SAMİ DAYANGAÇ


KAPI ZİLİ

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Yaşı 35 i geçmişler çok iyi hatırlarlar, eskiden televizyon dizileri izlemek, cep telefonları ile aranmak, hele hele sosyal mecrayı kullanmak hayaldi. Düşünün televizyon yayınları olmasa, cep telefonları sadece konuşmak için kullanılsa, internet olmasa… Bir hayal edelim lütfen.

Bunlar olmasa ilk önce aile içi iletişim gelişir. Kimse dizi izlerken reklam arasını kollamaz aile bireylerinden birine bir şey söylemek için. Her şeyden önce göz teması kurularak konuşulur. Kapı zili çalar. Dikkat ettiniz mi kimsenin evinde kapı zili çalınmaz oldu. Eve gelen giden yok ki.

Toplu taşım araçlarına bakınız, yer vermemek adına nasıl da telefonlara sarılıyor bacak kadar çocuklar. Eğitim aileden başlardı, neden eğitemiyoruz? Cevabı ilgilenmiyoruz olabilir mi?

Eskiden çocuklarımızın arkadaşlarının arkadaşlarına kadar bilirdik. Ya şimdi? Ellerinde telefon, ne yapıyorlar, kimle konuşuyorlar, ne izliyorlar merak edip bakıyor muyuz?

Eskiden eve gidilince zile basılır, terlik sesi dinlenirdi. Şimdi zile basan yok. Eskiden ev eşyası olarak en çok zil kullanılırdı. Şimdi telefon ve kumanda tuşları kullanılıyor.

Bir gün huzur evinde karşılaştığımız amca şunları anlatmıştı. Eşi ölünce oğlu yanına almak istememiş. Gelin şiddetle karşı çıkmış. Yalnız başına yaşarken, komşular geleni gideni yok, kimsesiz, çocukları hayırsız demesinler diye günde bir kaç kez kapıyı açıp zili çalarmış. Çok hüzünlü bir hayat hikayesi...

Sosyalleşelim derken tuzaklara düştük. İnternette her şey var. Çocuklar zararlı olup olmadığını bilmeden oradan yararlanıyorlar. Diziler derseniz aile kavramına dinamit koyuyor. Sosyalleşme aile bireyleri ile öncelikle sağlıklı, göz teması kurarak birlikte olmakla başlar. Aile bireylerinden sonra, akrabalar(dinimiz akrabaya yardımı emreder) komşular, arkadaşlar gelmelidir.

Kendi kendimize soralım ne kadar zamandır kapı zili çalmadık? Ne kadar zamandır kapı zilimiz çalmadı?

Ne kadar zamandır bir hasta ziyaretine gitmedik? Cenaze saymıyoruz, zenginseniz gelen çok olur, ev kirlenmesin diye de belediye çadırında restoranda ağırlanırlar.

Mal, mülk, şan, şöhret, tüm makamlar ömür gibi emanet. Emanete sahip çıkarken aile bireyleri başta, akraba, komşular ve dostlarla iletişimi ıskalamayalım. Gençlere, yavrularımıza hatırlatalım. Örnek olalım. Hayırlı evlat yetiştiremezsek kendi kapımızın zilini kendimiz çalarız.

Haydi, var mısınız bu gün bir ziyarete, kapı zili çalmaya?

Haydi...