Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'nin seçimleri ile ilgili birkaç haftalık zaman dilimi içerisinde bazı yazılarım oldu. Öncelikle bu yazılarımda doğru olduğunu bildiğim ve açıklamaktan çekinmediğim düşüncelerimi, yorumlarımı paylaştım. Bu konuda her ne kadar bazı sanayicilerimizin alınmasına anlam veremedim desem de, seçim günü herkesin ortak bir noktada buluşması yani doğru olduğunu düşündüğüm noktada birlik olunması çok anlamlıydı. Güzel bir ortamda seçim gerçekleştirildi ve bu konuda genel kurulun nezih bir ortamda gerçekleşmesinde en büyük pay sahibi tabii ki de sanayicilerimizdi. Onların hoşgörüsü ve sağduyulu olması seçimlerin pozitif bir havada gerçekleşmesine neden oldu. Bu ortamın sağlanmasında ve devamında bir kişiye daha pay çıkartmak gerekiyor. Divan Başkanlığını yürüten Ali Baktır. Gerek genel kurulu yönetimiyle, gerekse uygulamalarıyla herhangi bir şekilde farklı söylem ortaya çıkartmadan, kongrenin tamamlanmasını sağlamış oldu. Bu konuda kendisini tebrik ediyor ve genel kurulu takip eden birisi olarak teşekkür ediyorum.
Genel kurulda sandıktan Mehmet Yalçın ve ekibinin çıkmasından sonra yapılacak olanın, çalışma ve üretmek olduğunu belirtmiştim. Aslında Yalçın ve ekibi işin başına geçer geçmez, kucaklarında nur topu gibi bir ‘DUBAİ’ buldular. Dış ticarette TİM tarafından ortaklaşa yürütülen, sonrasında TİM’in kendisini geri çekmesiyle Kayseri OSB’nin tek başına kaldığı ‘Dubai Projesi’nde maliyet her geçen gün artmaya devam ediyor. Son yapılan genel kurulda da kapatılması konusunda karar verilen bu proje umarım istenildiği gibi sonuçlanır. Özellikle döviz kurlarındaki oynamalar ve bu projenin döviz bazında Kayseri OSB'ye faturalandırılması, gelecek için sıkıntı olabilir. Başkan Mehmet Yalçın ile bu konuda bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Her ne kadar Sayın Başkan bu işin üstesinden gelmek için çabalayacaklarını anlatsa da, sanayicilerimizin en kısa sürede bu işi noktalaması gerekiyor. Ortalıkta 85-90 milyon TL’lik bir borç yükünden bahsediliyor. Sadece bu Dubai için deniyor. Danışmanlık yapan Suriye asıllı olduğu ifade edilen kişinin niyetinin ne olduğunu bilmem ama burada ticaret yapılacaksa; hem maliyetini, hem de Kayseri OSB’nin oluşan zararını temin edecek bir teklifin alınması gerekiyor. Yoksa ‘hurda niyetine oradaki eşyaların satılması ile buranın borcu kapanır’ diye düşünmek, bence ticari anlayışımıza pek yakışmaz. Döviz kurlarındaki oynaklık, ülkemizde bu işlerin bir hayli zorlu olacağını net bir şekilde ortaya koymuyor mu? Neyse verilen teminat mektubundan tutun da, fuar alanın yanına yapılan çalışma ile ortaya çıkacak arsa satışına kadar birçok konuda düşünceler olabilir. Bunların en iyisini mevcut yönetim bilir. Yoksa yapılan GES’ten gelecek olan para ile buradaki borcu kapatabiliriz deniyorsa, buna da şüpheli bakmaya başladım bilesiniz.
En azından ortaya çıkacak arsanın satışı ile bazı krediler ödenirse, Kayseri OSB’nin faiz ve kredi yükünün azalacağından bahsediliyor. Bu konuda mali müşavirleri yöneticileri mutlaka uyarmıştır. Dubai konusu daha çok konuşulacak gibi duruyor ama Başkan Yalçın ve ekibinin elini çabuk tutması, hatta önümüzdeki haftalarda bu işe nokta koyması gerekiyor. Bu yük konusunda yavaş kalınması halinde borcun katlanarak büyümesi, hatta sanayicinin omuzuna yüklenmesi sonucu sadece aidat borcuyla bu işten kurtulma imkânının olmadığı ifade ediliyor. Umarım bu sorun kısa sürede çözümlenir. Sonrasında ise normal işleyiş denilmeli ve sanayicinin gider kalmalarından nasıl bir indirim yapılır veya fayda sağlanır bunlara odaklanılmalıdır…
