SAMİ DAYANGAÇ


KAYSERİLİ BİRBİRİNE YETER(Mİ?)

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Kayseri’nin adı başına bela derler. Denmesinin nedeni ise elbette ticaret hayatındaki başarısıdır. Şehrimiz sanayi kenti değil, limanları olan bir yer değil. Ticaret şehri. Ticari başarıları nedeniyle şehrin kendine yeteceği söylemi de itibar bulmuş.

Sizce öyle mi?

Bakınız şehrimizde ne yapılırsa yapılsın mutlak surette karşı çıkan, eleştiren, kara çalan, olumsuz yaklaşan bir kitle derhal karşınıza çıkar. Hiçbir konuda mutabakat sağlanamaz.

Aslına bakarsanız işini bilir mantığı, kendi kendine yeter söylemi bazı konularda şehrimizi ilerletemiyor. Örnek verelim, Ankara-Niğde otobanı açıldı. Kayseri’den Adana'ya giderken Niğde'ye kadar zorlansanız da Niğde’den sonra kaymak gibi yola düşer, sessizce yol alırsınız. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları çıkaran bir şehiriz diye övünüyoruz. Yav Ankara-Kayseri yoluna bir bakın, hala tek şeride düşen yerler var. Neden Kayseri-Ankara otobanı olmuyor?

Hızlı tren gündemden düşmüyor. Düşürmeyen kim? Yıllardan beri başbakan, bakan kim geldiyse Ankara-Kayseri hızlı tren geleceği müjdesini verdi, hani? Hayatı boyunca hiç trene binmemiş, binmeyecek insanımız bile hızlı tren istiyor, zira beyinlere siyasilerce kazındı.

Aynı şekilde, başbakan olarak Talas Raylı Sistem Hattı’nı açmaya gelip meydanda miting yapan Davutoğlu ne sözü vermişti?

Meydan mitinginde havaalanı vs. dedikten sonra trafiği çok rahatlatacak adım atıyoruz, eski terminalin oradan başlayarak trafiği Sivas Caddesi sonuna kadar yer altına alıyoruz, başbakanlık bütçesinden. Ee hani? Furkan Doğan Yurdu’nun önünü nasıl verdiğini açıklar mı?

Bu şehirde belediye başkanlığı yapmak çok zor. Ne yaparsanız yapın takdiri zor alırsınız. AK Parti iktidarı ile belediyelerin önü açıldı sanırsınız. Elbette şehir için çalışan Özhaseki başta diğer vekillerin hakkını yemeyelim. Siyasette başarılı olmak yetmiyor, bürokraside de etkili olmak gerekir ki işler hızlansın.

Ama bürokraside aynı başarıyı gösteremeyen bir şehiriz. Cumhurbaşkanı, başbakan, dışişleri bakanı, devlet bakanı olan büyüğümüz Kayseri'den kaç kişiyi götürdü? Elbette bakanlık görevi alan vekillerimizi de sayabiliriz.

Havaalanı içler acısı. Yukarıda saydığımız gibi, cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar çıkaran bir kentin havaalanı böyle mi olur?

Bizler enerjimizi küçük şeylerle tüketiyor, hep birbirimizin açığını arıyoruz. Gözümüz komşuda, yanda. Kim ne yapıyor diye.

Küme düşen, borç batağında bir takımımız var. Cumhurbaşkanı talimatla şehrimizi ligde bıraktırdı. Kaleye asılanları bile eleştirdik. Şimdi Bursa, Adana takımları lige alınsa o şehir neler yapmaz? Hiç sevinen oldu mu? Bir kuruş vermeyenlerin eleştirilerine maruz kaldı. Borç durumunu dedikodu ile bağırıp çağırmakla çözemeyiz. Yürekli bir savcı çıkar ve işi neticelendirir. Neticelendirmelidir. Kim bu takımın bir kuruşuna tenezzül etmiş ise, yemiş, yedirmiş ise haram zehir zıkkım olsun. Ama buna takılıp kalmak enerjimizi düşürür. Özhaseki bu sözü boşa söylemedi, kimseyi kayırmaya çalışmadı. En hassas olduğu konu hırsızlıktır. 25 senedir en yakınında bulunanlardan biri olarak söylüyoruz, kuruşa tenezzül edeni asla affetmez.

Sözün özü, birbirimizi yemeden, bir olur, birlik olursak her şeyin üstesinden geliriz. Hiçbir katkımızın olmadığı konularda pervasızca eleştiri kimseye bir şey kazandırmaz, kazandırmadı da. Mutlu, huzurlu bir hafta dileriz.

samidayangac@hotmail.com.