VELİ ALTINKAYA


KİYASETLİ SİYASET

Gündem - Veli Altınkaya


   Siyaset ve Kiyaset...

   Biri  adını sıkca telaffuz ettiğimiz, öbürü ise okumuş, belli yaşın üzerindeki isimlerin ara ara zikrettiği iki sözcük.

   Siyaset:

   Siyasa...

   Politika...

   Devlet işlerini düzenleme ve  yürütme sanatıyla ilgili  özel görüş ve anlayış...

    Davranış biçimi, düşünce yapısı..

    Kiyaset:

   Akıllıca davranmak, akıllılık...

   Her iki sözcüğün sadece baş harfleri değişiyor. Ama, gelinen noktada ülke ve şehir yönetiminde bulunanların, hatta son manası ile hepimizin evini, işyerini vs yönetirken siyaseti kiyasetli yapması gerekiyor.

   Herhalde bunun aksini kimse söyleyemez.

   Bu satırları yazarken kulağım bir yandan da MHP?Genel?Başkanı Devlet Bahçeli´nin basın toplantısındaydı. Bahçeli de, Lozan Antlaşması´nın yıldönümünde  ülkemiz üzerine oynanan ve oynanmak istenen oyunlara yönelik önemli uyarılarda bulundu.

   Günlük siyasi gözlüğümüzü çıkardığımızda,  Suriye, Irak, Ege, Almanya (AB), Kıbrıs, Filistin, Katar vs odaklı ülkemiz üzerine oynanan oyunlar noktasında, özellikle Cumhurbaşkanımız Recep?Tayyip Erdoğan´ın bugünlerde uykusuz geceler geçirdiğine eminim...

   Ailenizde eşiniz ve bir-iki çocuğunuz, küçük işyerinizde yönetim ve denge kurmak için ortaya koyduğunuz çabaları düşününce, koca koca şehirlerin, hele hele Türkiye gibi hassas bir coğrafyada bulunan  önemli bir ülkenin yönetimi o kadar zor ki...

   Bunca hinlik ve hesap içerisinde ülkenizi dalgalı sulardan dingin sulara ulaştırmak çabasını ortaya koyarken, bir de gemiyi içerden delenler olmasa ah...

     Muhtemel ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve benzer düşünce içerisindekiler de bu fırtınalı sularda gemiyi delmek isteyenlerin çabasına daha da üzülüyordur.

   Siyaset ülkemizi, şehrimizi yöneten partilerimizde yaptığımız fiilin (işin) adı değil. Siyaset, hepimizin neredeyse her gün hayatımızın bir çok kademesinde şu veya bu şekilde ifa ettiği bir düşünce hareketi.

    Eğer  o siyaseti kiyasetli yapabiliyorsak ne ala...Yoksa sonuçta kaybedenlerden oluruz.

     AK?Parti, CHP, MHP, SP, VP vs partilerin hepsi gelir geçer... Asıl olan millet ve devlettir. Hepimiz günü gelince bir siyasi partiye oy veririz ve biter. Dün oy verdiğimiz, bugün sempati duyduğumuz partilerimiz yanlış yapıyor da olabilirler. Elbette gerektiği zaman onları eleştirelim; ama ölçüyü kaçırırsak, bu hassas  günlerde bindiğimiz dalı kesersek 80 milyon olarak kaybederiz.

Hepimiz ABD, İsrail, bazı AB ülkeleri Rusya vs.´in Suriye ve Kuzey Irak´ta yapmak istediğini iyi görmeliyiz. (Efendim bugünkü iktidar, Cumhurbaşkanı vs. üç yıl önce şunu dedi, beş yıl önce şöyle yaptı) bunların tamamını bir tarafa bırakıp bugün yüz yıl sonra yeniden bir topyekün savaşla karşı karşıya kaldığımız idraki ile, yöneticilerimizi kiyasetli siyaset yapma adına zorlamalıyız, katkı vermeliyiz.

   Gün kısır siyasi çekişme, bağnazparticilik zamanı değildir. Gün, birlik ve baraberlik içinde, dış telkinlerden uzak, kiyasetli siyaset yapma zamanıdır.

   GÜLSOY MÜTEVAZİ

  KTO?Yönetim Kurulu Başkanlığı´na ilk olarak Ömer Gülsoy adaylığını açıkladı. İşyerinde, KTO Sarraflar ve Kuyumcular?Derneği yönetimindeki birkaç arkadaşı da olduğu halde mütevazi bir basın toplantısı ile adaylığını açıklayan Gülsoy´a bu yarışta çıkacak diğer aday veya adaylar gibi başarı diliyorum.

   Gerçekten Gülsoy, mütevazi, sataşmadan, makul mesajlar verdi. Hatta, okuduğu basın metninde hepimizin altına imza atabileceği  milli ve manevi değerlerimize yönelik  cümleler vardı. Neredeyse sadece, ?KTO Yönetim Kurulu Başkanlığı´na adayım´ dedi o kadar. Sorularımız üzerine neden aday olduğunu kısa cümlelerle izaha çalıştı.

-Arkadaşları ile KTO´nun 41 meslek komitesinde de liste çıkartacağını söyledi.

-Şu ana kadar kendisiyle birlikte hareket eden KTO Meclisi´ndeki arkadaşlarının devam niyeti varsa ?yoldaş´ olabileceklerini ifade etti.

-Detaylandırmadan, Kayseri´nin hak ettiği yerde bulunmadığını söyledi.

-Siyasi partilerle Ticaret?Odası´nın farklı kimlikler olduğunu belirterek, seçilmesi halinde Oda´yı siyasi düşünceden ari yöneteceğini ifade etti.

 -Tüm siyasi partileri ziyaret ederek düşüncelerini aktaracağını ve onları dinleyeceğini söyledi.

-Kimseye sataşmadı.

-Kayseri için önemli olan ?Uyumlu çalışma´ vurgusu yaptı.

 

Ve hepsinden önemlisi; kendisi ve arkadaşlarının seçim sürecinde şehrin huzurunu bozacak, Kayserili´ye, Kayseri tüccar ve işadamına yakışmayacak bir üslup ve tarz kullanmayacaklarının altını çizdi...

 

MIŞ MİŞ MUŞ ...

00-Ömer Gülsoy, mütevazi bir program ve makul mesajlarla KTO başkanlığına adaylığını açıklamış.

 00- KTO seçimleri ile ilgili Kayseri ve Ankara´da kulisler yoğunlaşmış.

 00- KAYSO´da Mehmet Büyüksimitçi ve Abidin Özkaya´nın  yola devam etmesi beklenirken, adı kulislerde konuşulan Yılmaz Büyüknalbant ise ?yoklama´ yapıyormuş.

 00-TBMM?Başkanı Kahraman´a bazı bürokratlarla ilgili ?özel not´ verilmiş.

 00-Rektör Güven´in genel sekreterliğe hangi ?hukukçuyu´ getireceği merak ediliyormuş.

 00-Altgeçitlerle ilgili çalışmalar hızlı başlamış.

 00-Bünyamin?Somyürek Sağlık Ocağı´nda aile hekimlerinin bazıları mesaiye geç geliyormuş.

 

 

KULİS BULVARI

AK PARTİ RÜYASI

      Rüya, insan hayatında önemlidir. Hele hele müslümanların hayatında. Bilimsel olarak rüya, bazen bir lahza, bazen ise birkaç saniyelik bir algı olarak, beynimizde vücut bulurken, biz onun dakikalar, hatta saatler sürdüğünü sanırız. Rüya ile ilgili ilk merakımı, 35 yıl kadar önce, Abdülgani bin İsmail-en?Nablusi´nin ?Tadir-ül Enam, Fi Tabir-ül Menam´ adlı eserinden öğrenmiştim. Hz.Peygamber´in ?sahih rüya´ gördüğüne inanan sahabesine, ?Rüyanızı ehil olmayana yorumlatmayınız´ türü telkinleri olduğu söylenir. Peki bu girişten sonra ne diyorum: Bugünlerde AK?Parti Kayseri Teşkilatları´na yönelik ?rüya görenler´, aman ha; abdestli ve hulus-i kalple yatıp yatmadıklarına ve rüyalarının ?sahih´ olup olmadığına dikkat etsin. Hele hele, bir de rüyalarını ehil olmayanlara yorumlatırlarsa, bu sıcaklarda üstleri açık yattıkları tümden ortaya çıkabilir.