VELİ ALTINKAYA


KART’IN DUYMADIKLARI, GÖRMEDİKLERİ

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA - Tekrar Yazıları


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın bütçe görüşmelerinde attığı “sucuk golünden” etkilenmiş olmalı ki Konya Milletvekili Atilla Kart başkanlığında 5 kişilik hukukçu bir vekil heyetini, ev sahibi milletvekili ile birlikte Kayseri’ye göndermiş.

Kart ve arkadaşları önce İncesu Belediyesi merkezli devam eden davayı takip ettiler, sonra parti il binasında basın karşısına çıktılar. Sayın İl Başkanı Sadık Atilla’nın açılış konuşmasından sonra vekiller adına Atilla Kart söz aldı.

Kart halen devam eden ve nasıl sonuçlanacağı belli olmayan İncesu merkezli davadan bahsetti uzun uzun. Bu davadan bahisle yeni istinatlarda bulunurken, diğer yandan hiç olmazsa yerel mahkemenin karara bağladığı davalarda “Hükmün kesinleşmediğini” iddia etti.

Geriye doğru gidersek, Sayın Kılıçdaroğlu’nun son 1.5 yılda yüzlerce kez tekrarladığı “yolsuzluk-usulsüzlük” iddiaları Sayın Kart ve 17 arkadaşının başvurusu üzerine Yargı tarafından ikinci kez reddedilmedi mi?

Kılıçdaroğlu, defalarca ortada daha önce var olan bir yargı kararı olmasına rağmen, bu kararı görmezden gelerek belediye, adliye ve valilikte bir şeytan üçgeni kurulduğunu, bir çetenin oluştuğunu söylemedi mi? Bu asılsız iddialar üzerine Kart ve arkadaşlarının yaptığı başvuru, üç savcı tarafından 8 ay süreyle tahkik edildi ve Başkan Özhaseki ve arkadaşları hakkında ikinci kez kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.

Başbakan Erdoğan’ın bütçe görüşmelerinde Başkan Özhaseki’nin Kılıçdaroğlu’ndan aldığı tazminatla dağıttığı 3.5 ton sucuğu dillendirmesi aradan geçen 5 güne rağmen halen ülkenin gündeminde. O konuşma ve görüntüler televizyonlara jenerik oldu.

Kılıçdaroğlu ve CHP neredeyse topyekün Kayseri’yi zan altında bırakan iddialarının Yargı tarafından ikinci kez reddedilmesinden sonra açılan davaları da kaybettiler.

Başkan Özhaseki, Kılıçdaroğlu ve arkadaşları aleyhine 13 dava açmış. Bu davaların tamamından kazanılan tazminat bedeli 78 bin 523 lira... Bunun 20 bin liradan fazlası “tehiri icra” kararı olmadığı için çekilmiş ve sucuk üreticisine peşinat olarak verilmiş. Yaklaşık 58 bin liralık bölümü ile ilgili olarak 90 günlük tehiri icra kararı alınmış. Ama bu para da yatmış durumda...

Kart bu kararı adeta görmezden gelerek “Henüz Yargıtay’da kesinleşmedi” diyor... Ama hala devam eden İncesu merkezli davayı uzun uzun konuşmayı ihmal etmiyor.

Aleyhlerine açılan 30 davanın reddedildiğini söylüyor, ama gazetecilerin bu davaların hukukun “matufiyet unsuru” nedeniyle reddedilip edilmediği yolundaki sorusunu görmezden geliyor. Kart’ın reddedildiğini söylediği davada mahkeme, “Davalının konuşmasında, davacının doğrudan hedef alınmadığı, manevi tazminat talep etme hakkının eylemden doğrudan doğruya zarar gören şahsa ait olduğu, yansıma yoluyla acı duyan kişilerin manevi tazminat talep edemeyeceği, manevi tazminatın ancak doğrudan doğruya saldırılan kişiye ait olduğu, konuşmada davacının adının geçmediği dolayısıyla matufiyet unsurunun geçmediği” iddiası ile reddetmiş 30 davayı...

Sayın Kart bu gerekçeyi hiç söylemiyor.

Hatta 17 arkadaşı ile yaptığı suç duyurusunda “Haksız yere suç isnat etmek” iddiasıyla 5 bin lira tazminata mahkûm edilmesini “Canım daha Yargıtay kararı kesinleşmedi” diyerek geçiştiriyor.

Bilmem kaçıncı kez tekrarlıyorum genel başkanı, kendisi ve Kayseri milletvekili ile ilgili yerel mahkemenin verdiği hükümleri işine geldiği zaman Temyiz Mahkemesi’ne atıfta bulunarak görmezden gelirken hala devam eden davayı rüşvet çarkının merkezi gibi gösterebiliyor. Veya altında dilekçe sahibinin adı dahi yazmayan isimsiz, imzasız bir dilekçeyi “karine gibi” takdim edebiliyor.

CHP ve Sayın Kılıçdaroğlu öyle sanıyorum ki sucuk dağıtma işinin Sayın Başbakan tarafından altı çizilerek vurgulanmasından ciddi bir siyasi yara almış olmalı ki, Kart ve beraberindekiler bu yarayı güya karşı hamle ile bertaraf etmek istediler... Kart, Savcı Zekeriya Öz ve Başbakan Erdoğan hakkında sarfettiği ağır ithamlardan dolayı mahkemelik olursa bana sürpriz olmaz.

 

 

İKİ ESKİ VALİMİZ

Mevlüt Çetinkaya, 28 Şubat sürecinde Kayseri’de valilik yaptı. Düzgün, vatansever, inançlı, halkla iç içe bir valiydi... 28 Şubat süreci O’nu da fişledi. Hatta AK Parti iktidarı döneminde de devrin Cumhurbaşkanı nedeniyle o fişlerin mağduru oldu. Birkaç yıl önce Cumhurbaşkanı Gül eski Valimiz Mevlüt Çetinkaya’yı Danıştay üyeliğine atadı. Çetinkaya birkaç ay önce Danıştay içinde yapılan seçimlerde “Danıştay Başsavcısı” oldu. Kayseri’nin önceki Valisi Mevlüt Bilici de bir süre önce merkeze alınmıştı. Bilici de tıpkı Çetinkaya gibi dürüst, çalışkan, inançlı vatansever bir insandı. Dünkü Resmi Gazete’de yayımlanan kararla Sayın Bilici de Sayın Cumhurbaşkanı tarafından Danıştay üyeliğine atandı. Hayırlı olsun. Değerli valimizi arayarak tebrik ettim. İki “Mevlüt Valimizin de” bu görevlerini de en iyi şekilde yapacaklarından şüphem yok.