VELİ ALTINKAYA


KTO

KTO


KTO l20 yıllık tarihi ile şehrimizin en köklü ve büyük meslek örgütü...  Zorlu  ve epeyce hengameli geçen bir seçim sürecinin ardından Mahmut Hiçyılmaz başkanlığındaki bir ekip KTO yönetimini devraldı...

    Hiçyılmaz ve yönetimi göreve başladığı ilk günlerden içten ve dıştan bazı “pasif direnişle” karşılaştı. Bu direniş, sadece çalışanlar odaklı değil, yönetim merkezliydi de.

   Hiçyılmaz ve ekibi KTO yönetiminde bir süredir önemli işlere imza atıyor. KTO önemli organizasyonları gerçekleştiriyor; ancak kurum çevresinde daha çok personelle ilgili çeşitli uygulamalar konuşuluyor.

    Keşke bunlar gündeme getirileceğine, yapılan başarılı uygulamalar konuşulsa. Hiçyılmaz ve yönetimi (Genel Sekreter  dahil) haktan şaşmayan bir yönetim anlayışına sahip. Ancak, AB ile ilgili büroda çalışan bazı personelin şehir içi seyahatlerinde avro üzerinden aldığı harcırah fısıltı halinde konuşuluyor. Bu büroda çalışanlarla, oda merkezinde istihdam edilenler arasında bir gelir uçurumu var. Elbette personel arasındaki liyakat ve şartlar farklı olabilir. Ancak, aynı likayata sahip bir personel 2 bin liraya çalışırken, “zamanında  imtiyazlı olan” diğerlerinin 4 bin liranın üzerinde ücret alması,  bu yetmiyormuş gibi yaklaşık 6 bin avro kadar (yıllık) harcırah alması da ayrıca düşündürücü. (Bu büroda çalışan herkes için bu rakamları söylemek doğru olmaz. Hangi personeli kastettiğimi kayıtlara bakarsanız görürsünüz)

    Doğrusu benim de bu sütunda personel arasındaki “sancıdan” çok Hiçyılmaz’ın başarılı çalışmalarının altını çizmem daha doğru olurdu. İnşallah önümüzdeki hafta...

 

CUMHURİYET

Türkiye Cumhuriyeti 91 yaşında. Cumhuriyetin ilanının üzerinden tam 91 yıl geçti...

Bin yıldır Selçuklu, beylikler ve nihayet Osmanlı yönetiminde bu topraklarda hüküm süren ecdadımız, batı merkezli haçlı saldırıları karşısında yenilmiş ve nihayet Anadolu topraklarında son Türk Cumhuriyeti’ni ağır bedel ödeyerek kurmuştu.

Sivas ve Erzurum kongrelerinde  saltanat ve hilafetin kaldırılacağına dair bazı işaretler verilmesine rağmen, BMM’nin açılmasından sonra Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının yeni ülkenin yönetimi konusunda kafası karışıktı. Sonuçta bazı telkinler ve kongrelerde alınan kararlar ışığında önce saltanat kaldırıldı; sonra Cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyetin ilanından sonra da halifelik lağvedildi.

Bu toprakların bağımsızlığı için ecdadımız çok bedel ödedi. Bu topraklardaki bin yıllık hükümranlığımız  Birinci Cihan Harbi ve Kurtuluş Savaşı merkezli 500 binden fazla şehit vermemizle son buldu. Bu rakam aslında çok daha büyük. Bugün Anadolu’da o iki büyük savaşta şehit vermemiş tek bir hane yoktur.

Özetle, bu topraklarda ezanın okunması, al yıldızlı bayrağın dalgalanması çok ağır bir bedelle mümkün olabilmiştir.

Bugün geldiğimiz noktada, son  250-300 yılın hakim güçleri  Osmanlı’ya yaptıkları operasyonu tamamlamak istiyor. Türkiye’ nin yanıbaşında ve içinde cereyan eden olaylar kesinlikle Sevr-Mondros özleminden başka birşey değildir.

 Kurtuluş Savaşı’nda çıktığı zaman bir iğne ve ipliği dahi üretecek ekonomik gücü bulunmayan bu ülkenin 13 milyon insanı bugün 76 milyon nüfusuyla dünyanın 16. büyük ekonomisi olabilmiş. Yine bulunduğu coğrafyanın silahlı kuvvetleri ve ekonomisi ile hasımlarını rahatsız eden bir ülkesi haline gelmiştir.

Cumhuriyetin kazanımlarına ve değerlerine sahip çıkmak hepimizin borcudur. Büyük dedesini milli mücadelede şehit vermiş biri olarak ifade etmek isterim ki, şahsi ve siyasi hesaplarımızla ecdadımızın bize bıraktığı bu ülkenin birlik ve baraberliğine verilecek her türlü  zararın karşısında dimdik durmak, hepimizin omzundaki  görevdir.

Cumhuriyetin 25 yıl kadar sonra  demokrasi ile taçlanması ve gerçek manada milli iradenin yansıdığı bir yönetim şekli olması, maalesef çeşitli müdahalelerle  inkıtaya  uğramış...

Bugün hepimiz, Cumhuriyete sahip çıkarak, başta Gazi olmak üzere, tüm şehitlerimizi minnet ve şükranla anıp, onlardan aldığımız bayrağı zirveye taşımalıyız.

 

00- Kayseri bugün Cumhuriyet Bayramı’nı coşkuyla kutlayacakmış.

00-Erciyesspor’un Beşiktaş galibiyeti “sükse” yapmış.

00-NNYÜ ondan az kadrolu profesörün görev yaptığı 15 üniversite arasındaymış.

00- Vali Düzgün’ün Karpuzatan ve çevresini tehdit eden ‘koku’ya el atması takdirle karşılanmış.

00-Milli Emlak Müdürlüğü Kayseri ve çevresinde çok sayıda gayrimenkul satacakmış.

00-Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkan Yardımcısı Ergün Bilen Türk TIR’larının İran sınırında yaşadığı sıkıntıyı duyurmaya çalışıyormuş.

 

H.E.S. KABLO’NUN

REKLAMI

   Kısa adı HES olan Hacılar Elektrik Sanayi’nin dün bazı yaygın gazetelerde etkilendiğim bir reklam çalışmasını gördüm. H.E.S. 125 ülkeye ihracat yapan ve ihracat sıralamasında Kayseri’de birinci olan güzide şirketlerimizden biri. Boydak Grubu’na ait olan bu Şirketimiz reklamdan öğreniyorum ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “Kayseri’nin En Temiz Sanayi Tesisi” ilan edilen Şirketin hazırlattığı reklam görsel olarak oldukça etkileyici. Bir anne kuş ağzında üç yem getiriyor ve yavrusunu besliyor. Şirket elektrik kablosu ürettiği için “Enerjiyi Almanın En Doğru Yolu” sloganını kullanarak, bir anne kuşun, yavrusunu doğal ve doğru bir şekilde beslemesini resmetmiş.