VELİ ALTINKAYA


KETE VE KÖMBE

KETE VE KÖMBE


Son günlerde özellikle tatlının ölçüsünü kaçırmış olmalıyım ki kilo aldığımı farkettim.

Sağolsun bir dostumun teşviki (hatta zorlaması) ile yeniden spora başladım. Hergün gidemiyorum. Yaklaşık on gündür de tatlı ve ekmeğe mesafeli duruyorum. Aslında bazı yemek türleri hariç (kıyma kavurma, fırınağzı, melemen vs) ekmeği pek aramam. Ama lanet olası tatlıya dayanamıyorum. Bıraksanız bir kg baklavayı veya halka tatlıyı tek başıma yerim.

Demek ki tatlı da bağımlılık yapıyor... Beslenme uzmanları da obezite ile mücadelenin önce beyinde başlaması gerektiğini söylüyor.

Tıpkı sigara, alkol, hatta uyuşturucu almak gibi...On gündür tatlı yememek için kendimi frenliyorum. Ara ara gevşettiğim oluyor. Bazen sabahları da tahin-pekmez yediğim oluyor... Hiç olmazsa doğal tatlı...

Eee kardeşim bize ne senin obezite oluşundan, yediğin içtiğinden demeyin lütfen...

Sabah programdan çıkınca mutfakta görevli kardeşim iki bardak ılık su ve açık çayla birlikte küçük bir kete getirdi...

“Keteyi ben yaptım, yerseniz sevinirim” dedi. Teşekkür ettim.

Sabahleyin bir tas yoğurtlu çorba ve küçük bir ıspanaklı börek yiyerek evden çıkmıştım.

Desenize; “Daha ne yiyeceksin. Sen bu boğazla değil spor yapmak, Erciyes’e hergün çıkıp insen de zayıflayamazsın.”

Keteye bakınca 45 yıl geriye gidip duygulandım ve bu yazıyı yazdım.

İlkokulda okurken haftada bir gün kete dağıtırlardı... Bazen tüm, bazen de yarım... 60’lı yılların sonu 70’in başından bahsediyorum. Ketenin dağıtılacağı günü iple çekerdim. Sadece ben değil 50 kişiden oluşan sınıfımızın hepsi aynıydı. Kete yumuşacık, fosur fosur bir yiyecekti. Adeta damağımızda dağılıyordu tadı...

Mutfaktaki hanım arkadışımın getirdiği “içli kete”ydi.. O daha bir güzel...

Siz kömbeyi bilir misiniz?

Bu yazıyı okuyanların ancak bir-ikisi kömbenin ne olduğunu bilir.

Yazımı yazarken tam bu esnada kalktım ve karşımda duran TDK’nın Türkçe sözlüğünü aldım. Bakım kömbe için ne diyor sözlük.:

“Un, tuz ve yağ ile yoğrulan kızgın sacda veya fırında pişirilen ekmek.”

Bizim kömbe dediğimize kimi yerde çörek, kimi yerde börek deniyor. Gerçi börek olunca mutlaka içli olması lazım... Tıpkı “içli kete” gibi...

Ama bizim kömbe farklıydı. Sobanın (Kayseri’de güzine diyorlar ya) gözünde pişirilir, sıcak sıcak yerseniz mesele yok. Soğuduğu zaman dişiniz zor keserdi. Alimallah birinin başına vursanız kafasını yaracak sertlikte olurdu kömbe bir süre sonra...

Nadiren ağır misafir gelirse kömbenin içlisi yapılırdı. O zaman da bize bir dilim ya düşer, ya düşmezdi.

 Bizim kömbe ne bayatlar, ne küflenir, ne de kokardı.. Günlerce sofra bezine sarılı olarak kalırdı. Nadiren kömbeyi yumuşatsın diye üstüne yoğurt sürerek yediğimiz olurdu...

 Mutfaktaki kardeşimin getirdiği keteyi yerken bunları düşündüm. Sonra yazmalıyım bunları dedim. Bilsin insanlar. Bakın benim çocuklarım da bilmez bunu. Babaları ne yemiş, ne içmiş, nasıl yaşamış...

Evet keteyi yedim... Diyetisyenlere sorsam  500 kalori almışsın; bir saat yürümen lazım” der.

Oysa ben çocukluğumda hergün Binboğa’ya  inip çıkıyordum.. Neredeyse günde 5 saat yürürdüm. Bu kadar yürüdükten sonra ne yersen ye... Ama, ne var da ne yiyeceksin...

Günlerce yolunu beklediğimiz ketenin “Amerikan yardımı” olduğu söylenirdi..

İnşallah değildir. Yoksa hepimizin kursağında Amerikan yardımıyla yapılmış kete varsa, yandık. Aksi taktirde “Kahrolsun Amerika”, ”Kahrolsun Emperyalizm” derken zorlanırız.

Yazımı affınıza sığınarak bir tespitle aktarıyorum. Lütfen hoşgörün. Epeyce oldu, birgün benden biraz yaşlıca ve bekar bir arkadaşım uzaktan bir hanım gördü ve “İçli kete gibiymiş” dedi. ”Ne demek o?” dedim. “Baksana hanım biraz kilolu. Kayseri’de hafif kilolu hanımlar için ‘içli kete gibi’ derler” deyiverdi...

  Kilolu hanımların hoşgörüsüne sığınınarak; iğneyi kendime batırmak istiyorum. Bizim gibi kilolu, hatta obez beylere ne denir Kayseri’de?..

 

00- Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu Develi’de temel atıp iftar açmış.

00- 9 partinin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu bugün Kayserideymiş.

00-AK Parti’de istifa eden 4 ilçe başkanı seçim sonrasına kadar görevlerini sürdürecekmiş.

00-KAYSO Başkanı Mustafa Boydak bugünlerde şaşırtmaya devam ediyormuş.

00- Gazeteciler sansürün kaldırılışının yıldönümünü buruk anıyormuş.

00-Bahçeli bayram sonrası Kayseri’ye geliyormuş.

00-Kayseri’deki dinlemeler baş ağrıtacağa benziyormuş.

 

EKMELEDDİN

İHSANOĞLU

  CHP ve MHP ile birlikte 7 partinin daha destek açıklaması yaptığı Ekmeleddin İhsanoğlu  bugün Kayseri’ye geliyor. Hoca’nın Kayseri programını, ilgiyi,tepkiyi yakından takip edeceğim. Daha çok da MHP il teşkilatı odaklı gerçekleşen koordinasyonda Kayserililerin İhsanoğlu’na yakışan bir misafirperverlik göstereceğinden şüphem yok. Beş yıldızlı bir otelde düzenlenecek toplantı ve iftardan çok sokakta yaşanacak diyaloğun yansımalarını merak ediyorum. Duyumlarıma göre İhsanoğlu oteldeki konuşmada Kayseri ile ilgili bazı anılarını da anlatacakmış. O toplantıda üniversite çevrelerinden epeyce de isim olacak gibi.