ASIM CENGİZ GÜR


KOMŞULUK (3)

KOMŞULUK (3)


Notlarımızda geçtiğimiz iki günden bu yana ‘komşuluk’ konusunu aktarıyoruz. İçinde bulunduğumuz zaman, şehirleşme, kalabalıklar, tüm gün iş-güç peşinde koşturma, koşturarak eve dönme telaşı gibi etkenlerle sosyal yanımız zayıflıyor. Kültürel ve ahlaki değerlerimiz farklılaşıyor, değişiyor.

Bir büyük çatı altında farklı kapılardan girilen dairelerde yaşayanlar, birbirlerinden habersiz, birbirlerine kayıtsız kalıyorlar. Kayseri bu bakımdan henüz tam anlamı ile bu akıma kapılmamış olsa da yine etkileri görülebiliyor, hissedilebiliyor. Tüm bunları tersine çevirebilmek, asıl rayına oturtabilmek için biraz çaba gerekiyor. Hiç önem vermediğimiz, küçük gördüğümüz şeyler, bu yolda bize yardımcı olabilir. Merdivende karşılaştığımız bir apartman komşumuza vereceğimiz bir selam, göstereceğimiz bir güler yüz, samimi bir hal-hatır sormak, gerektiğinde kapı komşumuza bir ihtiyacının olup olmadığını sormak, hatta pişirilen yemekten bir tabak ikram edivermek komşular arasında oluşacak sıkı bağların bir ilk adımını oluşturabilir. Dinimizde bu tür davranışlar sadaka kapsamında değerlendirilmiştir.

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de :

“Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eza (gönül kırma) gelen  bir sadakadan daha iyidir. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir” buyurularak, muhatabımıza söylenecek bir çift güzel sözün önemini vurgulamaktadır. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’de:

“Güzel söz sadakadır” buyurmuşlardır. Nice yüklü paraların, malın,  tamir edemeyeceği kırık kalpleri, dünyası kararmış insanları, selam gibi nasılsınız gibi bir sevgi ve şefkat sözcüğü hayata döndürebilmektedir.  Mü’minlerin annesi Hazreti Ayşe (Allah ondan razı olsun) anlatıyor:

"Ey Allah’ın Elçisi, dedim; iki komşum var, (öncelikle) hangisine hediye sunayım?" 

Allah`ın Resulü :

“Kapısı sana daha yakın olana” buyurdular.

Komşular arası ilişkilerin sıcak ve canlı tutulması önemli ölçüde samimi duyguların açığa çıkmasını sağlayacak fırsatların oluşturulmasına bağlıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sababilerden Ebu Zer’e :

"Ebu Zer! Çorba pişirdiğin zaman suyunu fazla koy ve komşularını da gözet" buyurmuştur. Hadis-i şerif, imkansızlıklar içinde bile, komşularla iyi ilişkilerin devamı için nasıl her fırsatı değerlendirmemiz gerektiği konusunda ilginç bir örnek oluşturmaktadır.

Komşular arası ilişkileri sıcak tutmanın yollarından biri de karşılıklı ziyaretlerdir. Ziyaretlerin davet üzerine gerçekleşmesi daha da yapıcı olur. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

"Aynı vakit için iki komşundan davet alırsan önce daha yakın olanın davetine git. Aynı vakit için ayrı zamanlarda davet edilirsen,  önce davet edenin davetine git” buyurmuşlardır.

Sevgili Peygamber efendimiz (s.a.v.), komşunun mü’min olmayabileceğini de ifade etmektedir. Komşunun hakları :

-       Üçtür: Komşundur, mü’mindir, akrabandır

-       İkidir : Komşundur, mü’mindir

-       Birdir : komşundur buyurmuşlardır.

Büyük İslam alimi ve maneviyat önderi İmam Gazali (Allah ondan razı olsun) komşuluk hakları konusunda şöyle söylemektedir :

"Komşuluk hukuku, sadece komşuya eza etmemekle yerine getirilmiş olmaz, ayrıca eza ihtimali olan şeylerden  de kaçınmak gerekir… Bu da yetmez;

a) Komşuya yumuşaklıkla muamele etmek, ona iyi ve güzel davranmak.

b) Komşuyla karşılaşınca ona selam vermek,

c) Hastalandığında onu ziyaret etmek,     

d) Bir musibetle karşı karşıya kaldığında taziyede bulunmak,

e) Sevinçli anında onu tebrik etmek, sevincine ortak olmak,

g) Hatalarını görmezlikten gelmek, mahremine bakmamak, uzakta bulunduğunda evine göz kulak olmak, çocuklarına lütufkar davranmak,

 h) Din ve dünya ile ilgili bilmediği konularda ona yol göstermek;

bunlar bütün Müslümanlara karşı görevlerimiz dışında komşularımıza karşı olan görevlerimizdendir.

Komşuluk ilişkileri, komşular arasında, mahallede, beldede ve ülkede saadet ve huzurun, maddi ve manevi kalkınmanın da etkenlerindendir. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :

"Kime yumuşak huyluluktan nasibi verilmişse dünya ve ahiret iyiliğinden de payı verilmiş demektir. Akrabalık bağlarını gözetmek, güzel ahlak ve iyi komşuluk ilişkileri ülkeyi imar eder ve ömrü arttırır” buyurmuşlardır.

Kendi nefsimiz için istediğimizi diğer mü’minler için de istemek, imanımızın kemale ermesinin sebebi sayılmıştır. Komşularımızın hoşnutluğu, Yüce Allah’ın hoşnutluğuna erme sebeplerimizdendir. Yüce dinimiz İslam, topluma açılan ilk kapılarımız olan komşularımızla ilişkilerimizde bizden bazı şeyleri istemektedir ki, üç günlük notlarımızda bunların bir kısmını aktarmış olduk.

Yüce Allah (c.c.), iyi ve kara gün dostlarımız, can yoldaşlarımız, hayat arkadaşlarımız olan komşularımızla münasebetlerimizi kendi rızasına uygun olarak gerçekleştirmeyi hepimize nasib ve müyesser eylesin.