VELİ ALTINKAYA


KULKULOĞLU, KILIÇDAROĞLU VE PDY


CHP Kayseri Milletvekili Kulkuloğlu ile 2010 yılına kadar iyi bir diyaloğumuz vardı.

    2010'un ortalarından geçtiğimiz yılın temmuzuna kadar hiç karşılaşmadık, görüşmedik dersem yalan olmaz.

   Geçtiğimiz yıl müşterek bir dostumuz aracılığı ile bir iftar sonrası 3 saate yakın sohbet ettik.

   Cumhurbaşkanlığı seçim süreciydi. Kulkuloğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığına karşı çıkmıştı... O tavrını hatırlatarak Genel seçimde işinin zor olduğunu” söylediğimde, mealen, Abi sen beni 2007'deki Kulkuloğlu zannediyorsun. Köprülerin altından çok sular aktı” mealinde  bir değerlendirme yaparak özgüvenine, güçlü olduğuna vurgu yapıyordu...

   Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında Muharrem İnce ile hareket etti; kongrenin sonuçlandığı gün İnce ile de ters düştü ve Kılıçdaroğlu ile yollarını tamamen ayırdı Kulkuloğlu...

   Ön seçimden önceki süreçte Kulkuloğlu'nun Kılıçdaroğlu ile tekrar temasa geçtiği, daha önce yaptığı bazı görüşmeleri ve kendisine verilen görevler nedeniyle yeniden Kayseri listesinin başında yer alma hesabı içinde olduğunu duymuştum.

   Kulkuloğlu'nun bu noktada PDY ile ilgili geçmiş yıllarda Genel Başkanı'na götürdüğü bazı isimler, bilgi ve belgeler olduğu çok konuşuldu... Bundan dolayı da Kulkuloğlu'nun 2011 seçimleri öncesinde kullandığı Kayseri dosyası gibi bu seçim arefesinde de PDY ile ilgili bildikleri, genel başkanına götürdüğü isim, bilgi ve belgeleri kullanarak yeniden listeye girme hesabı yaptığı çok konuşuldu

   Aslında bu noktada 5-6 ay önce yaygın ve yerel basında küçük çaplı bazı haberler de yayınlandı.

   Dün bizim Ceyhun, Hanefi Avcı, Orhan Özdemir gibi isimlerin avukatlığını da yapan Fidel Okan'ın super haver.ltv”doe yayımlanmış bir yazısını getirdi ve ”Abi okursanız iyi olur” dedi... Okudum...

   Fidel Okan`ın o yazısından bazı bölümleri okuduktan sonra tekrar dönelim:

   Kılıçdaroğlu'na Güvenelim mi?

   Türkiye'de kaç kişi farkında bilmiyorum ama, 7 Haziran seçimlerinin sonucu, Paralel Yapı ile yürütülen mücadeleyi doğrudan etkileyecek.

   Devlet içerisinde devlet olan bu illegal yapı, aldığı darbelerin etkisi ile strateji değişikliğine giderek enerjisinin büyük bölümünü seçim sürecine ayırmaya başladı.

   Örgütün ilk hedefinin, AK Parti Hükümetini tek başına iktidar koltuğundan etmek veya iktidarın sayısal çoğunluğunu geriletmek suretiyle güçsüz bir iktidar yaratarak, kendisine karşı yürütülen mücadelenin azmini kırıp yeniden yükselişe geçeceği bir dönem yaratmak olarak görülüyor.

   Cemaat Medyası; örgütün stratejileri doğrultusunda ve seçim sürecinde, AK Parti aleyhinde ne kadar argüman varsa bunları şişirerek okuyucusuna sunuyor.

Hem CHP lehine propaganda yapıyor, hem MHP'yi ön plana taşımaya çalışıyor hem de başından sonuna karşı olduğu çözüm sürecinin en önemli aktörü HDP'ye oylarının bir kısmını yönlendirecek yayınlar yapıyor.

   Önce sizi 5 yıl öncesine götürerek ilk kez açıklayacağım bazı bilgileri paylaşmak istiyorum. 2010 yılı bilindiği gibi Cemaatin, ülkede gücünün zirve yaptığı yıldır.

   Eldeki verileri bir süzgeçten geçirerek, o dönem Cemaate karşı bir duruş sergileme noktasında olan Kılıçdaroğlu ile bir dizi görüşme yaptım. Bu görüşmelerin tamamında, CHP Milletvekili Şevki Kulkuloğlu da bulundu.

  Kılıçdaroğlu'na, Cemaatin devlet kurumlarını fiilen ele geçirdiğini, özellikle Emniyet ve yargıdaki elemanları vasıtası ile çok büyük bir güç haline geldiğini detayları ile anlattım.

   Cemaatin `imam` yapılanmasını ve işleyişini, hangi kurumlarda ne kadar etkin olduklarını tek tek ifade ettim.

   Kılıçdaroğlu bütün konuşmaları son derece dikkatle dinliyor, Kulkuloğlu'na not tutturuyor, zaman zaman sorularla meseleyi daha çok açıyordu. Bu görüşmeler sonrasında, CHP'de Cemaate karşı bir çalışma grubu kuruldu.

   Ancak ne olduysa çok kısa bir süre içerisinde oldu. Her şey tersine döndü.

   Kılıçdaroğlu daha o dönemde 360 derece dönüş yaptı. Bu dönüşün nedenlerini öğrendim. Ayrıntıları ile KULKULOĞLU yakın zamanda son ziyaretinde bana anlattı. Ancak Partisine ihanet eden adam olmamak için kamuoyu ile paylaşamayacağını söyledi. Anlattığı şeyler CHP'nin kaldırabileceği şeyler değil. Bende kalması konusunda sözümü aldığı için detaylara girmiyorum. Ancak, bir gün konuşursa Kılıçdaroğlu'nun o koltukta duramayacağını iyi biliyorum...”

   Kulkuloğlu'nun yeniden aday gösterilme-gösterilmeme sürecinde yakın çevresine PDY-Kılıçdaroğlu irtibatı” konusunda epeyce konuşmalar yaptığı biliniyor...

   Avukat Okan'la yaptığı görüşmede de Kulkuloğlu belli ki epeyce şeyler söylemiş. Bunların ifşası halinde Kılıçdaroğlu'nun koltuğunda oturamayacağı dahi iddia ediliyor.

   Güya Kulkuloğlu, Partisine ihanet eden adam” konumuna düşmemek için susuyormuş...

   Kusura bakmasın ama; doğduğu şehri malum iddiaları ile neredeyse yolsuzlukların menbaı” göstermekten çekinmeyen, yargı kararına rağmen hala bu konuda söylemlerde bulunan Kulkuloğlu şehrine ihanette beis görmezken, partisine ihanetten (!) çekiniyormuş.

   Kulkuloğlu'nun  Cemaat-Kılıçdaroğlu irtibatı ve ilişkileri konusunda bildikleri ve şahit olduklarını devlet de biliyordur herhalde.. Bunlar yakında dosya dosya açılırşa şaşırmam.

   Kulkuloğlu'nun da en fazla 8 Haziran'a kadar susacağını sanıyorum. Sonra PDY ile ilgili bildiklerini ve partisinin irtibatına anlatacaktır.