VELİ ALTINKAYA


KETE, MUZ VE SÜT POLEMİĞİ

KETE, MUZ VE SÜT POLEMİĞİ


Pazartesi öğretmen sınıflarda kete denilen şeyi yarım yarım dağıttı. Ortadan kesilmişti.Demekki her öğrenciye  tam bir kete düşmüyordu. Sonraki haftalarda nadirde olsa tam kete dağıtıldığı oldu. Kete kısa süreli belli günlerde düzenli dağıtıldı. Sonra günler karıştı,daha sonra kete dağıtımı tümden durduruldu...

İlk defa 8-9 yaşında tanıdım keteyi. Amerikan yardımı olarak dağıtıldığını söylediler. Bırakın şehri daha ilçe merkezini dahi görmemiştim. Belki cenaze yada düğün için çevre köylere gitmiştik. O kadar...

 Ekmek denildi mi yufkadan başkasını bilmezdik.Bildiğiniz somun ekmek çıkartan bir fırın vardı köyde.Ama, ağır misafir gelince alınırdı somun ekmek.Misafir sofradan kalktıktan sonra artarsa somun ekmekten bir lokmada biz yerdik.

Çiftçi bir ailedendik. Ambarlarımız buğday, arpa, çavdar doluydu.Köyde değirmen de yoktu.Komşu Kemer Köyü' nden geçen Sarız Çayı üzerine kurulmuş değirmene  kağnılarla götürdüğümüz buğdayı un yaptırırdık.Rahmetli dedem buğdayın içine çavdar katardı.Abimle ben buna tepki gösterir ve dedeme Ambar bembeyaz bugday dolu. Niye galleli (çavdar karışık) buğdaydan un öğütüyoruz.Falanın ekmeği bembeyaz.  Bizimkisi ise biraz siyah duruyor” diye tepki gösterirdik.

Rahmetli Gel oğlum senin aklın yetmez” der güya bizi ikna ederdi.İkna olmazdık; ama, yapacak birşey de yoktu.

O ekmekten sonra fısır fısır keteyi görünce nasıl büyük bir iştiyakla yemezsiniz.

 Ne garip değil mi, bugün o keteyi,böreği-çöreği kolest rolümüzü yükseltir diye yemiyor,ya da yiyemiyoruz.

Birde muz hikayesi anlatayım size...Çikita filan yok. Türkiye'nin muz ithali de yasak. Bildiğimiz Anamur muzu var.

İlkokuldan sonra Kayseri' ye geldim. Teyzem, o tarihlerde Kayseri'nin meşhur solcu öğretmenlerinden Şeker Ahmet'le” evliydi.Birgün teyzemgile ziyarete gelmiştim.Sivas Caddesi Damla Apartmanında oturuyorlardı. Teyzem yemem için önüme meyva getirdi.Tabakdaki bazı meyvaları tanıyordum. Fakat biraz sarı,biraz yeşilimsi birşey daha vardı.Ne görmüş, ne de yemiştim.Şimdilerde o da gazetecilik yapan teyzemin benden 5 yaş kadar küçük kızı içeri girdi.Tabakdaki o meçhul meyvadan birini aldı bir güzel kabuklarını soydu ve ısıra ısıra yedi... Kendi kendime adını henüz bilmediğim ‘bu meyva demekki böyle yeniliyormuş' dedim.

Ya şimdiki çocuklar maşallah herşeyi biliyorlar. Okul, bilgisayar, televizyon onlara neler öğretmiyorki neler.

Onlar süt yerine colalı içecekleri tercih ediyorlar.Annelerinin mercimek çorbasından, bulgur ve pirinç pilavından çok hamburger yeme çabasındalar.Onların bizim gibi keteye, muza hasret gitmesini istiyor değilim elbet; bu ülkenin insanlarının neler yaşadıklarını da bilmeleri gerekmez mi?.

 İletişimin bunca geliştiği dünyamızda sütü bilmeyen, hele hele kırsalda süt içmeyen yavrumuz yok gibidir. Ama, eminim şehirlerde  aylarca süt içmemiş binlerce çocuk var.Onlar devletin verdiği sütleri  alıp içsinler.Hem bu sütler bizim büyük bir iştiyakla yediğimiz Amerikan yardımı kete gibi de değil.Bu ülkenin çocuklarının analarının ak sütü gibi helal olan içecekleri... İçsinler, siyasi büyüklerinin kendilerine dağıtılan süt üzerinden yaptıkları polemiklere ise gülüp geçsinler.

 Ve duamız... Rezzak olan Yaradan kimseyi açlıkla terbiye etmesin!. Ve  bizi,cümlemizi verdiği nimetlere karşı şükredenlerden kılsın.

 

Mış… Miş… Muş…

00- Cumhurbaşkanı Gül Urfa'da hediye edilen aba için Bunu Erciyes'de giyerim” demiş.

00- CHP'nin 4.  il başkan adayı da resmen bende varım” demiş.

00- CHP ilçe başkanları adaylara mesafeli duruyormuş.

00- Büyükşehir'de yeni bir daire başkanlığı ihdas edilmiş.

00- ERÜ'de  rektörlük seçimi haziranın 2. haftasında yapılacakmış.

00- Kayseri Tiyatro Festivalinde konuşan Başkan Özhaseki devlet ve şehir tiyatrolarının özelleştirilmesine destek vermiş.

00-  Kocasinan'ın bir süredir ücretsiz dağıttığı  domates fidesi halktan  yoğun ilgi görüyormuş.

İL PROTOKOLÜ

   Cumhurbaşkanı Gül devletin yeni protokol yönetmeliğini imzalamış. 12 Eylül döneminde daha statükocu ve devlet yönetimi ağırlıklı protokol yapısı vardı. Şimdi bu düzeltilmiş. Ama ben bunun yeterli olduğu kanaatında da değilim.Yönetmelik illerde nasıl uygulanacak merak ediyorum. KTO, KAYSO, KESOB gibi meslek örgütleri ile bazı STK'ların listede daha üst sıralarda yer alması lazım. Başbakanlık yada  bir bakanlığa bağlı bir müdürlük merkez belediye başkanları ve STK' lardan daha önde. Dilerim il protokolünde bu düzeltilsin...