya devam edeceğiz. Yüce Allah (c.c.), kendisine yaklaştıracak amel ve ibadetleri hepimize nasib ve müyesser eylesin.
?Kur´an´da Kan Akıtmak Yoktur? diyorlar. Bu Doğru mu?
?Kur´an´da kan akıtmak yoktur.? diye bir iddiadan söz ediliyor. Bununla insan kanı kasdedilmişse bu doğrudur. Haksız yere bir cana kıymak, Kur´an´a göre bütün insanları öldürmek kadar büyük bir cinayet sayılmıştır. ?Kur´an´da kan akıtmak yoktur.? ifadesiyle kurban kanı kasdedilmişse bu doğru değildir. Çünkü Allah Kur´an´da her millet için kurbanı emrettiğini Kevser suresinde de çok açık bir şekilde kurban kesilmesini istediğini biliyoruz. Kurban kesilince kan akar. Farz edelim ki Kur´an´da kurban kesmekle ilgili açık ve net bir delil bulamadınız. Kur´an´ı bize getiren ve Onu herkesten en iyi anlayan Peygamber Efendimizin Kurban Bayramında kurban kesme uygulamalarını nasıl görmezlikten geleceksiniz?
Hz. Peygamber (s.a.v), hemen hemen her yıl kurban kesiyor. Bazen iki koç kesiyor. Birini kendisi ve ailesi adına, birini de ümmetinden kurban kesemeyenler adına niyetlenerek kesiyordu. Veda haccında ise yüz deve kurban ettiğini, bunlardan altmış üç tanesini bizzat kendisi altmış üç yıllık ömrüne bedel kurban kestiğini, diğerlerinin kesimini ise başkalarına havale ettiğini tarih kaydediyor.
?Kurban Kesmek Sünnettir, Kesilmese de Olur? diyorlar. Doğru mu?
Kurban kesmek hanifi mezhebine göre vacibdir. Başta Şafii olmak üzere bazı imamlara göre sünnettir, ama onların bu sünnet hükmü, İmam-ı Azam´ın ?vacib? hükmüne denk bir sünnettir. Terk edilmesi mümkün olmayan sünnetlerdendir. Şeair gibi bir sünnettir. İmam Muhammed buna: ?Terkine ruhsat olmayan sünnet? demiştir. Dolayısıyla zengin olup da kurban kesmeyen hem Allah´ın emrini, hem de Hz. Peygamberin emir ve uygulamalarını görmezlikten gelmiş olur ki bu da bir çeşit günahtır. Eğer kurban kesmeyen günaha girmemiş olsaydı, Hadis-i şerifde: ?Hali vakti yerinde olup da kurban kesmeyenler bizim namazgâhımıza yaklaşmasın.? denilmezdi.
Kur´an´da anlatılan Habil ve Kabil olayından dolayı, kurban kesmek için takva sahibi olmak şart mıdır?
Kurban ibadetini yerine getirmenin şartlarından biri takvâ değildir; takvâ genel olarak müminlerin elde etmeleri ve geliştirmeleri gereken bir vasıftır. "Kurban ibadeti vaciptir, sünnettir; kesmezsem Allah´a itaatsizlik etmiş, Hz. Peygamber´in sünnetini terk etmiş olurum" düşüncesi bir takvâdır ve bu düşünce de hemen her kurban kesende vardır.
Hz. Âdem´in iki oğlunun kurbanları konusu Kur´an´da açıklanmıştır (Maide. 5/27-31). Buna göre oğullardan birinin kurban ibadetinin kabul edilmemiş olmasını, diğer (kurbanı kabul edilen) oğul "takvâ" ile açıklamakta, "ibadetin ancak takvâ sahibi olanlardan kabul edileceğini" ifade etmektedir. Burada takvânın ne mânaya geldiği de âyetin devamından anlaşılmaktadır: Kurban´ı kabul edilmeyen oğul, kıskançlık yüzünden kardeşini öldürmek istemektedir. Bir kulun Allah´a bağlılığı, O´na karşı sevgi ve saygısı, itaatsizliğin sebep olacağı kötü sonuçlardan korkması (takvâ) onun kıskançlık duygusunu veya başkaca nefsani arzularını yenmesine yetmiyorsa takvâsı eksik demektir; takvâsı eksik olanların itaatı (kulluğu) da eksik olur, ibadetlerini Allah için değil, başka saik ve sebeplerle yapmış olabilirler ve ibadetin kabul edilmemesi işte bu "niyet ve saik" kusuruna bağlıdır. Ayrıca bir kimse diğerinde takvâ olup olmadığını bilemez, kendisinde takvâ duygusu ve buna bağlı davranışların bulunup bulunmadığını ise bilir. Allah emrettiği, Hz. Peygamber de yaptığı için ödev bilerek kurban kesen kimsede -bu mânada- takvâ vardır.
?Ölüler İçin Kurban Kesilmez!? diyenler Var. Doğru mu?
Ölülere Allah rahmet etsin, denilirmiş de sevabı onlara bağışlanmak üzere kurban kesilmezmiş, iddiası da mantıklı ve tutarlı bir ifade olmadığı gibi, aynı zamanda muteber kaynaklara da aykırı bir açıklamadır. Önce mantıklı olmadığını arz edeyim: Ölüler için ?Allah rahmet etsin? demek, bir duadır. Bunun anlamı şudur: Bu dua sebebiyle ölen şahsa Allah´ın rahmeti kavuşsun, o bundan menfaatlensin, rahat etsin. Bu duanın sonucunu rahmet ve rahat olarak ölüye kavuşturan Allah´tır. Bu sevabı, dolayısıyla bu rahmeti ve rahatı ölüye kavuşturan Allah, sevabı ölülere bağışlanması umuduyla kendi rızası için kesilen ve fakir fukaraya dağıtılan kurbanın sevabını, dolayısıyla onların dualarının sonucunu bir rahmet ve rahat olarak, bir huzur ve mutluluk olarak neden kavuşturmasın? Bu Allah´ın kudretine ağır gelir mi? Kaldı ki kaynaklarımız da dirilerin yapmış oldukları hayır ve hasenattan ölülerin hayır göreceğini, hatta ehl-i sünnete göre sevaplarının da onlara kavuşacağını ifade etmektedirler.
Zaten kurban kesmek de bir çeşit duadır. İbadetlerin hepsi fiili duadır. Sözle ve fiille dua yapanlara sevap verildiği gibi bu duaları yapanlar, başkalarını da niyet ederek dua etseler, dua ettikleri kimselere de sevaplarından pay ayrılması Allah´ın lutfundan ve rahmetindendir. Hem de o duaları, hayır ve hasenatı yapanların sevabından bir şey eksilmeden.
Mesela İbn-i Ömer (r.a), Hz. Peygamber´in (s.a.v.) vefatından sonra her hangi bir vasiyyet de olmaksızın defalarca umre yapıp sevabını Hz. Peygambere bağışlamıştır. Ve yine sevabını Hz. Peygambere bağışlamak üzere İbnü´l-Muvaffak yetmiş hacc yapmış, İbnü´l-Serrac onbinden çok hatim okumuştur. Cenab-ı Hak, Peygamberine rahmet ettiğini bize haber veriyor, bizim de ona rahmet ve şefaat dairesinin genişlemesi, o dairenin bizi de içine alması için dua etmemizi, Ona Allahumme salli ala Muhammed diyerek salat ve selam okumamızı istiyor. Ahirete gidenler için sevap ulaşmayacak olsaydı Allah bunları ister miydi? Sevgili Peygamberimiz, sık sık Cennetü´l-Bakî´ kabristanına gidip vefat edenler için dualar okuyordu. Onlara faydası olmayacak olsaydı, bunu yapar mıydı?
Bu sebeple ölü adına veya sevabı ölüye bağışlanmak üzere kurban kesilebilir. Bir kimse, sevabını ölmüş bulunan anne veya babasına yahut diğer yakınlarına bağışlamak üzere, çeşitli hayır kurumlarına, fakir ve muhtaç kişilere bağışta bulunabileceği gibi, kurban da kesebilir. Sevabı Peygamberimiz (s.a.v.)´ın mübarek ruhuna veya başka mübarek zatların ruhuna bağışlanmak üzere kurban kesmek caizdir.