Kayseri´de ortaokulu okuyordum. Köyünden yeni gelmiş bir çocuğun ana-baba ve yurt hasreti ile, tatil olduğu zaman koşa koşa terminale gider ve köyün otobüslerini büyük bir heyecanla beklerdim.
O yıllarda Kıbrıs sıkıntılıydı. Ara ara büyüklerimizden duyuyorduk Kıbrıs´ta yaşananları. Gazeteler Kıbrıs´ta Rumların Türkleri katlettiği haberlerini veriyordu.
Televizyon imkanımız yoktu. Sarız Yalak´tan bahsetmiyorum; Kayseri şehir merkezini anlatıyorum; köyde o tarihte elektrik dahi yoktu; televizyon nasıl olsun. Televizyon Kayseri´ye Mayıs 1974´de geldi. Tam da o aylarda Kıbrıs´ta zulüm had safhaya ulaşmıştı. Talas´a kurulan TV vericisi ile haftada üç gün neredeyse üç saat bant yayını yapılıyordu. Öyle haber filanda yoktu. Konumuz bu değil ama; yeri gelmişken bir-iki cümleyle bahsedeyim; yıllardır televizyonculuk yapan, 22 yıl TRT´nin muhabirliğini yapmış bu fakirin, TV ile ilk tanışıklığı 1974´ün son aylarındadır. Sivas?Caddesi Damla Apartmanı´nda oturan teyzemi ziyarete gitmiştim. O da beni ve çocuklarını da alarak, 2. katta bir eve götürmüş, ?Haydi televizyonu görün´ demişti. Kadınlar sedir üzerinde elişi yapıp sohbet ederken, biz 5-6 çocuk halının üzerine oturmuş, ilk kez gördüğümüz siyah-beyaz tv´den bir marangozun çalışmasını ağzımız açık izliyorduk.
Her yaz olduğu gibi o yazda okul kapanmış ve köye gitmiştik. Biz uzun süre tarlalarımızı dayımlarla birlikte ekip biçtik. Herkesin tarlası ayrıydı; ancak motorumuz (traktör) ortaktı. Dedem, babam ve dayım başta, çocuklar olarak bizlerde onların planladığı çerçevede tarlada hasat işini birlikte yapardık...
Dedim ya o aylar, yani 1974´ün başı Kıbrıs için sıkıntılı yıllardı. Rahmetli dayım, rahmetli dedem ve rahmetli babama kıyasla haberlere daha meraklıydı; o gün de bugün de Adana Tufanbeyli´ye bağlı olan İğdebel?Köyü Ağçal (Akçal) mevkiindeki tarlaya ekin(buğday) biçmeye gidecektik. Her zaman olduğu gibi sabah ezandan hemen sonra yola çıkıyorduk. Dayım o tok sesiyle ?Veli radyoyu almayı unutma´ dedi.
Henüz 13 yaşında bir çocuk olarak eşeğin üzerine binmiş ve yeşil kaplı, transistörlü, 20-25 cm´ye 30-35 cm büyüklüğündeki radyoyu kucağıma almış ve sımsıkı sarılmıştım.
Genellikle tereyağlı bulgur pilavından oluşan öğle yemeğini 13 gibi yerdik. O an namaz vaktiydi de. Dayım özellikle saat 13 haberleri için beni ve benden büyük olan ağabeyim ve kendi çocuklarını uyarır ?Aman ha ajansı kaçırmayalım´ derdi. Saat 13´de hepimiz radyonun etrafına toplanır ve Kıbrıs´ta ne olup bittiğini öğle ajansından dinlerdik. Ajans dinlerken kimsenin sesini yükseltmesi mümkün müydü?
Kıbrıs Barış Harekatı´nın üzerinden 43 yıl geçmiş. Benim için daha dün gibi... Kıbrıs´a 5 kez gittim. Dadaloğlu Vakfı yönetiminde bulunduğum dönemde merhum Rauf Denktaş ile, sonraki yıllarda cemiyet başkanlığım sırasında Cumhurbaşkanları Derviş Eroğlu ve Mustafa Akıncı´yı ziyaret ve sohbet imkanlarım oldu.
Batı´nın, ABD´nin desteği ile Rumlar (Yunanlılar) Kıbrıs´ı bir oldu-bitti ile kendi adaları yapma çabasındaydı. Özellikle 1963-1974 arasında Kıbrıslı kardeşlerimiz çok zulüm gördü. Vahşi işkencelerle karşı karşıla kaldılar.
Ve bıçağın kemiğe dayandığı bir noktada, Rahmetli Ecevit ve Rahmetli Erbakan´ın hükümet ettiği süreçte Türkiye uluslararası hukuktan doğan ?garantörlük´ hakkını kullanarak Ada´ya müdahale etti.
Kıbrıs?Barış?Harekatı´nda Kayseri Komando Tugayı ve Erkilet´te ki Hava Üssü´nün payı büyüktür.
Kıbrıs´ın özgürlük mücadelesinde Kayserili 7 şehit verdik. 1996´da dönemin Büyükşehir?Belediye Başkanı Şükrü Karatepe´nin talimatı ile o şehitlerimizin yakınları, belediyeciler ve bir grup gazeteci ile Kıbrıs´a gitmiş ve şehitlerimizin mezarları başında Fatiha okumuştuk. Hepimiz için duygusal ve hüzünlü bir ortamdı. Kıbrıs´a ilk gidişim de bu vesile iledir.
Kıbrıs bizim için çok önemli...
Kıbrıs Barış?Harekatı´ndan sonra bize ambargo uygulayan başta ABD olmak üzere, NATO üyesi diğer ülkelerin ne kadar dost(!) olduklarını yakından gördük.
Ve bugün; Kıbrıs halkı BM´nin dayattığı Annan Planını kabul etmesine rağmen Rumlar AB´ye alındı ve AB ve ABD?bizi?Rumlarla anlaşmaya zorluyor.
Irak´ı, Suriye´yi parçalayan, parçalamak için milyonlarca insanın canına kasteden, neredeyse her iki ülkede 10 milyon insanın yurdundan-yuvasından olmasını sağlayan emperyal güçler, niçin Kıbrıs´ı birleştirmek için bu kadar çabalıyorlar?
Bu soruya hepimizin cevap araması lazım. Bizim Kıbrıs´ta ki askerimizden rahatsız olanlar, adadaki İngiliz üstlerinden niye rahatsız değil. Fransızlar Ada´da üst kurmak için?Rumlarla niye görüşüyor?
Türkiye Kıbrıs için yeni ve farklı bir yol haritası çizmek zorunda.
OSB SEÇİMİ
4 YILA ÇIKMIŞ
Bakanlık organize sanayi bölgelerinin yönetmeliğinde değişiklik yapmış. Yeni düzenleme ile OSB´lerde seçim süreleri 4 yıla çıkartılmış. Her iki yılda bir yapılan seçimler böylece son anda bir sürpriz yaşanmazsa 2021´de tekrarlanacak. İyi de olmuş. Zira iki yıllığına seçilen, birinci yılın sonunda mali kongre, ikinci yıl dolmadan da yeni seçim telaşına düşen OSB yönetimleri uzun vadeli planlama ve yatırım hesapları yapmakta zorlanıyorlardı. Muhtemelen OSBÜK bağlantılı Bakanlığa bu yönde serzenişler iletilmiş olmalı ki, tıpkı TOBB´a bağlı meslek odaları gibi OSB´ lerde de seçim süreleri uzatılmış. Son düzenleme OSB?Başkanı Tahir?Nursaçan ve ekibinin gelecek hesaplarını kolaylaştırmıştır. Başta da fuar ve kongre merkezine yönelik çalışmalarını. Bu arada OSBÜK?kongresinin de hareketli geçeceği kulağıma geliyor. Bakalım ne olacak?
Mış? Miş? Muş?
00- Özhaseki´nin koltuğunu koruması bazı FETÖ?istismarcısı ve rantçılarının canını sıkmış.
00-Özhaseki´nin görevden alınacağını bekleyen DÜM´cüler ve bazı muhalifler şoktaymış.
00- TBMM?Başkanı Kahraman, yarın Birlik?Vakfı´nın binasını hizmete açıp, yurdunun temelini atacakmış.
00-Çelik?Başkan,?Spor A.Ş.´nin halkın takdirini kazanan başarılı çalışmalarını anlatmış.
00-AK?Parti´de çarşambaya kadar delege seçimleri tamamlanacak ve ilçe kongreleri Ağustos´ta başlayacakmış.
00-Kayseri eski müftü yardımcısı iken?Ardahan´a?müftü atanan Aytekin?Yılmaz´ın, FETÖ?elebaşını peygamberlerden üstün gören paylaşımları alan için ibretlikmiş.
00-FETÖ rantçıları telaşlanmaya başlamış.
